‘İşlerini düşünerek yap’.....

Ey Muhammed (s.a.a.v) ümmeti! Allah’a şükretmeye alışın

<‘İşlerini düşünerek yap’.....

"Ey evlat! O'nun işlerine boyun eğ, sonra O'nunla ol. İşin iyiliği bundan sonra başlar. Her işin bir temeli vardır. Bina, temelin üzerine kurulur. Bu bina kolay kurulamaz. Üzerinde devamlı çalışmak icap eder; gece ve gündüz bir gaye uğruna harcanmalı. Aksi halde faydasız olur.
 
Sana acıyorum. Çok az düşünüyorsun. Tefekküre daldığın yok. İşlerini düşünerek yap. Tefekkür kalpten olur. Kalbine yönel. Halini düşün. İyilik üzere isen haline şükret. Aksi halde tövbe et, nadim ol. Hakk'a yalvar. Dinini, tefekkürle canlandırman kabil olur. Şeytan ve kötü duygular, iyi düşünce ile yokluğa gömülür.
 
İşte Peygamberimizin: "Bir anlık iyi düşünce (tefekkür), bir gece sabaha kadar yapılan ibadetten hayırlıdır" buyurması buna dayanır. Tefekküre geçmeden yapılan her iş uğursuzdur. İnsanı selâmete çıkarmaz. Bilâkis batağa gömer.
 
Ey Muhammed (s.a.a.v) ümmeti! Allah'a şükretmeye alışın. Ona yapılan ibadet, az da olsa, makbul olur. Zaten sizden önce gelenlere nispetle yaptığınız kulluk çok azdır. Bu sebeple yaptığınız halis olmalı, böyle olursa çok olur. Yeter ki, Hak yolunu candan tutasınız.
 
Siz sonra geldiniz; ama kıyamet günü diğer ümmetlerden önce kalkacaksınız. Bu, sizin için bir fazilettir. Sizden iyi olanın iyiliğine yeter yoktur. İyilikte kimse onu geçemez. Sizler şah'sınız. Diğerleri sizin tebaanızdır.
 
Doğru ol. Nefsin otağına yerleşip kaldığın müddetçe doğruyu bulamazsın. Tabii ve şahsî arzuların eteğine tutunup koştukça hayrı göremezsin. Mademki halkın elinde olanı zorla kapmak emelini besliyorsun, doğruluk bekleme. Nifak, riya, benliğinin derinliğine sahip durdukça huzur bulamazsın. Doğruyu sezmen kabil olmaz.
 
Dünyalık işlerin ardından seğirtip gittikçe, gözlerini hırs bulutlarından ayırmadıkça, iyilik bekleme. Âhiret işlerinin esenlikle geçmesini dileme.
 
Hakk'ı ve hakikati bir yana atıp Allah fikrini değil şeytan fikrini ruhunda beslemeye heves ettikçe, hayır kapısı sana kapalı durur.
 
Allah'ım, Senin varlığınla bize iyilik ver. 'Dünyanın ve ahiretin güzelliğini nasip et. Bizi ateşte yanmaktan sakla'. (Bakara, 201) Amin!


 
Kazandığın şeyin değerini bil. Bunda devam et; işlerin düzelir. Her işte başarı elde edersin. Elinde ne varsa, hırsı bir yana at; kanaatini ona yönelt. Mutlaka artsın, deme; fazla gelirse al. Olmadığı için üzüntü duyma.
 
Allah'ın verdiğini ye ki, hoş ola. Şahsî isteklerini alırsan dertlenebilirsin. Dilencilik iyi değildir. Verilen alınır ama dilenmek olmaz. Ancak iç âleminden kopup gelen arzu sonunda istenebilir.
 
Bu da bir nevi tecrübe olur. Kuvvet sahibine sığınıp istemek yerinde olur her halde. Bu halde isteyene değil, istenene bakmak gerektir.
 
Bu istek zararsızdır; hele kalbin ayık olması mutlaktır. Kalp ayık olunca işler mübarek olur, keder vermez. İstekler yalnız dünyalık işlere olmamalı, biraz da âhiret işlerine olmalı.
 
En çok dileğin af ve afiyet olmalı. Din, dünya ve âhiret için iyilik dile. Bunları yapabilirsen sana yeter; fazlası sana ne lâzım? (Abdülkadir Geylani Hazretleri, İlahi Armağan eserinden) H: Akın Aydın