İmam Mûsâ Kâzım 7. İmam'dır. Hicrî 128 tarihinde Ebva'da dünyayı teşrif etmiştir. Doğduğu dönem Emevîler'in sonuna denk gelmektedir.
06-12-2023TÜRK-AZ HABER / İMAN VE İNSAN
Hicrî 183 veya 186 yılında şehit olmuştur. İmameti otuz beş sene devam etmiştir.
Orta boylu, siyah saçlı ve çok esmerdi. Güzel yüzlü bir insandı. Bedeni çok ibâdet etmekten zayıf ve nahif idi.
Henüz küçük bir çocukken, konuşmaya başladığında babası İmam Ca'fer Efendimiz onun hakkında, "Seni babaların halefi, oğulların neşesi ve arkadaşlarının bedeli kılan Allah'a hamd olsun" buyurmuştur.
BABASI VE ANNESİ
Babası altıncı İmam, İmam Ca'fer es-Sâdık'dır (a.s.). Annesi, Hamide veya Humeyde adıyla çağrılırdı. Mü'mine ve iffetli bir kadındır. Hz. Humeyde hakkında İmam Ca'fer Efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Humeyde, altın sikkesi gibi her türlü kötülükten arınmıştır. Bana varıncaya kadar sahipleri tarafından özenle korunmuştur. O, Allah'ın bana ve benden sonraki hüccetlerine yönelik bir kerametidir."
İmam Ca'fer (a.s.), hanımı Humeyde'yi dinî bilgiler konusunda diğer kadınların öğretmeni olarak yetiştirmiştir.
İmam Mûsâ b. Ca'fer, babası İmam Ca'fer'in bir hac dönüşünde, Ebva denilen yerde dünyaya gelmiştir.
Humeyde, İmam Mûsâ Kâzım'ı dünyaya getirdiğinde, İmam Ca'fer'e (a.s.) haber verdiler.
İmam (a.s.), "Yüce Allah bana yaratıkların en üstünü olan bir çocuk verdi" buyurdu.
Humeyde hatun, İmam'a (a.s.), "Bu çocuk, dünyaya geldiğinde ellerini yere koydu ve başını göğe kaldırdı" dediğinde, İmam (a.s.), "Resûl'ün (sallallahu aleyhi ve âlihi) velâdetinin alameti de böyleydi. (Hz. Peygamber de dünyaya geldiğinde böyle yapmıştı). O'ndan (s.a.a.) sonra dünyaya gelen her İmam böyledir" diye buyurdu.
İmam Ca'fer, evladının doğumu ile ilgili olarak ashabına şöyle buyurmuştur: "Allah bana bir oğul verdi. O, Allah'ın yarattıklarının en hayırlısıdır."
Doğduğunda Halife, Abdülmelik b. Mervan'dı. İmam Ca'fer, doğan çocuk için, "Allah'a yemin ederim ki, o sizin sahibinizdir" buyurmuştur.
LAKAPLARI
EL-KÂZIM: En bilinen lakabıdır. Kâzım, öfkesini bastırıp yutan demektir.
Öyle ki, İmam Kâzım (a.s.), kendisini hangi sebeple öldüreceklerini, buna ailesinden kimin sebep olacağını bildiği hâlde o kişiye karşı öfkesini yenmiştir.
Rabiy b. Abdurrahmân diyor ki: "Allah'a and olsun ki, İmam Mûsâ b. Ca'fer (a.s.) ferâsetli ve ileri görüşlülerdendi. Kendisinden sonra kimin onun imametinde kalacağını ve ölümünden sonra kimin, ondan sonraki İmam'ı inkâr edeceğini biliyordu.
Bununla birlikte onlara olan öfkesini sezdirmeyip yutuyor ve bildiği şeyi onların yüzlerine vurmuyordu. İşte bundan dolayı Kâzım (öfkesini yutan) olarak adlandırılmıştı.
İbn-i Hallikan, İmam'ın 'Kâzım' sıfatı ile ilgili olarak Hatib'den şöyle nakleder:
"O, öylesine yüce bir şahsiyet ve cömertliğe sahiptir ki, kendisine 'filan şahıs size eziyet etmek niyetindedir' dendiğinde, bin dinarlık altın kesesini o adama gönderirdi.
O hazret her zaman altınları üç yüz, dört yüz ve iki yüz dinarlık keselere yerleştiriyor ve onları Medine halkı arasında paylaştığına hazretin altın keseleri meşhur idi."
İmam Mûsâ'nın oğullarına tavsiyesi de bu yönde olmuştur:
"Ey oğullarım! Size bir tavsiyede bulunacağım! Bu tavsiyeye uyan, onda büyük faydalar bulur.
Biri yanınıza gelirse, sağ kulağınızla ondan kötü bir söz duysanız, sonra bu adam geçip, sol kulağınıza özür dilese, 'ben böyle bir şey demedim' dese, onun özrünü kabul edin."
EL-ÂBİD: Çok ibadet eden.
ET-TAKÎ: Takva sahibi olan.
BÂBU'L-HAVÂİC: Allah'a muhtaç olanların kapısı.
Şehâdetinden sonra da, mübarek türbesi, yardım isteyenlerin ziyaret yeri olmuştur.
İmam Şafii şöyle der: "Mûsâ Kâzım'ın kabri, tedavi ediciliği tecrübe edilmiş bir yerdir."
İbn Şehraşub, İmam'ın türbesinin bu özelliği ile ilgili yaşanmış bir olayı şöyle nakleder:
"Bağdat sokaklarında bir kadın koşmaktadır. Ona, 'Nereye?' diye sorarlar.
Kadın, 'Mûsâ b. Ca'fer'in kabrine... Çünkü oğlumu hapse attılar' diye yanıt verir.
Soran adam ona, 'İyi de o söylediğin kişinin kendisi hapiste öldü' der alayla.
Kadın, 'Hapiste öldürülenin hakkı için gücünü bana göster' diye dua eder.
Çok geçmeden oğlu serbest bırakılır ve onunla alay eden adamın oğlu adam öldürmek suçundan hapse atılır."
EL-ABDU'S-SÂLİH: İbn-i Cevzî diyor ki: "Hâşimî hanedanından olan Ebû'l-Hasan Mûsâ b. Ca'fer (İmam Kâzım), çok ibadet ettiğinden (Allah yolundaki gayretinden) ve geceleri ibadetle geçirdiğinden dolayı el-Abdu's-Sâlih diye çağrılıyordu."
ES-SEYYİD: Müslümanların efendisi, İmamlardan bir İmam'dır.
ES-SABİR: Halifelerin zâlim ve baskıcı tutumlarına karşı büyük bir sabırla tahammül etmiştir.
İmam Kâzım'ın (a.s.) mührünün üzerinde, "Mülk (egemenlik), tek olan Allah'ındır" yazardı.
KÜNYELERİ
İmam Kâzım'ın (a.s.) künyeleri, Ebû'l-Hasan, Ebû İbrahim'dir.
İmam Ali Efendimizden sonra Ebû'l-Hasan künyesi ile o anılmıştır. Ondan sonra İmam Rızâ ve İmam Nakî (a.s.) da bu künye ile anılacağı için; İmam Kâzım Efendimize, Ebû'l-Hasani'l-Evvel denilmektedir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Musa Kazım eserinden)