İmam Hüseyin’i anma meclisleri düzenlemesi.....

İmam Câfer-i Sâdık, herkese, Hz. Hüseyin’in kabrinin ziyaret edilmesini tavsiye eder ve Kerbela faciasının yıldönümünde İmam Hüseyin’i anma meclisleri düzenlerdi

<İmam Hüseyin’i anma meclisleri düzenlemesi.....

İyiliği emredip kötülükten sakındırma hakkında İmam şöyle buyuruyor:

"Ancak şu üç hasleti üzerinde taşıyan kişi ma'rufu emreder ve münkeri nehyeder. Emrettiğini ve nehyettiğini bilen, emrettiği ve nehyettiği şeyle ilgili olarak âdil olan, emrettiği ve nehyettiği şeyden farklı bir tutum takınmayıp sözünün arkasında duran kişi."

Yine buyurur ki: "Kardeşlerimin içinde bana en sevimli olan ayıplarımı bana hediye eden (gösteren) kimsedir."
 
İmam Câfer-i Sâdık, herkese, Hz. Hüseyin'in kabrinin ziyaret edilmesini tavsiye eder ve Kerbela faciasının yıldönümünde İmam Hüseyin'i anma meclisleri düzenlerdi.

Bu konuda şöyle buyurur: "Kıyamet günü nur sofrasında oturanlardan biri olmak kimin hoşuna gidiyorsa, mutlaka İmam Hüseyin b. Ali'yi ziyaret edenlerden olsun." 

Abdullah b. Sinan şöyle anlatıyor:

"Aşura Günü, efendim Ebu Abdullah Câfer b. Muhammed'in yanına gittim. Rengi solmuş, yüzünde derin bir hüznün izleri vardı. Gözyaşları inci taneleri gibi dökülüyordu.

Dedim ki: "Ey Resulûllah'ın oğlu! Allah, seni hiçbir zaman ağlatmasın, niçin ağlıyorsun?"

Bana şu karşılığı verdi: "Haberin yok mu? Hüseyin b. Ali'nin böyle bir günde hunharca katledildiğini bilmiyor musun?"

Dedim ki: "Efendim, bugün oruç tutmakla ilgili görüşün nedir?"

Bana şunları söyledi: "Gecelemeksizin o günü oruçla geçir. Sevinçli olmaksızın iftar aç. Orucu tam gün tutma. Ama ikindiden bir gün sonra bir yudum su iç.

Çünkü buna benzer bir vakitte Ali Resule karşı başlatılan savaş durdu. Onlara karşı saldırı sona erdi. O sırada şehadetleri Resulûllah'a ağır gelen onlardan otuz kişi katledilerek yere serilmişti. Eğer Resulûllah o gün yaşasaydı O'na taziyede bulunmak gerekecekti.

Ey Abdullah b. Sinan! Bir çöle, seni kimsenin göremeyeceği bir yere git. Veya sana ait boş bir eve git. Ya da tenha bir yere gidip gün yükselmeye başladığı andan itibaren bekle, rükû ve secdelerini güzel edâ edeceğin dört rekat namaz kıl.

İki rekatta bir selam ver. İlk rekatta Fatiha Sûresi'ni ve Kafirûn Sûresi'ni, ikinci rekatta Fatiha ile birlikte İhlas Sûresi'ni oku.

Ardından iki rekat daha kıl. İlk rekatta Fatiha Suresi'ni ve Ahzab Sûresi'ni, ikinci rekatta ise Fatiha ile Munafikûn Sûresi'ni veya Kur'an'dan kolayına gelen bir süreyi oku.

Sonra selam ver ve yüzünü Hüseyin'in kabrine yattığı yere doğru çevir. Onun, onunla beraber olan çocuklarının ve ailesinin öldürülüp yere düşürüldüğü anı gözünde canlandır.

Ona salat ve selam oku, katillerine lanet ederek onların yapıp ettiklerinden uzak olduğunu belirt. Böyle yaparsan yüce Allah cennetteki dereceni yükseltir, işlediğin günahları siler." 

İmam Câfer, Hz. Hüseyin için ağıt meclisleri düzenler, ağıtların yanısıra, Ehl-i Beyt'in ahlakî, dinî, siyasî boyutlarının da dile getirilmesini isterdi.

Bir gün Ebu Harun el-Mekfuf'a şöyle dedi: "Ey Ebu Harun! Benim için Hüseyin'le ilgili bir şiir oku."

El-Mekfuf der ki: "Bir şiir okudum."

İmam dedi ki: "Kendi aranızda okuduğunuz gibi (yani ağıt yakanlar) gibi oku şiiri."

Ben de şu şiiri okudum: "Hüseyin'in kabrine uğra/Ve tertemiz kemiklere de ki..."

Bu şiiri okuduğumda İmam ağladı. "Biraz daha oku" dedi.

Ben de başka bir kaside okudum. İmam ağladı. Perde gerisinden başkalarının da ağlama seslerini duydum.

Ben kasideyi tamamlayınca İmam dedi ki: "Ey Ebu Harun! Kim Hüseyin için bir ağıt yaksa kendisi de ağlayıp on kişiyi de kendisiyle birlikte ağlatsa, Allah onun için cenneti yazar.

Kim, Hüseyin için bir ağıt yaksa ve kendisiyle birlikte beş kişiyi de ağlatsa, Allah ona cenneti yazar. Kim Hüseyin için bir ağıt yaksa ve kendisiyle birlikte bir kişiyi ağlatsa Allah ona cenneti yazar." 

İmam, Aşura Günü yıldönümlerinde İmam Hüseyin'in muhakkak anılmasını isterdi.

Fudayl'a şöyle demiştir: "Ey Fudayl! Meclisler düzenleyip bizi anlatıyor musunuz?"

Fudayl, "Evet efendim" dedi.

İmam şöyle buyurdu: "Ey Fudayl! Bu tür meclisleri seviyorum. Bizim davamızı anarak ihyâ edin. Bizim davamızı anarak ihyâ eden kişiye Allah rahmet etsin." 

İmam Câfer Hz. Hüseyin için ağlamak konusunda şunları söyler:

"Ne olursa olsun bir felaket ve musibet karşısında ağlamak, feryat etmek, bir kul için mekruhtur. Ancak Hüseyin b. Ali için ağlamak, feryat etmek başka. Onun için ağlayıp feryat etmeye Allah katından ecir vardır." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Cafer eserinde