İmam Cafer’in ilim kaynakları nelerdir?

Allah’a yemin ederim ki, bizim yanımızda bizi kimseye muhtaç etmeyen bir şey vardır. Ama insanlar bize muhtaçtır. Yanımızda Resulûllah’ın yazdırdığı, Ali’nin kendi elleriyle yazdığı ve uzunluğu yetmiş zira olan bir sahife vardır. Burada bütün helaller ve haramlar yazılıdır

<İmam Cafer’in ilim kaynakları nelerdir?

Bunun cevabını İmam Câfer'den öğreniyoruz:

"... Allah'a yemin ederim ki, bizim yanımızda bizi kimseye muhtaç etmeyen bir şey vardır. Ama insanlar bize muhtaçtır. Yanımızda Resulûllah'ın yazdırdığı, Ali'nin kendi elleriyle yazdığı ve uzunluğu yetmiş zira olan bir sahife vardır. Burada bütün helaller ve haramlar yazılıdır."

Yine İmam Câfer şöyle buyurmaktaydı:

"Bizim ilmimiz eskilere dayanır. Köklüdür, yazılıdır. Kalplere işlenmiş nüktelerdir. Kulaklara çalınmış sözlerdir. Kırmızı Cifr (Cifr-i Ahmer) ve Beyaz Cifr (Cifr-i Ebyad), Fatıma'nın Mushafı bizim yanımızdadır. Bizde, insanların ihtiyaç duydukları her şeyi içeren kitap vardır."

"İmam Ali" adlı eserimizde ayrıntılı olarak ortaya koyduğu-muz gibi, Hazreti Ali, yaşadığı dönemde adı geçen bu eserleri Resulûllah'ın direktifi ile kaleme almıştı.

Şimdi bunları hatırlayalım

Hz. Ali'nin Mushaf'ı

Hz. Peygamberin yanında parçalar ve cüzler halinde bulunan Kur'an ilk olarak Hz. Ali tarafından bir araya getirilmiştir.

İmam Sâdık bu konuda şöyle buyuruyor:

"Eğer Kur'an nâzil olduğu gibi (yani Hz. Ali'nin tefsir ve tertibi ile) okunsaydı bizim adımızı Kur'an'da bulacaktınız."

Nazil olduğu şekilde denilmesindeki maksat özel diziliş, tefsir ve teviliyle yani Hz. Ali'nin tefsir ve tertibiyle okunmasıdır.

Seyyid Şerefuddin şöyle yazıyor:

"Ali, Peygamberin cenaze işlerini tamamladıktan sonra, Kur'an'ı toplayıncaya kadar namaz dışında sırtına aba almayacağına yemin etti ve söylediği gibi de yaptı.

Bu kitap bittikten hemen sonra Hz. Fatıma için bir kitap yazdı. Bu kitap, Fatıma evlatlarınca "Mushaf-ı Fatıma" adıyla bilinmektedir.

Bir takım örnek olaylar ve hikmetli sözlerden ibarettir. Daha sonra diyet hakkında bir kitap yazdı. Ve onu sahife olarak adlandırdı." 

Hz. Ali'nin Mushaf'ının özellikleri

Süreler nüzul sırasına göre belirlenmiştir.

Mensuh ayetler (hükmü kaldırılmamış), nasih ayetlerden (hükmü kaldırılan) önce getirilmiştir.

Ayetler hiçbir değişikliğe uğramadan, dikkatle yazılmıştır.

Her ayet, harf harf aynen Peygamber'in okuduğu gibi yazılmıştır.

Ayetler, Peygamber'in imlası, Ali'nin hattı ile yazılmıştır.

Ayetlerin tefsiri, Allah tarafından nâzil olduğu kadar yazılmıştır.

Ayetlerin tevili (asıl mânâ ve yorumları) onda zikrolunmuştur.

Ayetlerin indirilmesinin nerede ne zaman ne maksatla oluğu, ayetten kimlerin kastedildiği, bütün özellikleri zikredilmiştir. Bu özellikler, "Ayetlerin Tenzili" diye adlandırılmıştır.

Ehl-i Hak ve ehl-i bâtılın kimler olduğu, ayrıca Muhacirlerden ve Ensar'dan bazı kimselerin veya münafıkların işlediği suçlarda bu kitapta yazılmıştır.

Şehristanî, "Metafihu'l-Esrar" kitabının giriş bölümünde şöyle yazıyor: "Hz. Ali Kitabının metin ve haşiyelerden oluştuğu söylenmektedir."

Hz. Ali'nin Mushaf'ının tertibi, nüzûl tertibiydi. Mushafın başında İkra, Müddessir, Kalem ve Müzemmil sûreleri yer almaktaydı.

Hz. Ali'nin Mushafının Peygamber döneminde yazıldığı, Allah Resulü'nün onu bizzat imlâ ettirdiği hakkında birçok rivayet vardır.

Bu yönüyle içerdiği tefsir ve tevillerle birlikte ele alındığında Hz. Ali'nin Mushafının, Hz. Ali'nin telifi ve eseri olarak ve diğer Mushaflardan tamamen farklı bir şekilde değerlendirilmesi gerekir.

Hz. Ali'nin Sahifesi

Hz. Ali'ye ait kitaplardan biri de "Hz. Ali'nin Sahifesi"dir. Ehli Sünnet'in Sahih-i Buharî, Sahih-i Müslim, Sünen-i Ebu Davud, Müsned-i Ahmed gibi kaynaklarında bu kitaptan nakiller vardır.

Bu sahife çok öz olarak yazılmıştı ve Hz. Ali'nin kılıcının kılıfında saklıydı. 

Bu sahifenin 70 zira (35 metre) uzunluğunda olup, Hz. Ali'nin hattıyla yazıldığı ve kendisinden sonra Ehl-i Beyt İmamlarına miras kaldığı söylenmektedir.

Bu kitapta kaşımak suretiyle deride oluşan tahrişin diyetine kadar büyük-küçük her hüküm yazılıdır. 

Ehl-i Beyt İmamlarından şöyle nakledilmektedir:

"İlim bize mahsustur. Biz ilim ehliyiz. Bütün ilimler bizim yanımızda korunmuştur. Kıyamete kadar olacak her şeyin -hatta derideki bir kaşıntının- hükmü Peygamber'in imlası ve Ali'nin hattı ile yazılmış olarak bizim yanımızda mevcuttur." 

Bu kitabın bir kısmı diyet ile ilgilidir. Bu bölüm İbn Nasih'in kitabı ile tanınmıştır.

Hz. Fatıma Kitabı

"Adı geçen bu kitap bittikten hemen sonra Hz. Ali, Hz. Fatıma için bir kitap yazdı. Bu kitap Fatıma evlatları tarafından, "Mushaf-ı Fatıma" adıyla bilinmektedir. Burada bir takım hikmetli sözler ve meseller mevcuttur." 

Bu Mushaf hakkında İmam Câfer şunları söyler:

"Resulûllah'ın vefatından sonra Fatıma yetmiş beş gün yaşadı. Ve O'nu büyük bir üzüntü kapladı. Cebrail Allah'ın emriyle inerek Resulûllah ve O'nun mevkiinden bahsederek Fatıma'ya teselli verdi.

Ve O'na gelecekte vukû bulacak olaylardan bahsetti. Mü'minlerin Emiri Ali de Cebrail'in söylediklerini Fatıma'nın imlasıyla yazdı. Fatıma Mushafı işte budur." 

İşte İmam Câfer'in ilim kaynağı bunlardı. Aynı zamanda İmam, Kur'an ilmine vâkıf bir şahsiyetti.

Bu konuda şöyle buyurur: "Ben Resulûllah'ın çocuğuyum. Ben, Allah'ın Kitabı'nı en iyi bilen kimseyim. Kur'an'da ilk yaratılış anlatılır. Kıyamet günü olacaklar da açıklanır. Göklerin ve yerin haberi onda yer alır. Cennet ve cehennemin haberi de.

Bugüne kadar olanların ve olacakların haberlerini vermektedir. Kur'an'ı avucumun içi gibi bilirim. Allah şöyle buyurmuştur: "Onda her şeyin bir açıklaması vardır." Prof. Dr. Haydar Baş İmam Cafer eserinden)