İmam Cafer’den güzel ahlak ve sosyal yardımlaşma.....

İmam Cafer kâmil ahlaka sahip insanlar yetiştirmeye çalışmış, öğrencilerini yalnız ilmî konularda değil, manevî konularda da yetiştirmiştir

<İmam Cafer’den güzel ahlak ve sosyal yardımlaşma.....

İmam Cafer kâmil ahlaka sahip insanlar yetiştirmeye çalışmış, öğrencilerini yalnız ilmî konularda değil, manevî konularda da yetiştirmiştir.

İmam, öğrencilerinin içinde yaşadıkları toplumda örnek olmalarını, güzel ahlak ile tanınmalarını istiyordu. Zeyd eş- Şehham'dan şöyle rivayet edilir:

"Sana itaat ettiğini ve benim sözlerimi kabul ettiğini gördüğün kimselere selam söyle.

Size, Allah'tan korkmayı, dininizde takva ve vakar üzere olmayı, Allah için cihad etmeyi, ictihad etmeyi, doğru konuşmayı, emanetleri sahiplerine edâ etmeyi, secdeleri uzun tutmayı, iyi komşuluk etmeyi tavsiye ediyorum.

Hz. Muhammed bu ilkeleri getirmiştir. Size bir şeyi emanet eden iyi kötü herkesin emanetlerini verin.

Çünkü Hz. Muhammed iğne ve ipliğin dahi sahibine verilmesini emrederdi. Aşiretlerinizle bağlarınızı sürdürün, onların cenazelerine katılın. Hastalarını ziyaret edin. Ve haklarını eksiksiz olarak verin.

Çünkü sizden biri dininde takva sahibi ve sözünde doğru olur, emanetleri eksiksiz sahiplerine verirse, insanlarla güzel ahlaka dayalı olarak muamele ederse o zaman insanlar derler ki, bu adam Câferî'dir."

İmam Cafer, yetiştirdiği insanların toplumda kendisini, yani Ehl-i Beyt'i bu şekilde temsil etmelerini istiyordu. Öğrencilerine bu yönde manevî nasihatlerde bulunuyordu.

"Mescitlerde namaz kılın, insanlarla iyi komşuluk edin, şahitliği yerine getirin ve cenazelere katılın.

Çünkü sizin insanlara ihtiyacınız vardır. Onlar olmadan yaşayamazsınız. Hiç kimse hayatta yaşarken insanlardan müstağni kalamaz. İnsanların birbirlerine ihtiyaçları vardır."

İmam Cafer ashabına, Ehl-i Beyt takipçilerini şöyle vasfederdi:

"Babam bana şöyle anlattı: Biz Ehl-i Beyt'i sevenler, içinde bulundukları topluluğun en hayırlıları idiler. Bir fakih olsaydı onlardan olurdu. Bir müezzin olsaydı mutlaka onlardandı. Bir imam olsaydı mutlaka onlardandı. Bir emin adam olsaydı mutlaka onlardandı. Bir emanet sahibi olsaydı mutlaka onlardandı.

Siz de öyle olun. Bizi insanlara sevdirin. İnsanların bize buğz etmelerine, bizden nefret etmelerine sebep olacak davranışlar sergilemeyin." 

İmam Câfer Sâdık, güzel ahlak konusunda Ehl-i Beyt'i ve İmamları örnek almayı tavsiye etmektedir:

"Çirkin hayasızlığa bulaşmamak için sessiz kalmayı yeğleyen, bâtıl devletin eziyetlerine karşı sabreden kimse kurtulur. Onlar seçkinler, gözdeler ve gerçek velilerdir. Onlardır mü'minler...

Sizin için en çok nefret ettiğim kimseler, baş olma sevdasıyla yanıp tutuşan, koğuculuk yapan, kardeşlerini kıskanan kimselerdir. Onlar benden değildir. Ben de onlardan değilim. Benim dostlarım bizim davamıza tâbi olan ve bizim sergilediğimiz bütün tavırlarda bizi örnek alan kimselerdir." 

"Bir kimsenin kendi günahlarını unutarak, başkalarının günahlarını araştırdığını gördüğünüz zaman, bilin ki o adam tuzağa düşmüş, şeytanın oyununa gelmiştir."
 
"Eğer kardeşinle ilgili olarak hoşuna gitmeyen bir şey duyarsan, onun bu özelliği için yetmiş tane mazeret araştır. Şayet bu özelliğini mâzur gösterecek bir gerekçe bulamazsan, o zaman kendi kendine, 'Belki de kardeşimin bilmediğim bir mazereti vardır' de." 

"Bizi sevenleri namaz vakitlerinde, namazlarını muhafaza edişleriyle, düşmanlarımızın yanında sırlarımızı saklamalarıyla ve mallarını kardeşleriyle paylaşmalarıyla sınayın!" 

Muhammed b. Aclan rivayet ediyor:

"İmam Câfer Sâdık'ın yanında bulunuyordum. Bir adam içeri girdi. Ve selam verdi.

İmam sordu: "Geride bıraktığın kardeşlerin nasıldır?"

Adam onları güzellikle övdü. Övgüyle söz etti.

İmam ona dedi ki: "Zenginler fakirleriyle görüşüyorlar mı?"

Adam, "Az görüşüyorlar" dedi.

İmam buyurdu ki: "Zenginler ellerindeki mallardan fakirlerine ulaştırıyorlar mı?"

Adam dedi ki: "Sen, etrafımda olan kimselerde olmayan bir ahlaktan söz ediyorsun."

Bunun üzerine İmam buyurdu ki: "Peki, bu adamlar nasıl oluyor da beni sevdiklerini iddia ediyorlar?"

"Dünyada çok sayıda arkadaş edinmeye çalışın, çünkü onlar hem dünyada, hem de ahirette yararlı olurlar. Dünyada birçok ihtiyaç arkadaşlar tarafından giderilir. Ahirette ise, gerçekten cehennemlikler, 'Bizim şefaatçilerimiz ve samimi arkadaşlarımız yoktur' diyeceklerdir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Cafer eserinden)