İmam Bakır (a.s.) şöyle buyurmuştur: “İlim öğrenin; zira ilim öğrenmek iyiliktir. İlim talep etmek ise ibadettir.”
07-11-2023TÜRK-AZ HABER / İMAN VE İNSAN
İmam Bakır (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Bir âlimin yanına oturunca konuşmaktan çok onu dinleme gayreti içinde ol, güzel konuşmayı öğrendiğin gibi güzel dinlemeyi de öğren ve hiç kimsenin sözünü kesme."
İlmi ve hayır amelleri öğretmekle ilgili İmam Bakır (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Kim, insanlara bir hidayet yolu öğretirse, onunla amel edenlerin sevabı miktarınca ona sevap yazılır ve onların sevabından da bir şey eksilmez.
Kim bir sapıklık yolu öğretirse, o sapıklıkla amel edenlerin tümünün günahı kadar günahı olur ve onların günahından da bir şey eksilmez."
Mansur, Ebu Câfer Muhammed b. Ali'den (İmam Bâkır) naklediyor: "Her şeyin bir âfeti vardır. İlmin âfeti ise unutmaktır."
Sa'd el-İskafi, Ebu Câfer'den (a.s.) naklediyor: "İlmiyle fayda veren, aydınlatan bir âlim, bin âbidden daha hayırlıdır."
Sa'd, Ebu Câfer'den (a.s.) naklediyor: "Vallahi, hakiki bir âlimin ölümü, şeytan için yetmiş âbidin ölümünden daha sevindiricidir."
AYAKKABI ÜZERİNE MESHETMEKLE İLGİLİ VERDİĞİ CEVABI
Muhavvel b. İbrahim, Kays b. Rabi'den rivayet ediyor: "Ebu İshak Sabii'den; abdest alırken ayakkabının üzerinden ayağa meshedilme hükmünü sordum.
Ebu İshak dedi ki: 'Bazı kişilerin abdest alırken ayakkabı üzerinden meshettiklerini gördüm. Bir gün Hâşimoğulları'ndan âlimlikte bir benzeri daha bulunmayan ve adı Muhammed b. Ali b. Hüseyin (İmam Bâkır) olan bir zâta rastladığımda, ayakkabı üzerinden meshedilip edilmeyeceğini sordum.
Cevaben buyurdu ki: 'Emirü'l-Mü'minin Ali (a.s.), ayakkabı üzerinden meshetmezdi ve Allah'ın Kitabı Kur'an'ın hükmü halkın yaptığından daha geçerlidir' buyururdu."
Ebu İshak der ki: "O (İmam Bâkır) bunu buyurarak (ayakkabıya meshetmeyi) nehyettikten sonra bir daha ayakkabı üzerinden meshetmedim."
ÖDÜNÇ ALINAN ŞEYLE İLGİLİ FETVASI
İmam Bâkır (a.s.), ödünç alınan malla ilgili olarak Resûlullah'ın (s.a.v.) hadisini nakledip, şöyle buyurmuştur:
"Resulullah (s.a.v.) Havâzin kabilesi ile karşılaşmak üzere onların bölgesine hareket etmeye karar verince ona, Safvan b. Ümeyye'nin yanında bir miktar zırh ve silah bulunduğu söylendi.
Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) Safvan'ı çağırdı ve dedi ki: 'Ey Ebu Ümeyye! Şu silahlarınızı bize ödünç verin, yarın düşmanlarımızın karşısına çıkalım.'
Safvan dedi ki: 'Ey Muhammed! Silahlarımı gasp mı ediyorsun?'
Hz. Peygamber (s.a.v.), 'Hayır, zimmetli olarak borç alıyorum. Bu silahları sana eksiksiz olarak iade etmeyi garanti ediyoruz' diye buyurdu.
Bunun üzerine Safvan, 'O zaman almanızın bir sakıncası yoktur' dedi ve gerekli silahlara birlikte yüz tane zırhı Resûlullah'a (s.a.v.) verdi.
Bazılarının anlattığına göre, Resulullah (s.a.v.), silahların taşınmasında kendisine yardım etmesini istemiş, o da bunu yapmıştır.
Peygamberin (s.a.v.) sünneti, ödünç alınan şeyin garanti edilmesi gerektiğini göstermektedir."
SESSİZ KILINMASI GEREKEN FARZLARIN YÜKSEK SESLE KILINMASI MESELESİ
Bu konuda Zürâre, İmam Ebu Câfer'den (Muhammed Bâkır) şu hadisi nakletmektedir:
"Eğer bunu bilerek yapmışsa, namazı geçersizdir; tekrar edâ etmesi gerekir. Şayet unutarak, yanılarak veya farkında olmadan yapmışsa, herhangi bir sorumluluğu olmaz, namazı geçerlidir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)