İmam (a.s.) İbn-i Ziyad’ın mektubunu yırtıp yere attı.....

İbn-i Ziyad Kûfe halkının tekrar İmam Hüseyin (a.s.)’ın yanında yer almasından çekiniyordu

<İmam (a.s.) İbn-i Ziyad’ın mektubunu yırtıp yere attı.....

İbn-i Ziyad Kûfe halkının tekrar İmam Hüseyin (a.s.)'ın yanında yer almasından çekiniyordu.

Mümkün olduğunca İmam'ı Kûfe'ye girmeden etkisiz hâle getirmenin hesabındaydı. Hürr bin Yezid er-Riyahî kendisine, Hz. Hüseyin (a.s.)'ı Kerbela bölgesinde kıstırdığını haber edince, İmam Hüseyin (a.s.)'a bir mektup gönderdi:

"Ben, sizin Kerbela bölgesine vardığınızdan haberdar oldum. emir'ül müminin Yezid bin Muaviye, seni öldürmedikçe veya benim emrime ve Yezid bin Muaviye'nin hükümetine boyun eğdiğini görmedikçe başımı yastığa koyup da rahat etmememi ve karnımı doyurmamamı emretmiştir. Vesselam."

İmam (a.s.), İbn-i Ziyad'ın mektubunu okuduğunda mektubu yere atıp şöyle buyurdu:

"Halkın rızasını, Allah'ın gazabına tercih eden bir kavim kurtuluşa ermez."

Elçi mektubun cevabını istediğinde, İmam (a.s.) şu cevabı buyurdu:

"İbn-i Ziyad'ın mektubuna vereceğim bir cevap yoktur. Çünkü Allah'ın azabı onun hakkında sabit olmuştur."

Bir yandan İmam (a.s.)'ın teslim olmasına uğraşan İbn-i Ziyad diğer taraftan da Kûfe'de seferberlik ilan etti. Kûfe halkını Hz. Hüseyin (a.s.)'a karşı savaşmaya zorluyordu. Bundan maksadı, kalbi İmam (a.s.)'la olan Ali (a.s.) sevenlerini bu orduya dahil ederek, etkisiz hâle getirmekti.  

Ömer b. Sa'd, 30 bin kişilik ordu ile Kerbela'ya gidiyor

Tarihin kaydettiği en acımasız katliamlardan biridir Kerbela faciası. Düşünün bir kere, bir tarafta Hz. Peygamber (s.a.v.)'in ciğerparesi, Müslümanların İmamı, İmam Hüseyin (a.s.) ve ailesi, yakınları; diğer tarafta bin kişilik bir süvari ordusu…

İmam (a.s.)'ın boyun eğmemekte kararlı kıyamı karşısında mutlaka öldürülmesine karar verenler bu orduyu da az buldu ki, 30 bin kişilik ayrı bir takviye kuvvet gönderiyorlar.

75 kişilik nur kafilesi karşısında 30 bini aşkın askerden oluşan dev ordu… Bu dengesizlik küfrün imanın karşısındaki korkusundan başka bir şey değildir.

Kûfe Valisi İbn-i Ziyad, Ömer b. Sa'd'ı Kûfeliler'den dört bin kişilik bir kuvvetle Rey valiliğine tayin etmişti.

Ancak Hürr komutasındaki bin kişilik bir ordunun Hz. Hüseyin (a.s.) karşısında yeterli olmayacağını düşünerek Ömer b. Sa'd'ı,  Rey'den önce Kerbela'ya yolladı.

Ömer b. Sa'd Hz. Hüseyin (a.s.) ile mücadele etmek istemese de hayatı boyunca istediği valilik makamı uğruna bu savaşta yer almayı kabul etmiştir.

"Önce Hüseyin'in üstüne git. Onlarla aramızda olan işi hallet. Sonra da kendi işinin başına git" dedi.

Ömer b. Sa'd, "Allah sana iyilikler versin, eğer benim bu işten bağışlanmamı uygun görürsen beni bağışla" dedi.

İbn-i Ziyad, "Olur! Rey valiliğine tayin hakkındaki buyruğumuzu bize geri ver!" dedi.

Ömer b. Sa'd, "Ne için?" diye sordu.

İbn-i Ziyad, "Hüseyin'in üzerine gitmediğin için!" dedi.

Ömer b. Sa'd, "Bana bir gün mühlet ver, bir düşüneyim bakayım" dedi.

Ömer, İbn-i Ziyad'ın yanından evine dönüp öğütçülerini çağırdı. Danıştığı kimselerden kendisini bu işten sakındırmayan bir kimse çıkmadı.

Kız kardeşinin oğlu Hamza b. Muğire b. Şu'be, "Ey dayı! Allah aşkına Hüseyin (a.s.)'ın üzerine gidip de Rabbine karşı günaha girme! Hüseyin (a.s.)'la aranızdaki akrabalık hukukunu çiğneme!

Vallahi yeryüzünün bütün mülk ve saltanatı senin olsa da, onlardan ve hatta bütün dünyadan çıkıp gitmen, senin için, Hüseyin'in kanını dökmüş olarak Allah'ın huzuruna çıkmandan daha hayırlıdır!" dedi.

Abdullah b. Yesarü'l Cühenî der ki:

"Hüseyin'in üzerine gitmesi kendisine emredildiği zaman, Ömer b. Sa'd'ın yanına varmıştım.

Ömer b. Sa'd, "Vali bana Hüseyin (a.s.)'ın yanına gitmemi emretti. Gitmekten kaçındım" dedi.

"Allah seni isabet ettirmiş, doğru yola götürmüş. Ayrıl, sakın yapma, Hüseyin (a.s.)'ın üzerine gitme!" dedim.

Ömer b. Sa'd tekrar İbn-i Ziyad'ın yanına vardı, "Allah sana iyilikler versin. Sen beni şu Rey valiliğine tayin ettin ve benim için bir buyrultu yazdın. Herkes bunu işitti.

Hakkımda bu buyruğunu yerine getirmeyi uygun görürsen yerine getirsen, beni Rey'e göndersen de, Hüseyin (a.s.)'ın üzerine şu askerler arasındaki Kûfe eşrafından birisini yollasan olmaz mı? Ben harb fenninde filan filan kişilerden daha bilgili ve yeterli değilim!" dedi.

İbn-i Ziyad, "Kûfeliler'in eşrafını bana öğretmeye kalkma! Ben göndereceğim kimseler hakkında sana danışacak değilim! Leşkerlerimize gideceksen git! Gitmeyeceksen Rey valiliği hakkındaki buyrultumuzu bize geri ver!" dedi.

Bu tehdit karşısında Rey valiliğinden vazgeçemeyen İbn-i Sa'd bu işe razı oldu.

Ömer b. Sa'd komutasındaki ordu, vakit kaybetmeden Kerbela bölgesine ulaştı. İbn-i Sa'd önce Kurre bin Süfyan el-Hanzalî'yi İmam'ın neden buraya geldiğini anlaması için ona gönderdi.

İmam (a.s.), elçiye kendisine yazılan yardım istekleri için geldiğini ama halkın şu anda karar değiştirdiğini söyledi. Geri dönmek istediğini de bildirdi." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hüseyin eserinden)