İlaçta zor bir dönem başlıyor.....

Sağlık ekonomisi uzmanı Prof. Dr. Onur Başer, “Türkiye’de reçeteli ilaçların yüzde 52’si yurt dışından geliyor. Yerli ilaçların da etken maddeleri ithal… Sağlık Bakanlığı’nın uyguladığı kur ile piyasa kuru arasındaki fark yüzde 200’ü geçti. Çok zor bir dönem olmasını bekliyorum” dedi.

<İlaçta zor bir dönem başlıyor.....

M. Yasin Erkol / İSTANBUL

 

 

MEF Üniversitesi İktisat Bölümü'nda Öğretim Üyesi ve aynı zamanda City of New York Üniversitesi'nde (CUNY) Sağlık Ekonomisi ve Davranış Ekonomisi dersleri veren Prof. Dr Onur Başer, dolardaki dengesizliğin ilaç fiyatlarını olumsuz etkilemesini beklediğine işaret ederek, "Sabit kur üzerinden yapılan ilaç anlaşmaları yüzünden hiçbir ilaç firması önemli ithal ilaçları satmayacak" uyarısını yaptı. Başer; Türkiye'de doğal gaz, buğday, ilaç gibi birçok kritik üründe dışa bağımlı olunduğu için çok zor bir dönem geçirilmesini beklediğini kaydetti. Başer, "Kişiler üstü demokrasilerde olduğu gibi kurumlar tekrar işlevini görmeye başlamadığı sürece en güvenilir yatırımlar dolar, Euro, altın gibi araçlar olarak kalacak. Kişisel ilişkilerle, başka ülkelerden geçici getirilen paralar ve swap (para takası) anlaşmaları, spekülatörler için büyük fırsattır. TL'nin değer kaybındaki yapısal sorunlar çözülmediği için geçici düşüşlerde piyasadan yüksek miktarda döviz toplayacaklardır" dedi. 

 

 

İthal ilaçların satışı durabilir

 

Şehir hastanelerine yapılan hasta garantili yanlış yatırımların sağlık bütçesinin önemli bölümünü erittiğini dile getiren Başer, sabit kur üzerinden yapılan ilaç anlaşmaları nedeniyle hiçbir ilaç firmasının önemli ithal ilaçları satmayacağını söyledi. Başer, şunları söyledi: "Şu anda Sağlık Bakanlığı Euro kurunu 4.58 TL ile sabitlemiş durumda ki bu piyasadaki kur ile aradaki farkın yüzde 200 den fazla olduğu anlamına geliyor. Bu fark daha önceki yıllarda yüzde 50 civarındaydı. Bu koşullarda hiçbir ithal ilaç firması Sağlık Bakanlığı'na ilaç satmak istemeyecektir. Örneğin ithal ilaçlardan diyabet ilaçları şu anda piyasada bulunmuyor. Türkiye diyabet hasta oranlarında OECD ülkeleri içinde birinci sırada. Yerli ilaçlar arasındaki çocuk şurupları, ateş düşürücülerinin içeriklerinde etken maddeler ithal olduğu için kur artışı yerli ilaçlarda ulaşım sıkıntısına yol açmaya başladı. Covid-19 yönetiminde ise hastalık yayılımını engellemek yerine, sayılar üzerinde oynayarak algıyı yönetme çabaları sağlık alanında Türkiye'yi cok geri götürdü. Türkiye'de reçeteli ilaçların yüzde 52'si ithal ediliyor. Sağlık bütçemizin en büyük payı, neredeyse yüzde 20'si şehir hastanelerine gidiyor. Toplam bütçeden her yıl daha büyük bir pay şehir hastanelerine ayrılacağı için ilaç alımlarındaki pay düşecektir. Buna kur artışını da eklediğiniz zaman hem bütçeniz azalıyor hem de fiyat artıyor, piyasadaki ilaç miktarlarının giderek azalması kaçınılmaz olacaktır." 

 

 

ABD dolar arzını kısacak

 

Biden'in enflasyon artışı istememesi sebebiyle dolar arzının kısılacağını dile getiren Başer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yatırımcı Türkiye'ye risk olduğu için gelmiyor. TL'ye talep az, bunun üzerine dolarda arz da azalınca etki iki katına çıkacak ve yükselişler çok hızlı olacaktır. Covid-19 yüzünden ABD piyasaya dolar pompalarken bile demokrasi ve hukuk adına gerekli adımları atılmadığı için Türkiye'ye yatırımcı gelmedi. O yatırımcılar Brezilya gibi ülkelere gitti. Brezilya Real'i TL ile hemen hemen eşitti. Şimdi ise Real, TL'den iki kat daha değerli hale geldi. Bundan sonraki aşamada ABD, para arzını kısınca çok daha zor durumda kalınacak."