Hz. Selman’ın, Halife seçimindeki muhalefeti.....

Sakife olayından sonra Selman, Gadr-i Hum olayını ortaya koyarak Allah Resulü’nün gerçek halifesinin İmam Ali olduğunu her fırsatta beyan etmiştir

<Hz. Selman’ın, Halife seçimindeki muhalefeti.....

TÜRK-AZ HABER / İMAN VE İNSAN

Bu arada İmam Ali geceleri hanımı Hz. Fâtımâ'yı, oğulları Hasan ve Hüseyin'i yanına alarak, Muhacir ve Ensar'ın evlerini dolaşıyor ve gasp edilmiş haklarını geri almak için onlardan yardım istiyordu.

Etrafında 40 kişi toplayarak onlardan canları pahasına söz aldı. Ve sabah şafak vakti saçlarını kazıyıp, kılıçlarını kuşanarak huzuruna gelmeleri için ahit aldı.

Sabah olduğunda ise sadece Selman, Ebuzer, Mikdad ve Zübeyr olmak üzere dört kişi saçlarını kazıtmış ve kılıçlarını kuşanmış olarak İmam Ali'nin huzuruna geldiler.

İmam Ali ertesi akşam tekrar aynı 40 kişiyi ziyaret ederek onlardan yardım istedi.

Onlar yine şafak vakti huzurunda olacaklarına dair söz verdiler. Ne yazık ki sabah olduğunda o dört kişiden başka kimse hazır olmadı.

İmam Ali üçüncü gece tekrar aynı kişilerin evlerini ziyaret etti. Onlar yine aynı sözleri verdiler. Ancak yine o dört kişiden başkası gelmedi.

O zaman İmam Ali, halkın vefasızlığını görünce hakkından vazgeçip evine kapandı. Ama boş durmadı. Bu süre içinde Kur'an'ı toplamaya başladı." 

Selman-ı Farisî her fırsatta İmam Ali'nin hilafet ve imamet hakkını vurgulayan konuşmalar yapıyordu:

"Allah'a yemin olsun ki, Peygamberin vasiyeti ve ahdinize vefasızlığınızda her geçen gün daha da kötüleşiyorsunuz. Ve Ben-i İsrail kavminin akıbetine düçar olacaksınız.

Eğer Hz. Ali'nin velayet ve hilafetine sarılırsanız Allah'a yemin olsun ki yeryüzünün ve gökyüzünün nimet kapılarını sizlere açar. Ben sizleri uyarıyorum, şu andan itibaren sizlerle olan arkadaşlık ve dinî kardeşlik bağlarımı koparıyorum." 

İmam Sâdık, Selman hakkında şöyle buyuruyor:

"İmanın on derecesi vardır, Mikdad sekiz, Ebuzer dokuz ve Selman ise tamamına sahipti." 

Keşşi, İmam Sâdık'ın şöyle dediğini rivayet ediyor: "Selman, ilm-i evveli ve ahiri öğrenmişti, o ilim deryası ve biz Ehl-i Beyt'tendir."

Selman'ın en büyük faziletlerinden biri de Hz. Ali'nin mucizevi bir şekilde Medine'den Medain'e gelerek Selman'ın gusül kefen ve defin işlerini yapmasıdır." 

Câbir b. Abdullah Ensari şöyle anlatıyor:

"Bir gün İmam Ali Medine'de bizimle sabah namazını kıldıktan sonra cemaate şöyle hitap etti: 'Ey cemaat! Yüce Allah, kardeşiniz Selman'ın vefatında sabırlarınızdan dolayı sizlere mükafat versin.'

Sonra Allah Resulü'nün sarığını ve cübbesini giyip, kılıcını aldı. Ve devesine binerek Kamber'le beraber Medain'e doğru hareket etti. Yolda giderlerken Kamber'e ona kadar saymasını söyledi.

Kamber olayı şöyle anlatıyor: 'Sayı saymaya başladım ve on dediğim sırada Salman'ın evinin önünde olduğumuzu gördüm.'

Selman'ın dostlarından Zadan şöyle diyor: 'Ey Selman! Sana kim gusül verecek?' diye sordum. Selman, 'Resulüllah'a gusül veren zat' dedi.

Zadan, 'Söylediğin kişi İmam Ali'dir ama O şimdi Medine'de, bu nasıl mümkün olabilir ki? Bin fersahlık yoldan gelip sana nasıl gusül verebilir?' diye sordu.

Selman, 'Ben öldükten sonra çenemi bağladığında O'nun ayak seslerini duyacaksın çünkü Allah'ın Resulü bunu bana haber vermişti' dedi.

Zadan şöyle diyor: Selman öldüğünde çenesini bağlatıp dışarı çıktığımda Hz. Ali'nin Kamber'le evin önünde deveden indiklerini gördüm. Hz. Ali, Selman'ı gusül ve kefenledikten sonra defnetti."

Selman-ı Farisî'nin vefat tarihi ihtilaflıdır. Kimi tarihçilere göre hicri 25 yılında, kimi tarihçilere göre de hicri 35 yılında Osman'ın hilafeti döneminde vefat etmiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)