İmam Mûsâ Kâzım’ın (a.s.) âlime, âbide ârife, zâhide, mesture, muttakiye kızı Hz. Fâtıme-i Mâsume, Allah’ın kendisine bağışladığı yüce bir makam ve mevkie sahiptir
03-09-2024İmam Mûsâ Kâzım'ın (a.s.) âlime, âbide ârife, zâhide, mesture, muttakiye kızı Hz. Fâtıme-i Mâsume, Allah'ın kendisine bağışladığı yüce bir makam ve mevkie sahiptir.
Kutsal mezarı, Dar'ülmü'minîn olan Kum kentinde yer almıştır. Mukaddes türbesi mü'minlerin ziyaretgâhı, dua vezikirlerin icabet yeridir. Ziyaretinin sevabı cennettir.
Ebu'l-Kasun-i Sehab, Hz. Mûsâ Kâzım'ın (a.s.) kızlarından sadece, Mâsume lakabıyla meşhur olan Hz. Fâtıma'nın Kum şehrinde defnedilmiş olduğunu yazıyor.
Merhum Hacı Şeyh Abbas Kummî de şöyle yazıyor: "Hz. Mûsâ b. Ca'fer'in (a.s.) en çok tanınan kızı Hz. Fâtıma'dır. Mukaddes mezarı Kum kentindedir. Güzel bir türbesi vardır. Bu mekân Kum halkının göz nurudur.
Aynı zamanda Müslümanların zorluklarda Allah'ın rahmetine nâil olmak için sığındığı bir yerdir. Sürekli olarak uzak-yakın bölgelerden mü'minler, Fâtıme-i Mâsume'nin (a.s.) ziyaret feyzine erişmek için, sefer zahmetine katlanıp Kum şehrine giderler."
Hz. Mâsume, henüz dünyaya gelmeden önce, İmam Sâdık (a.s.) Kum şehrini övmüş ve Hz. Mâsume'nin şahsiyet ve makamını açıklayarak orada defnedileceğini bildirmiştir.
Hz. İmam Sâdık (a.s.) buyurmuştur ki: "Allah'ın bir haremi vardır ki, o Mekke'dir. Resûlullah'ın (s.a.a.) bir haremi vardır ki, o da Medine'dir. Emirü'l-Mü'minîn Hz. Ali'nin de (a.s.) bir haremi vardır ki, o da Kûfe'dir.
Bizim de bir haremimiz vardır, o da Kum beldesidir. Benim evlat (torun) larımdan bir hanım orada defnedilecektir ki ismi Fâtıma'dır. Kim, O'nu ziyaret ederse, cennet ona farz olur."
Râvi diyor ki: "İmam Sâdık (a.s.) bu sözü, henüz İmam Kâzım (a.s.) dünyaya gelmeden buyurdular."
Sa'd b. Sa'd şöyle diyor: "İmam Rıza'dan (a.s.), İmam Mûsâ b. Ca'fer'in (a.s.) kızı Fâtıma hakkında sorduğumda, İmam (a.s.) şöyle buyurdu: Kim O'nu ziyaret ederse, cenneti hak eder."
Hz. İmam Muhammed Takî'nin de (a.s.) şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: "Kim halam (Mâsume'nin) kabrini Kum'da ziyaret ederse, cenneti hak eder."
Yine Sa'd, İmam Rıza'nın (a.s.) ona hitaben şöyle buyurduğunu nakleder: "Ey Sa'd! Sizin yanınızda bize ait bir mezar vardır."
"Canım Sana feda olsun. İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) kızı Fâtıma'yı mı söylüyorsunuz?" dedim.
İmam (a.s.), "Evet" buyurdular, "Kim Onu, hakkını tanıyarak ziyaret ederse, cenneti hak eder."
Ehl-i Beyt dostlarından biri İmam Ca'fer'in huzuruna girdi, İmam'ın beşikte bir bebekle konuştuğunu gördü.
İmam'a dönerek, "Yeni doğmuş bir bebekle mi konuşuyorsunuz?" diye sordu.
"Evet, eğer istiyorsan sen de gel konuş" buyurdu.
Bu şahıs olayı şöyle anlatıyor: "Beşiğe yaklaşıp selam verdim. Bebek selamımı aldı ve 'Yeni doğan kızına verdiğin ismi değiştir zira Allah, o isimden hoşlanmaz' dedi.
(Bu kişinin olaydan birkaç gün önce bir kızı olmuş ve adını Hümeyra koymuşlardı).
Yeni doğan bebeğin konuşması gaipten haber vermesi ve hatamı düzeltmeye çalışması beni şaşkına çevirmişti.
Bunu anlayan İmam Ca'fer, 'Şaşırma, bu çocuk oğlum Musa'dır. Allah O'nun neslinden Bana bir kız verecektir. Adı Fâtıma'dır. Ve O Kum şehrinde gömülecektir. Ve kim O'nu ziyaret ederse cennetliktir' buyurdu."
İmam Mûsâ Kâzım Hicrî 128'de doğdu. Hz. Mâsume 173'de doğdu. Yani İmam Ca'fer bunu Mâsume'nin doğumundan kırk beş yıl önce söylemiştir.
Hz. Mâsume; Hz. Fâtıma ve Hatice'nin kızı, Hz. Ali'nin kızı, Hz. Hasan ve Hüseyin'in kızı, İmam Kâzım'ın kızı, İmam Rıza'nın kız kardeşi ve İmam Cevad'ın halasıdır.
İmam Rıza, "Mâsume'yi Kum'da ziyaret eden Beni ziyaret etmiş sayılır" diyor.
Mâsume'nin asıl ismi Fâtıma Kübra'dır. Mâsume ismini ona İmam Rıza vermiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Zeynep ve Hz. Masume eserinden)