HZ. HASAN’IN AHLAKI I…..

         Sayın Prof.Dr.Haydar Baş Hocamızın ‘‘İmam Hasan’’ eserinde ‘‘Hz. Hasan’ın Ahlakı’’ hakkında şu bilgilere yer vermektedir: O, ölümü hatırlayınca ağlardı. Hesap gününü andığında yere yığılırdı. Namaza durduğunda benzi sararır, vücudu titrerdi.

HZ. HASAN’IN AHLAKI I…..
Mimar Gökhan Demir

HZ. HASAN’IN AHLAKI I…..

   İbn-i Kesir kendi tarih kitabında İbn-i Zübeyr’den şöyle nakletmiştir: “Vallahi kadınlar Hasan b. Ali gibi birisinden çekinmezlerdi (yani gözlerini kaldırıp şehevi maksatla bakmayacağından emin olurlardı).” (İbn-i Kesir, Tarih, c. 8, s. 377)

   Muhammed b. İshak der ki: “Resulüllah’tan sonra haysiyet ve değer bakımından hiç kimse Hasan b. Ali’ye ulaşamadı. Evinin kapısının önüne sergi sererlerdi. O da evinden çıkıp orada oturunca yol kapanırdı. Ona saygıdan dolayı kimse karşısından geçmezdi. O bunu anlayınca kalkar evine gider. İnsanlar da oradan gidip gelirlerdi. Mekke’ye giderken atından inerek yola yaya olarak devam edince kafiledekiler de ona uyarak merkeplerinden indiler, kafilede bulunan Sa’d b. Ebi Vakkas da ona uyarak yola yaya olarak devam etti.” (İmam Hasan’ın Barışı, Razi Ali Yasin, s. 40)

     Hz. Hasan cömert ve kerîmdi. Fizik ve ahlak olarak Hz. Peygamber’e çok benzerdi. Çok takva sahibi idi. Medine’den Mekke’ye yürüyerek 15 defa hac yaptığı meşhurdur. Hayır, yapmayı çok severdi. Öyle ki, mallarının tamamını iki defa fakirlere dağıttı; üç defa da Allah (c.c.) ile “kasame” yaptı. Yani iki ayakkabısı varsa, birini tasadduk edip, birini kendisine bırakarak; herhangi bir yiyeceğinin bir avucunu dağıtıp, bir avucunu kendine ayıracak kadar adil davranarak, mallarını fakirlere dağıttığı kaynaklarda geçmektedir. Onun güzel ahlaka ve başkalarına ikram etmenin faziletine dair birçok vecizesi vardır. Mesela, ona “mekârim-i ahlak”ın ne olduğu sorulunca, o bunu şöyle özetlerdi: Doğru söz, isteyene vermek, güzel ahlak, sıla-i rahim, komşu hakkında utanmak, arkadaş hakkına riayet, misafire ikram ve nihayet bunların da başında hayâdır. (Hilye, II, 37-38; Usdü’l-Gâbe, II. 13; Yâkubî, II. 225 vd)

      “… Hz. Hasan ömrü boyunca iki kere tüm mal varlığını Allah yolunda harcadı. Üç kere mal varlığını yarı yarıya böldü. Yarısını kendine ayırdı. Yarısını Allah yolunda bağışladı.” (Suyutî, Tarih-i Hulefa, s. 190; Tarih, Yâkubî, c. 2, s. 215; İbn-i Cevzî, s. 196)

     Hz. Hasan’ın ahlakı ile ilgili şu olay bize bir fikir verecektir: “Bir gün Muaviye’nin elçisi Hz. Hasan’ın yanına gelip taleplerini ilettikten sonra şöyle dedi: “Allah’tan istiyorum ki seni korusun ve bu kavmi helak etsin!” İmam Hasan şöyle dedi: “Yavaş ol, seni güvenilir bilen kimseye hıyanet etme, beni Resulüllah’ın, babamın ve annemin hatırı için sevmen benim için yeterli ama bir toplum sana inanıp güvendiği halde senin onlara düşmanlık beslemen ve beddua etmen senin hainliğin için yeterli!” (el-Melahim ve’l Fiten, s. 143)

     Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (r.a.) henüz çok küçüktüler. Ama Resulüllah (s.a.v)’in onlara o yaşta verdiği nasihatleri öğrenince, o sözleri anlayıp unutmayan Hazreti Hasan’a insanın hayranlığı artıyor. Peygamberimiz (s.a.v) ona buyurmuştur ki: “Hasan beş vakit namazını aksatmadan kıl. Sana şüpheli gelen her şeyi terk et. İçinde şüphe uyandırmayan şeyleri yap. Çünkü doğruluk, insanın gönlüne huzur verir. Yalan ise huzursuzluk uyandırır.” Bu kutlu ortam ve mümtaz eğiticinin yanında büyüyen Hazreti Hasan (r.a.) ve Hazreti Hüseyin (r.a.)’in yaşlı bir adamla aralarında dikkate şayan bir şekilde geçen bir hadisedeki tutumları şöyle anlatılmaktadır: Hazreti Hasan (r.a.) ve Hazreti Hüseyin (r.a.), dedelerinin tembihlerini dinleyerek namazlarını aksatmadan ve zevkle kılarlarmış. Günlerden bir gün, iki kardeş, namaz kılmak için abdest almaya gitmişler. Bu sırada, abdest almakta olan yaşlı bir adam görmüşler. Ancak bu yaşlı adam, abdest alırken bazı hatalar yapıyormuş. Hazreti Hasan (r.a.) kısık sesle kardeşine: “Şu yaşlı amcaya hatalarını nasıl söylesek acaba?” demiş.

   Devam edecek