HZ. FÂTIMA’NIN VEFAT ÂNI I…..

    Sayın Prof.Dr.Haydar Baş Hocamızın ‘‘ Hz. Fatıma ’’ eserinde ‘‘ Hz. Fatıma’nın Vefat anı’’ hakkında şu bilgilere yer vermektedir:  Hz. Fâtıma’nın (a.s.) vefatı ânında ne eşi Hz. Ali (a.s.), ne de çocuklarından birisi vardı. Sadece Esma bint-i Ümeys O’nun yanında idi.

HZ. FÂTIMA’NIN VEFAT ÂNI I…..
Mimar Gökhan Demir

HZ. FÂTIMA’NIN VEFAT ÂNI I…..

İbn-i Sa’d’ın “Tabakât” adlı eserinde Hz. Fâtıma (a.s.)’ın ölüm ânı ile ilgili olarak şunlar yazmaktadır: Ebu Rafi kanalıyla Esma’dan gelen rivayete göre: “Fâtıma (a.s.) yatağına yattıktan sonra, Esma’ya ölümünün yakın olduğunu ve dışarı çıkmasını, daha sonra kapıda üç kez seslenmesini, eğer cevap vermezse ölmüş olduğunu bilmesini söyledi.

    Esma bir süre sonra Fâtıma (a.s.)’ın odadan çıkmadığını görünce seslendi bir ses işitmeyince odaya girdi ve Fâtıma’nın (a.s.) ruhunu teslim ettiğini gördü.” Bazı eserlerde Hz. Fâtıma’nın (a.s.) ölüm zamanı ile ilgili bir rüya gördüğü rivayet edilir: “Fâtıma (a.s.) şunları söylüyor: Babamın vefatından birkaç gün sonra rüyada O’nu gördüm. Bana yaklaştı; bunu görünce kendimi tutamadım, bağırmaya başladım: ‘Baba, Babacığım! Senin ölümünle göğün  bizimle ilişkisi kesildi… Bu ırmak da Allah-u Teala’nın Bana vaad ettiği Kevser’dir. Babam nerede?’ dedim. ‘Şimdi Senin yanına gelecek’ dediler. Bu sırada bir saray göründü; diğer saraylardan daha beyaz, daha iyi ve güzel örtülerle donatılmış. Kendimi saraydaki tahtlardan birinin üzerinde buldum. Babamı orada oturmuş halde gördüm. Bir grup O’nunla birlikte idi. Beni kucakladı, alnımdan öptü, ‘hoşgeldin kızım’ dedikten sonra  yanına oturttu ve şöyle buyurdu: ‘Biricik yavrum! Allah’ın Senin için hazırladığı şeyi ve Senin daha önce Allah rızası için yaptıklarının karşılığını görmedin mi?’ Ardından Bana yüksek saraylar gösterdi; içinde değerli eşyalar, güzel süslemelerle çok sayıda odası vardı. ‘Bu saray Senin, Kocanın, Evlatlarınızın ve Sizi sevenlerin olacaktır. Kızım, sevin zira kısa bir süre sonra  yanıma geleceksin’ diye buyurdu.” (Hz. Fâtıma, Tevfik Ebu İlm, s. 154-155)

   Yine rivayet edilir ki, öleceğini anladığı zaman Kendini toplayarak kalkmış ve çocuklarına karşı son annelik vazifelerini yerine getirmiştir. Çocuklarının elbiselerini yıkamış, onların da başlarını yıkamış, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in kabrine ziyarete yollamıştır. Kızlarını da evden uzaklaştırmıştır. Son anlarıyla ilgili bir başka bilgi de Fuzuli’den: “Hz. Peygamberin (s.a.v.) ölümünden üç ay geçince, bir söylentiye göre altı ay sonra, bir gün Hz. Ali (a.s.) evine geldiğinde, Fâtıma’yı (a.s.), biraz hamur açmış ve bir miktar gül suyu ile çocuklarının saçlarını yıkamış ve onların esvaplarını yıkamak için biraz su hazırlamış gördü. Hz. Ali (a.s.) bu hâle şaştı: ‘Ey zamanın en büyüğünün kızı ve ey cihanın iffetli kadını’ dedi. ‘Dünya işine hiçbir zaman bu kadar kendini verdiğini bilmiyorum. Acaba bu ne hikmettir ki, bugün üç işi bitirmeyi birden başarmışsın.’ ‘Ey Ali! Dün gece Allah’ın Resulü’nü rüyamda gördüm. Yastığımın üzerine yaslanmıştı. Etrafa bakıyordu. Ben hıçkırmaya başladım: ‘Ey Baba! Ey Allah’ın Elçisi! Ayrılığından eridim, bittim. Sen nerelerdesin’ dedim. Hazret-i Resul dedi ki: ‘Ey Fâtıma! Sana müjde vermeye geldim. Bu iğreti hayat kaydının bağını kesip fâni dünyanın dar geçidinden ahiret semasına Senin ayak basmanın demi geldi. Ey Fâtıma! Sen oraya gelmeyince Ben buradan gidemem. Eğer Bana kavuşmak saadetini istersen acele et, çalış ki, yarın gece Bana misafir gel.’ Ben uyandım ve şimdi o ümitle ahiret âlemine yol tutmuş bulunuyorum… Ya Ali! Senden ayrılma eleminin ateşi ciğer yakıcıdır ve ayrılık mihnetin gam vericidir. Fakat Babama kavuşma müjdesi  gönül aydınlatıcıdır. Yola çıkmak hazırlığı yapmamın sebebi şudur ki, yarın Sen Benim vereceğim musibetle uğraşırken evlatlarım yiyecek sıkıntısı çekmesinler. Elbiselerini yıkamamın sebebi de Benden sonra bu iş için yabancılara yüzsuyu dökmesinler. Yine saçlarını şunun için yıkıyorum ki, Benden sonra onların derdine derman kim olacak?” (Fuzuli, Kerbela Şehitleri, 176-177)

  Devam edecek