HZ. FÂTIMA’DAN DEVAM EDEN SOY DA ÜSTÜNDÜR.....

Sayın Prof.Dr. Haydar Baş Hocamızın ‘‘ Hz. Fatıma ’’eserinde ‘‘ Hz. Fatıma’dan devam eden soy da üstündür’’hakkında şu bilgilere yer vermektedir: Hâkim, Câbir kanalıyla Resûlullah (s.a.v.)’den şöyle naklediyor:

HZ. FÂTIMA’DAN DEVAM EDEN SOY DA ÜSTÜNDÜR.....
Mimar Gökhan Demir

HZ. FÂTIMA’DAN DEVAM EDEN SOY DA ÜSTÜNDÜR.....

 “Her annenin çocukları, çocukların babasına nispet edilir; ancak Fâtıma’nın iki oğlu (Hasan ve Hüseyin) hariç. Çünkü Ben onların velisi ve nispet edilmeleri gereken babasıyım.”(Hâkim, Müstedrekü’s-Sahihayn,Marifetu’s-Sahabe kitabı, Menakıbu’l-Hasan ve’l-Hüseyin,c.3,s.164)

      Ebu Eyyub Ensarî şöyle rivayet eder: “Resûlullah (s.a.v.) Fâtıma (a.s.)’a şöyle buyurdu: Peygamberlerin en hayırlısı (üstünü) bizdendir; O da Senin Babandır. Vasilerin en hayırlısı (üstünü) bizdendir; O da Senin Kocandır. Şehitlerin en hayırlısı (en üstünü) bizdendir; O da Senin Babanın amcası Hamza’dır. Cennette iki kanatla istediği yere uçan bizdendir;o da Senin Babanın amcası oğlu Câfer’dir. Bu ümmetin iki torunu ve cennet gençlerinin efendileri Hasan ve Hüseyin bizdendir; onlar da Senin çocuklarındır. Ve Mehdi bizdendir; O da Senin evlatlarındandır.” (Yenabiu’l-Mevedde, s. 434)

    İbn-i Abbas’dan rivayet edilmiştir: “Allah’ın Peygamberi (s.a.v.) Fâtıma’ya (a.s.) şöyle buyurdu: Allah Sana ve evlatlarına azab etmez.” (Kenzü’l-Ummal,c.6,s.219)

   Ebu Bâsir İmam Câfer Sâdık’tan (a.s.) rivayet eder: “Babam (İmam Bâkır), Câbir b. Abdullah El-Ensari’ye dedi ki: ‘Sana bir işim düştü. Seninle baş başa kalmak istiyorum, ne zaman müsait olursun?’ Câbir, ‘İstediğin zaman’ dedi. Ebu Câfer (a.s.) onunla bir yerde yalnız buluştu ve dedi ki: ‘Ey Câbir! Bana, Resûlullah’ın (s.a.v.) kızı, annem Fâtıma (a.s.)’ın elinde gördüğün levhayı anlat.Bu levhada nelerin yazıldığını söyledi mi sana?’Cabir, şöyle dedi: ‘Allah şahittir, Resûlullah (s.a.v.) hayatta iken, Hüseyin’in (a.s.) doğumundan dolayı onu kutlamak için annen Fâtıma’nın (a.s.) yanına gittim.Elinde yeşil bir levha gördüm.Bu levhanın zümrütten olduğunu sandım. Levhanın üzerinde güneş ışığı gibi bembeyaz bir yazı vardı. Ona dedim ki: ‘Anam babam sana feda olsun, ey Resûlullah’ın (s.a.v.) kızı, bu levha nedir?’Dedi ki: ‘Bu Allah’ın babama armağan ettiği bir levhadır.Üzerindebabamın, kocamın, iki oğlumun,benim soyumdan gelecek vasilerin isimleri yazılıdır. Babam, beni sevindirmek için bunu bana verdi.’ Cabir dedi ki: ‘Annen Fâtıma (a.s.) onu bana verdi. Ben de okudum ve bir nüshasını da yazdım.’ Babam, Câbir’e dedi ki: ‘Bana, yazdığın o nüshayı gösterebilir misin?’ ‘Evet’ dedi. Babam onunla beraber Câbir’in evine kadar yürüdü. Câbir, babama deriden bir sayfa getirdi. Babam, ona dedi ki: ‘Ey Câbir sen yazdıklarına bak, Ben sana ezberden okuyayım!’ Câbir, kendi nüshasına baktı, Babam orada yazılı olanları harf harf okudu, bir harf bile değişik değildi. Câbir şöyle dedi: Allah’ı şahit gösteriyorum ki, levhada şöyle yazılı olduğunu gördüm: ‘Bismillahirrahmanirrahim. Bu, üstün iradeli ve her yaptığı yerinde olan Allah’ın, elçisi, hicabı ve delili Muhammed’e gönderdiği mektuptur. Bunu Ruhu’l-Emin, âlemlerin Rabbinden indirmiştir. Ey Muhammed! İsimlerimi yücelt, nimetlerime şükret, sakın bağışlarımı inkar etme. Ben Allah’ım. Benden başka ilah yoktur. Zorbaları darmadağın eden (büyüklenenlerin burnunu sürten), zâlimleri alçaltan, din günü hesap gören Benim. Ben Allah’ım, Benden başka ilah yoktur. Kim Benim lütfumdan başkasını umar veya adaletimden başkasından korkarsa, onu âlemlerde hiç kimseyi azaplandırmadığım bir azapla cezalandırırım. O halde sadece Bana ibadet et ve yalnızca Bana güvenip dayan. Ben, hangi peygamberi göndermiş ve tebliğ zamanını tamamlamışsam, mutlaka birini onun vasisi yapmışımdır. Ben Seni bütün peygamberlerden ve Senin vasini bütün vasilerden üstün kıldım. Ondan sonra da Sana iki yavrusunu bahşederek ikramda bulundum; torunların Hasan ve Hüseyin’i Sana bahşettim. Babasının zamanının sona ermesinden sonra Hasan’ı ilmimin madeni yaptım. Hüseyin’i vahyimin bekçisi kıldım.O’nu şehadetle ödüllendirdim. Hayatını mutlulukla sonlandırdım. O şehitlerin en üstünü ve şühedanın en yüksek derecelisidir. Kâmil kelimemi O’nunla birlikte kıldım, O’nunla birlikte sözümün tamamlanmasını sağladım. En üstün delili O’nun yanına bıraktım. O’nun soyundan gelenlere karşı takındıkları tavırlara göre insanlara sevap ve ceza veririm. Onların ilki Ali’dir. İbadet edenlerin efendisi, geçmiş velilerin süsüdür. O’nun oğlu, övülmüş (Mahmud) dedesinin adını alan Muhammed’dir. İlmimi tümüyle kavrayan ve hikmetimin madenidir. Câfer hakkında şüpheye düşenler helak olacaklardır. O’nu reddeden Beni reddetmiş gibidir. Gerçek söz Benden çıkar ve Ben Câfer’in makamını yücelteceğim. Bu lütuf ve ikramı O’nun dostlarına, sevenlerine ve yardımcılarına da bahşedeceğim. Musa’dan sonra kör ve koyu bir zulüm fitnesi soluklanmaya başladı. Çünkü Benim farzımın ipi kopmaz, hüccetim örtbas edilmez ve Benim velilerim ebediyen bedbaht olmazlar. Bilesiniz ki, onlardan birini inkar eden kimse, Benim nimetimi inkar etmiş olur. Benim kitabımdaki bir ayeti değiştiren de, Bana iftira atmış olur. Sevgilim, seçkin kulum Musa’nın müddetinin dolmasından sonra iftiralar atıp, inkar yoluna sapanların vay haline! Dikkat edin! Sekizinci imamı inkar eden, bütün imamları inkar etmiş gibidir. Ali Benim velim ve yardımcımdır. Peygamberliğin mirasının yükünü omuzlarına yüklediğim ve ağır yükleri kaldırmakla sınadığım kimsedir. O’nu büyüklük taslayan bir şeytan öldürecektir. Sâlih kulum Zülkarneyn’in kurduğu şehirde kullarımın en şerlilerinden birinin yanına defnedilecektir. Gerçek söz Benden çıkar ve Ben O’nu oğlu, Kendisinden sonraki halifesi Muhammed’le sevindireceğim, gözünü aydın kılacağım. O Benim ilmimin vârisi, hikmetimin madeni, sırrımın konulduğu yer, kullarıma sunduğum kanıtımdır. O’nun barınağını cennet kıldım. O’nu, Ehl-i Beyt’inden cehennem ateşini hak eden yetmiş kişinin şefaatçisi yaptım. Oğlu Ali’nin sonunu da mutlulukla getireceğim. O, Benim velim, yardımcım, kullarım içinde şahidim, vahyimin eminidir. O, benim yoluma davet eden ilmimin bekçisi olan Hasan’ın çıkacağı bucaktır.” (Kemalu’d-Din ve Temamu’n-Ni’me,s.308-311)

  İbn-i Mesud rivayet ediyor: “Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurdu: Fâtıma iffetini kâmil olarak korudu. Bu yüzden Allah O’nun soyuna ateşi haram kılmıştır.”(Hâkim,Müstedrekü’s-Sahihayn,c.3,s.152)