‘Hüseyin’i zalim bir grup öldürecektir’.....

Peygamber (s.a.a), Hüseyin (a.s.) doğduğunda ağladı. Sebebi sorulduğunda buyurdular: “Onu zalim bir grup öldürecektir. Allah Benim şefaatimi onlara nasip etmesin”

<‘Hüseyin’i zalim bir grup öldürecektir’.....

Esma şöyle diyor:

İmam Hasan'ın (a.s) doğumundan bir yıl geçtikten sonra İmam Hüseyin (a.s) dünyaya geldi. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: "Esma! Oğlumu bana getir."

Ben İmam Hüseyin'i (a.s) beyaz bir beze sardığım halde Resûlullah'ın (s.a.a) yanına götürerek O Hazrete verdim. Peygamber (s.a.a) Hüseyin'in (a.s) sağ kulağına ezan ve sol kulağına ise ikame okudu. Sonra onu kendi yanına bırakarak ağladı.

Ben, Peygamber'in (s.a.a) o halini görünce, "Anam babam Sana feda olsun! Neden ağladınız?" diye sordum.

Peygamber (s.a.a), "Bu oğlum için ağladım" buyurdu.

Arz ettim ki: "Bu çocuk yeni dünyaya gelmiştir!"

Peygamber (s.a.a) buyurdu ki: "Onu zalim bir grup öldürecektir. Allah Benim şefaatimi onlara nasip etmesin."

Sonra şöyle buyurdular: "Ey Esma! Bu sözü Fâtıma'ya söyleme! Zira Fâtıma bu çocuğu yeni dünyaya getirmiştir."

Daha sonra Emirü'l- Mü'min Hz. Ali'ye şöyle buyurdu: "Oğlumun ismini ne koymuşsunuz?"

Hz. Ali (a.s) şöyle arz etti: "Ya Resûlallah! Ben ona isim takmada Sizden öne geçmem."

Peygamber (s.a.a) de şöyle buyurdu: "Ben de ona isim takmada Rabbimden öne geçmeyeceğim."

Bu esnada Cebrail (a.s) nâzil olarak şöyle dedi: "Ya Muhammed! Allah-u Teâlâ selam iletiyor ve buyuruyor ki: Ali'nin konumu Sana oranla, Harun'un Musa'ya olan konumu gibidir; şu farkla ki Senden sonra peygamber yoktur. O halde bu oğluna Harun'un oğlunun ismini tak."

Peygamber (s.a.a), "Harun'un oğlunun ismi ne idi?" diye sordu.

Cebrail (a.s), "Şübeyr" dedi.

Peygamber (s.a.a), "Benim dilim Arapçadır" diye buyurdu.

Cebrail, "Onun ismini Hüseyin bırak" dedi.

İşte bundan dolayı Peygamber (s.a.a) onun ismini Hüseyin bıraktı.

İmam Hüseyin'in (a.s) doğumunun yedinci günü olunca, Peygamber (s.a.a) iki alaca koyun kurban kesti. Koyunlardan birinin budunu bir eşrefi dinarla (altınla) ebeye verdi, bebeğin saçını kesti ve o saçın ağırlığında fakirlere gümüş sadaka verdi. Daha sonra onun başına heluk (zafaran ve diğer güzel kokulu bitkilerden yapılan renk) sürdü." (Bihar, c.43, s.239).