‘Halka güzel övgüde bulun’

İmam Ali (a.s.) buyurdu ki: "Halkın arzularını yerine getir, onlara güzel övgüde bulun, tahammül ettikleri zorlukları sürekli dile getir. Çünkü yaptıkları güzel işleri çokça zikretmek, yiğitlikleri hareketlendirir, geri kalmış olanları işe teşvik eder"

<‘Halka güzel övgüde bulun’

TÜRK-AZ HABER / EHL-İ BEYT

İmam Ali (a.s.), Malik Eşter'e yazdığı emirnamesinde buyurdu ki:

"Valilerin gözlerini aydın eden işlerin en efdali, ülkede adaletin hâkim olması, halk arasında sevginin, dostluğun yayılmasıdır. Aralarında sevginin yayılması da ancak gönüllerinin selamet ve huzur içinde olması ile mümkündür. Hayır dilemeleri de ancak işleri hususunda valilerinin etrafını sarmaları, devletinin yükünün omuzlarına ağır gelmemesi ve yöneticiliğinin uzamasından usanmamalarıyla mümkün olur. O halde halkın arzularını yerine getir, onlara güzel övgüde bulun, tahammül ettikleri zorlukları sürekli dile getir. Çünkü yaptıkları güzel işleri çokça zikretmek, yiğitlikleri hareketlendirir, geri kalmış olanları işe teşvik eder inşallah! Her ferdin başına geleni bil! Birinin yaptığı işi ve çektiği zahmeti, başkasına mâl etme, herkese yaptığının karşılığı eksiltmeden ver. Kişinin eşraftan olması, yaptığı küçük işi büyük görmene; kişinin düşkünlerden olması, yaptığı büyük işi küçük görmene sebep olmasın.

Büyük işleri, zor durumları, seni şüpheye düşüren işleri Allah ve Resulüne döndür. Allah, irşad etmeyi sevdiği topluma şöyle buyurmuştur; 'Ey iman edenler, Allah'a, Resulüne ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin; eğer bir işte çekişir, ihtilafa düşerseniz, onu Allah'a ve Resulüne döndürün.' (Nisa: 59). Allah'a döndürmek, Kitabının muhkem hükmünü almak; Resule döndürmek ise, (Müslümanları) toplayan, dağıtmayan sünnetine sarılmaktır.

İnsanlar arasında hükmedecek kişileri; halkın en üstünlerinden, işlerden bunalmayacak, hasımlarına yenilmeyecek, hatada ısrar etmeyecek, hakkı tanıyınca uymada gecikmeyecek, nefsi tamaha yönelmeyecek, araştırmaksızın az bir anlayışla yetinmeyecek, şüpheli işleri herkesten iyi tanıyacak ve herkesten çok delile sarılan kişilerden seç. Hasmın müracaatından daralıp sıkılmayan; gerçekleri keşfetmede herkesten çok sabreden, hüküm belli olduğunda kesin hükmü veren, övgü ve yalakacılıklara aldanıp kendin beğenmeyen, başkalarının teşvikiyle davalılardan birine yönelmeyen kişiler olsunlar. Böyle kimseler pek azdır ya! Böyle birinin hâkimliğimi güzel üstlen/güzel tut, ona mal (maaş) vermede elin açık olsun. Böylece sorunları hallolsun ve insanlara ihtiyacı azalsın. Yakınların, onlar hakkında tamaha kapılmasın ve başkalarının zararından güvende kalsınlar diye onlara kendi yanından iyi bir yer ver. Bu konuya dikkat et. Çünkü bu din, şerlilerin elinde esir oldu, onda heva ve hevesle amel edildi, onunla dünya istenir oldu. Memurların işleri konusunda çok dikkatli ol. Onları denedikten sonra görevlendir. Dostluk sebebiyle ve başkalarına danışmadan tayin etme. Çünkü bu ikisi (dostluk sebebiyle ve başkalarına danışmadan tayin etmek), zulüm ve hıyanet şubelerinin bir araya gelmelerine sebep olur. Bunları iyi ailelerden, İslam'a eskiden girmiş olup tecrübeli ve hayâlı kişilerden seç. Çünkü onlar, ahlakça en yüce, namusları en doğru, tamahları en az, işlerin sonuçlarını gözetmede en gayretli kişilerdir. Rızıklarını bol bol ver. Böyle yapman onlara nefislerini düzeltme kuvveti verir, elleri altında bulunan mallardan uzak kılar. Emrine karşı çıkmaları, emanetine hıyanet etmeleri onların aleyhine sana delil olur. Yaptıklarını denetle, onarın peşince vefalı ve sadık kişilerden seçilmiş ajanlar gönder; çünkü onların gizli işlerinden haberdar olman, emin olarak işlerini yapmalarına, halka şefkatle muamele etmelerine sebep olur.

Memur yardımcılarının seni ihanete düşürmesinden sakın. İçlerinden biri, görevine ihanet ettiği ve ajanların raporları hıyanetinde birleştiği zaman, bu sana delil olarak yeter. Artık onun bedenine ceza vermeli, yaptıklarından dolayı onu sorgulamalısın. Sonra onu zillete düşürüp hıyanetle damgalamak, suçluluk utancını boynuna takmaksın."

(Nehcü'l-Belağa'dan...)