Halifelik gerçek sahibini buldu

İmam Ali'ye (a.s) biat edilmesinden dolayı halk büyük bir sevinç yaşıyordu. Çünkü zayıfların yardımcısı, mazlumların destekçisi, halifeliğin gerçek sahibi halife olmuştu. Ümmet, İmam'ın (a.s) halifeliği kabul etmesinden dolayı büyük bir coşku yaşıyordu

<Halifelik gerçek sahibini buldu

TÜRK-AZ HABER / EHL-İ BEYT

İmam Ali'ye (a.s) yapılan biat, ilk halk seçimiydi. Önceki halifelerden hiçbiri bu şekilde seçilmemişti.

Hz. Ali'ye (a.s) biat edilmesinden dolayı halk büyük bir sevinç yaşıyordu. Çünkü hak ve adaleti esas alan hükümetin kurulması gecikmişti. Zayıfların yardımcısı, mazlumların destekçisi, halifeliğin gerçek sahibi halife olmuştu.

Ümmet, İmam'ın (a.s) halifeliği kabul etmesinden dolayı büyük bir coşku yaşıyordu. Nitekim İmam (a.s) bu durumu şöyle vasf ediyor: "İnsanlar, bana biat edilmesinden dolayı büyük sevinç yaşıyordu. Çocuklar heyecanlı ve yaşlılar özlem içindeydiler. Hastalar bu olaya doğru koşuşuyorlardı. Topuklar buna hasretti." (Nehc'ül-Belâga, Kısa Sözler: 229).

Öte yandan yaşayışı bozuk, yakîni, inancı zayıf, içinde kin ve kıskançlık barındıran kimselerin hakka karşı durmaları veya tarafsız kalmaları doğaldı. Gerçi Hz. Ali (a.s), Peygamberimizin (s.a.a) hadislerinden ve İslâm tarihinin içerdiği gelişmelerden de anlaşılacağı gibi meşru halifeydi.

İslâm tarihi Peygamber Efendimizden (s.a.a) sonra, onun yokluğunda ümmeti ve İslâm risaletini en iyi biçimde koruyacak kişinin Hz. Ali (a.s) olduğunu ortaya koymuştur. Çünkü Hz. Ali (a.s) öyle üstün yeteneklere ve meziyetlere sahipti ki, başka hiçbir Müslümanda yoktu.

Ayrıca bütün ümmet, her katmanıyla İmam'a (a.s) koşmuş ve halifeliği kabul etmesini istemişti. Ancak haktan sapmaları ve korkaklıklarıyla bilinen küçük bir grubun Hz. Ali'ye (a.s) biat etmekten kaçındıklarını görüyoruz. Biat etmekten bu şekilde geri durmaları, ümmetin icmaını ihlal etmek ve ona biat etmeye karşı olmak anlamına geliyordu.

Böylece fitnenin yeniden alevlenmesi ve iç çekişmelerin sürmesi için yeni bir kaşı açmış oldular. Biat etmekten kaçınanlar arasında aşağıdaki isimler vardı:

Sa'd b. Ebi Vakkas, Abdullah b. Ömer, Kab b. Malik, Mesleme b. Muhalled, Ebu Said el Hudrî, Muhammed b. Mesleme, Nu'man b. Beşir, Rafi b. Hadic, Abdullah b. Selam, Kudame b. Maz'un, Üsame b. Zeyd, Mugiyre b. Şu'be, Süheyb b. Sinan ve Muaviye b. Ebu Süfyan. (Tarih-i Taberî, 3/452).

Ancak bunlardan bazıları İmam'a biat etmeme şeklindeki bu aşırı tavrından pişmanlık duymuştu.

İmam'a (a.s) gelince, bunlardan hiçbirine herhangi bir kötülük etmedi, kötü bir davranışta bulunmadı. Onları ümmet içinde kendi hallerine bıraktı. Diğer insanlar hangi haklara sahip ise, onlara da aynı hakları verdi. Diğer insanların sorumlu olduğu şeylerden onları da sorumlu tuttu.