Hakça konuşanların az olduğu zamanda yaşıyorsunuz.....

İmam Ali (a.s) şöyle buyurdu: "Biliniz ki sizler, gerçekler doğrultusunda hakça konuşulanların az olduğu, doğruyu söyleyenin dilinin tutulduğu, hakka sarılanın zayıf düştüğü bir zamanda yaşıyorsunuz."

<Hakça konuşanların az olduğu zamanda yaşıyorsunuz.....

TÜRK-AZ HABER / EHL-İ BEYT

İmam Ali (a.s.) buyurdu ki:

"(Peygamber) Emrolundu- ğu şeyi açıklayıp Rabbinin risaletini tebliğ etti. Allah onun vesilesiyle ayrılıkları birleştirdi ve gedikleri kapadı. Kalpleri dolduran, göğüslerde gizlenen ve kini alevlendiren yakınlar arasındaki düşmanlığı onunla giderdi ve onları birbiriyle uzlaştırdı."

* * *

İmam Ali (a.s.) hilafetin ilk günlerinde, mal istemeye gelen ve dostlarından olan Abdullah İbn-i Zem'a'ya şöyle dedi:

"Bu mallar senin de değil benim de. O kılıçlarıyla elde ettikleri ganimet, Müslümanlar için saklanmış mallardır. Eğer onların savaşlarına iştirak et- tiysen, onların payı kadar sana da düşer; eğer savaşa katılmadıysan, onların elleriyle elde ettikleri kazançlar başkalarının ağzına olmaz, (onlarda kimsenin hakkı yoktur.)"

* * *

İmam Ali (a.s.) Ehl-i Beyt'in faziletleri ve o zamandaki karışık durum hakkında şöyle buyurdu:

"Bilin ki dil insanın bir parçasıdır. İnsanın konuşma gücü olmazsa dil onu konuşmacı yapmaz. Gücü olduğunda ise konuşma ona mühlet vermez. Biz sözün emirleriyiz. Kök ve damarları bizde güçlenmiş ve dalları bizi gölgelendirmiştir.

Allah, size rahmet eylesin!

Biliniz ki sizler, gerçekler doğrultusunda hakça konuşulanların az olduğu, doğruyu söyleyenin dilinin tutulduğu, hakka sarılanın zayıf düştüğü bir zamanda yaşıyorsunuz. Zamanın ehli isyanda karar kılmış, yalakacılıkta uzlaşmışlardır. Gençleri kötü ahlaklı, yaşlıları günahkâr, âlimleri münafık, dostları sahtekardır. Ne küçükleri büyüklerine saygı gösterir ne de zenginleri fakirlerine yardım eder."

* * *

Za'leb el-Yemami, Ahmed b. Kııteybe'den, o da Abdullah b. Yezid'den, o da Malik b. Dihye'den şöyle rivayet etmektedir: "Biz Emir'el-Mü'minin'in yanında bulunuyorduk. Onun yanında halkın farklılıklarından bahsedilince şöyle buyurdu:

"Onların arasındaki farklılıklar, yapılarındaki unsurların farklılığından kaynaklanmaktadır. Onlardan bazıları toprağın tuzlu, bazıları tatlı, bazıları sert ve bazıları da yumuşak parçalarından meydana gelmişlerdir. Onlar, topraklarının birbirlerine yaklaştırdığı kadar birbirlerine yaklaşır ve topraklarının farklılığı kadar birbirlerinden farklı olurlar. Bu yüzden biri dış görünümü güzel, fakat aklı nakıs; biri boyu uzun, fakat himmeti az; biri amelleri iyi, fakat dış görünüşü çirkin; biri boyu kısa, fakat düşünceleri derin; biri fıtratı iyi, fakat ameli kötü; biri güzel ahlaklı, ama aklı karışık; bir diğeri ise aydın kalpli konuşkan biri olur."