Paylaş:

İmam Cafer (a.s) buyurdu ki; "Mümin bir kimse iman sıfatını gerektiren şeyler yani büyük farzları eda edip, büyük günahları işlemeyi terk edip, onlardan uzaklaştığı sürece iman sıfatından çıkmaz.
 
Küçük farzları terk edip, küçük günahlara duçar olsa bile, büyük farzları terk etmedikçe ve büyük günahları işlemedikçe iman dairesinden çıkmaz." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Caferveseri sh:292)
 
Ey Musa!
 

 
İbn-i Ya'fur imam Cafer'in (a.s) şöyle dediğini duyduğunu anlatıyor; "Allah (c.c) Musa'ya (a.s) şöyle seslenmiştir; Ey Musa! Dünyaya zalimler gibi, onu ana-baba edinen kimseler gibi meyletme, yaslanma.
 
Ey Musa! Eğer seni, kendine bıraksam, nefsinin kontrolünü sana bıraksam, o takdirde dünya sevgisi ve çekiciliği seni alt eder.
 
Ey Musa! Hayırda, hayır ehli olanlarla rekabet et. Hayra ulaşmak için onlarla yarış. Çünkü hayır, adı gibi iyidir. Dünyada ihtiyacın olmayan şeyleri bırak. Dünya tutkunlarına ve nefislerine terk edilen kimselere bakma. Bil ki, her fitnenin başlangıcı dünya sevgisidir.
 
Hiç kimseye malı çoktur, diye gıpta etme. Çünkü malın çok olduğu yerde günahta çoktur, yerine getirilmesi gereken haklar açısından.
 
Allah'ın, ondan hoşnut olduğunu bilmediğin sürece insanların hoşnut olduğu kimseye gıpta etme. İnsanların itaat ettiği için bir kimseye gıpta etme. Çünkü insanların birine haksız yere itaat etmeleri ve tabi olmaları hem tabi olanlar, hem de tabi olunanlar acısından helaktir." Sh:424
 
İmam Cafer (a.s) buyurdu ki;
 
"Ali'nin (a.s) kitabında şöyle yazar; Dünya bir yılana benzer. Dokunduğun zaman yumuşacıktır. Fakat içinde ölümcül bir zehir vardır. Akıl sahibi, yetişkin kimse bundan kaçar. Ama cahil çocuk ona sahip olmak ister." Sh:424  
 
Sünnete uymak
 

 
İmam Cafer (a.s) buyurdu ki; "Allah'ın (c.c) kitabına ve Muhammed'in (sav) sünnetine karşı çıkan, aykırı hareket eden kafir olmuştur."
 
Sekuni, imam Cafer'den (a.s) o da atalarından, Ali b. Ebu Talib'in şöyle dediğini rivayet eder; "İki türlü sünnet vardır. Bir tür sünnet farz kapsamına girer. Bu gibi sünnetlere uymak, doğru yol üzere olmak, onları terk etmekte sapıklık üzere olamk anlamına gelir.
 
Bir tür sünnette vardır ki, farz alanına girmezler. Bu gibi sünnetlere uymak fazilettir, onları terk etmekte günah sayılmaz." Sh:431 
 
Günah ve tövbe
 
 İmam Cafer (a.s) buyurdu ki; "Bir günahı işlemeye niyetlenen kimse (şunu bilmelidir ki) eğer o günahı işlerse, Allah (c.c) onu görür ve şöyle buyurur; İzzet ve celalime yemin olsun ki, seni asla bağışlamayacağım."
 
Yani bu günah sebebiyle Allah'ın (c.c) lütuf ve ihsanından mahrum olur. Tövbe etmeye muvaffak olmaz ve netice itibarıyla bağışlanmaz.
 
İmam bir adama şöyle dedi; "Günah kulun rızkına engel olur." Yine buyurmuştur ki;
 
"Israr edilince küçük günah yoktur. (Yani sürekli yapılan küçük günah büyük günaha dönüşür) Tövbe edilince de büyük günah yoktur." Sh:482
 
İmam Cafer (a.s) buyurdu ki;
 

 
"Allah'tan (c.c) O'nu görüyormuşçasına korkun. Eğer O'nu göremiyorsan O, seni görüyor. Eğer O'nun seni görmediğini düşünürsen kafir olursun.
 
Öyleyse O'nun seni gördüğünü biliyorsan ve buna rağmen huzurunda günah işliyorsan O'nu en kötü izleyici yerine koymuşun demektir. Çünkü günah işlediğin esnada, eğer birisi seni görecek olursa utanır ve günahtan uzak durursun. Ama Allah'tan (c.c) utanmıyorsun." Sh:482      
 
İmam Cafer (a.s) buyurdu ki;
 
"Kul günahı gizli olarak işlerse, yalnız yapana zarar verir. Ama açıktan işler ve önlenmezse o zaman topluma zarar verir." (aynı eser sh:482) H: Akın Aydın