Gazi Mustafa Kemal namaz kılardı -2 (Prof.dr.Haydar Baş’ın kaleminden).....

Soğuk bir kış günü Cuma namazı için hazırlık yaptıktan sonra biraz erken Üç Şerefeli Cami'ye gittim.

<Gazi Mustafa Kemal namaz kılardı -2 (Prof.dr.Haydar Baş’ın kaleminden).....

"Hastalığımın tedavisinden sora kıtaya geri döndüğümde Çanakkale cephesi hâlâ adeta cehennemî bir ateş içerisinde kaynıyordu.
 
Taburun hesap memur vekili olarak göreve başlamıştım. Görev icabı geri planda olmama rağmen yine de harbin bütün şiddetini ve korkunç yüzünü gördüm ve yaşadım.
 
(...) Müttefik kuvvetlerin Çanakkale'den çekilmelerini müteakip birliğimiz de istirahat için Edirne'ye sevk edildi. (Ocak 1916).
 
Bir müddet Edirne'de kaldık. Bu arada Anafartalar 19. Fırka Kumandanı Mustafa Kemal'inde Edirne 16. Ordu Kumandanlığına tayin edildiğini duydum. Çok sıkıntılı ve zor günlerin ardından Edirne'de rahat ve sakin bir hayata kavuşmuş olmamıza rağmen yine de savaşın acıları dinmemiş, izleri silinmemişti.
 
Soğuk bir kış günü Cuma namazı için hazırlık yaptıktan sonra biraz erken Üç Şerefeli Cami'ye gittim. Cami avlusu Cuma namazı için hareketlenmiş, cemaat camiye girmeye başlamıştı.
 
İçimden camiye girip Kur'an okumak arzusu uyandı. Doğruca müezzin mahfilinde yer almış bulunan müezzinlere yaklaşarak hafız olduğumu ve Kur'an okumak istediğimi söyleyip izin istedim.
 
'Bir subay, hem de hafız' diyerek çok sevindiler ve 'Tabii lütfedersiniz, buyurunuz okuyunuz efendim' dediler.
 
Mahfile çıktım, aralarında yer açtılar. Oturdum ve Kur'an okumaya başladım. Kısa zamanda cami tamamen doldu. Cemaat huşû içinde sessizce beni dinliyordu.
 
Cuma saati geldi, ezan okundu ve ilk sünnet kılındı. Müezzin başı iç ezanı da benim okumamı işaret etti. Bütün vücudumu dinî bir heyecan sarmıştı, hicaz makamında müessir bir ezan okudum.
 
Namaz bittikten sonra cemaatin büyük ilgi ve sevgi gösterisi arasında kalmışken bir er bana yaklaşarak, 'Efendim, kumandanım sizi istiyor' deyince, 'Eyvah, resmi elbise ile ezan okuduğum için usule aykırı bir iş yaptık' diye endişe ve korkuya kapıldım.
 
Maiyeti ile avluda bekleyen kumandana yaklaştım. Bu, Anafartalar'da savaşın akışını değiştiren dahi, efsane kumandan Albay Mustafa Kemal'di.
 

 
Bana, 'Oğlum, terbiye görmüş güzel bir sesin var. Okuduğun ezanı çok beğendim ve duygulandım. Seni tebrik ederim' deyin ce biraz rahatladım.
 
'İsmin?'
 
'Kemal, efendim.'
 
"Adaşmışız. Hangi kıtada bulunuyorsun?'
 
'Efendim, 16. Telgraf Bölüğü'nün hesap memuru olarak tayin edildim.'
 
Yaverine, 'İsmini ve kıtasını yaz' dedi. Sonra bana dönerek, 'Oğlum, Edirne'de kaldığımız süre için de ben, Cuma namazına hangi camiye gidersem sen de o camiye gelecek iç ezanı okuyacaksın' dedi.
 
'Baş üstüne efendim' diyerek kumandanı selamladım.
 
Hafta içinde yaveri Ali Rıza Bey beni arayarak Mustafa Kemal'in Cuma namazı için Selimiye Camii'ne gideceğini ve benim de orada hazır bulunmamı Kur'an ve ezan okumamı, ayrıca durumun cami görevlilerine de bildirildiğini söyledi.
 
(…) Namaz çıkışı etrafımı saran meraklı, takdir ve hayranlıklarını ifade eden cemaatin arasından yine avluda maiyeti ile beni bekleyen Mustafa Kemal'e selam verdim. Elini uzattı, hemen öptüm.
 
'Oğlum, bugün yine bizi yaktın. Gelecek haftaya hangi cami ye gidersem, sen de oraya geleceksin' dedi.
 
Ertesi hafta Eski Cami'ye gitmem emredildi. Orada da Kur'an ve ezan okudum." Devam edecek (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk eserinden) H: Akın Aydın