FETİH HUTBELERİ I

         Fethin ikinci günüydü. Resulûllah Efendimiz, Kâbe kapısının eşiğinde ayakta duruyordu. Üç defa tekbir getirdikten sonra cema­ate hitaben şöyle buyurdu: (Ebu Dâvûd, Sünen, c. 4, s. 185)

<FETİH HUTBELERİ I

“Hamd Allah’a yaraşır. Allah’tan başka ilah yoktur. Yalnız O vardır. O’nun eşi ve ortağı yoktur. O, vaadini yerine getirdi. Kulu­na yardım etti. Toplanan düşmanları tek başına bozguna uğrattı. İyi biliniz ki, cahiliye çağına ait olup, övünme vesilesi edinilegelen her şey, kan, mal davaları, bunların hepsi, bugün şu ayaklarımın altın­da kalmış, kaldırılmıştır. Ancak, Beytullah perdedarlığı hizmeti ile, hacılara su dağıtma hizmeti bunun dışındadır.

İyi biliniz ki, cahiliye çağına ait olup, övünme vesilesi edinile­gelen her şey kaldırılmıştır. Eski kan davaları kaldırılmış olmakla beraber, bundan sonra bir cinayet vukû bulacak olursa, bilesiniz ki; kamçı ve sopa ile yapılan ve yarı kasıtlı sayılan hata cinayetlerine ağır diyet ödenmesi gerekir ki; bu da, içlerinden kırkının karınla­rında yavruları bulunmak şartı ile yüz devedir.

  Ey Kureyş cemaati!

Muhakkak ki Allah, cahiliyet gururunuzu, cahiliyet atala­rıyla övünüp büyüklenmeyi sizden kaldırmıştır. Bütün insanlar Âdem’den, Âdem ise topraktan yaratılmıştır. İnsanlar iki kısım, iki sınıftır. Bir kısmı mü’min ve muttakidir. Allah katında değerli ve şereflidir. Diğer kısmı ise azgın ve yaramazdır. Allah katında da değersiz ve şerefsizdir. Nitekim yüce Allah buyurur: ‘Ey insanlar! Gerçekten biz, sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Birbirinizle tanı­şasınız diye sizi büyük büyük topluluklara, küçük küçük kabilelere ayırdık. Şüphe yok ki, sizin, Allah katında en şerefliniz, Allah’tan en çok sakınanınızdır. Allah, her şeyi hakkıyla bilen, her şeyden haberdar olandır.’ (Hucûrât, 13)

‘Ey Kureyş cemaati! Ey Mekkeliler! Ne dersiniz? Şimdi hakkı­nızda Benim ne yapacağımı sanırsınız?’ diye sordu. Kureyşliler; ‘Biz, Senin hayır ve iyilik yapacağını sanır ve hayır yapacaksın de­riz. Sen kerem ve iyilik sahibi bir kardeşsin. Kerem ve iyilik sahibi seven bir kardeş oğlusun. Gücün yetti. İyi davran’ dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz: “Benim halimle sizin haliniz Yusuf’un kardeşlerine dediği gibi olacaktır. Yusuf’un (a.s.) kardeşlerine de­diği gibi, ben de; “Size bugün hiçbir başa kakma ve ayıplama yok. Allah, sizi yarlığasın. O, esirgeyicilerin en esirgeyicisidir” (Yûsuf, 92) diyo­rum. Gidiniz, sizler azad ve serbestsiniz” buyurdu.” (Taberî, Tarih, c. 3, s. 120)

Peygamberimiz, fethin ikinci günü, öğle namazı kılındıktan son­ra, Kâbe’ye dayalı olarak halka şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Şüphe yok ki Allah göklerle yeri, güneş ile ay’ı yarattığı gün Mekke’yi de haram ve dokunulmaz kılmıştır. Burası, Allah’ın haram ve doku­nulmaz kıldığı bölgedir. Kıyamet gününe kadar da haram ve do­kunulmaz olarak kalacaktır. Mekke’yi haram ve dokunulmaz kılan Allah’tır. Onu, insanlar haram kılmamışlardır. Mekke’nin ganimet­lerinden hiçbir şey size helal olmamıştır. Allah’a ve ahiret gününe inanan bir kimse için Mekke hareminde kan dökmek, ağaç kesmek helal olmaz. Mekke’de kan dökmek, Benden önce hiçbir kimse için helal olmadığı gibi, Benden sonra da hiçbir kimse için helal olma­yacaktır. Bana da ancak gündüzün belli vaktinde helal kılınmıştır. Ki, bu da, Mekkelilerin İlahî bir gazabı hak etmiş olmalarından ileri gelmiştir.” (Ahmed b.Hanbel, Müsned, c.4,s. 32)

“Şüphe yok ki; ‘Fil’i Mekke’ye girmekten alıkoyan, tutan Al­lah’tır. Mekkeliler üzerine, Resulûllah ile mü’minler de, ancak bir kez salınmışlardır. İyi biliniz ki, şu saatte Mekke Benim için de haramdır. Mekke’nin bugünkü haramlığı dünkü haramlığı haline dönüşmüştür.

Bu söylediklerimi burada bulunanlar, burada bulunmayanlara ulaştırsın. Şayet size biri çıkıp da; ‘Resulûllah burada çarpışma yapmıştır’ diyerek, ruhsat yoluna kaçacak olursa; ‘Yüce Allah, an­cak Resulü’ne helal kılmış, izin vermişti. Size helal kılmamış, izin vermemiştir’ (İbn-i İshak, İbn-i Hişâm, Sîre, c. 4, s. 58; Vakıdî-Megazî, c. 2, s.844; Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 31) deyiniz.

 

Prof.Dr. Haydar BAŞ   Rahmetenli'l-alemin cilt 2 Kitabı sayfa :  315/319

Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir

 

Devam edecek