FERDÎ VE CEMAAT HÂLİNDE ZİKİR II.....

Dünden devam eden

     Birçok hadis-i şerifte hem cemaat hâlinde iken, hem de ferdîhâlde yalnız iken Allah’ı zikretmenin gerekliliği bildirilir. Ayrıca bu hadis-i şeriflerde Peygamber Efendimiz (s.a.a.) hem ferdî, hem de cemaat hâlinde zikretmeye teşvik etmiştir.

<FERDÎ VE CEMAAT HÂLİNDE ZİKİR II.....

    Bu hadislerden bazıları şunlardır: “Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: “Kim bir mecliste Allah’ı zikretmeden oturup kalkarsa Allah’tan nasibini alamamış, Allah’ın lutfuna nâil olamamıştır. Kim yattığı yerde Allah’ı zikretmezse Allah’tan nasibini alamamış, Allah’ın lutfuna nâil olamamıştır. Kim yürüdüğü bir yerde Allah’ı anmazsa Allah’tan nasibini alamamış, Allah’ın lutfuna nâil olamamıştır.” (Ebû Dâvud, 4856-5059 ve Tirmizî, 3380)

     “Yedi bölük insan vardır ki, Allah onları hiçbir gölgenin bulunmadığı günde, Arş’ın gölgesinde gölgelendirir. O yedi bölük şunlardır: Âdil devlet başkanı, Allah’a ibâdet ederek büyüyen genç, kalbi mescitlere bağlı kimse, Allah için sevişen ve bu sevgi ile buluşup ayrılan iki kişi, güzel bir kadın tarafından çağrıldığı hâlde, ‘Ben Allah’tan korkarım’ diyerek bu teklifi reddeden kimse, sağ elinin verdiği sadakayı sol eli bilmeyecek kadar verdiği sadakayı gizli tutan kimse ve, tenha yerde Allah’ı zikrederek gözleri yaşla dolan kimse.” (Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn, Buharî ve Müslim’den)

     “Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Allah Teâla şöyle buyuruyor: Ben kulumun zannı üzereyim. Beni andığı zaman, onunla beraberim. Eğer Beni kendi nefsinde (kendi kendine) anarsa, Ben de onu kendi nefsimde anarım. Eğer Beni bir topluluğun içinde zikrederse, Ben de onu o topluluktan daha hayırlı bir topluluğun içinde anarım. Bana bir karış yaklaşırsa Ben ona bir arşın yaklaşırım. Bana bir arşın yaklaşırsa Ben ona bir kulaç yaklaşırım. Bana yürüyerek gelirse Ben ona koşarak giderim.” (Buhârî, Tevhîd 50, VIII, 212; Müslim, Zikr 2, s. 2061 ve Tirmizî, 3603)

    Peygamberimiz buyuruyor ki: “Namazlarınızdan bazılarını evinizde kılınız; evinizi (içinde namaz kılınmayan) kabir hâline getirmeyiniz.” (Buhârî, Salât 52, I, 112; Müslim, Müsâfirîn 208, s. 538; Ebû Dâvud, no. 1043; Tirmizî, no. 451 ve İbn Mâce, no. 1377; Ubeydullah b. Ömer an Nâfi’ an İbn Ömer asl-ı senedi ile; Nesâî, Kıyâmu’l-leyl 1, III, 197; Cüveyriye ani’l-Velîd b. e. Hişâm an Nâfi’ tarikiyle tahrîc ettiler)

     “Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Evlerinizi kabirlere çevirmeyin; Şeytan, içinde Bakara Sûresi okunan evden kaçar.” (Müslim, Müsâfirîn 212, s. 539 ve Tirmizî, 2877; Süheyl b. e. Sâlih an ebîhî an Ebî)

   Ebû Mûsâ’dan (radiyallahu anh); “Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: İçinde Allah’ın anıldığı ev ile, içinde Allah’ın anılmadığı ev diri ile ölünün misali gibidir.”( Müslim, Müsâfirîn 212, s. 539 ve Tirmizî, 2877)

      Peygamberimiz buyuruyor ki: “Allah’ı anmadan bir meclisten ayrılan bir kavim, merkep leşi yanından ayrılmış gibidir. Meclis onlar için pişmanlık sebebi olur.” (Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn, Ebu Dâvud’dan)

     Ebû’l Meğra el-Hassaf, merfû olarak rivâyet eder; “Emîrü’l-Mü’minîn Ali b. Ebû Tâlib (aleyhisselâm) şöyle buyurdu: Kim Allah Azze ve Celle’yi sırrında (kimsenin olmadığı yerde, ferdî olarak) zikrederse, O’nu çok zikretmiş olur. Münafıklar Allah’ı açıktan zikrederlerdi ama gizlice zikretmezlerdi. Bu yüzden Allah Azze Celle; ‘Şüphesiz münafıklar Allah’a oyun etmeye kalkışıyorlar; hâlbuki, Allah onların oyunlarını başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah’ı da pek az hatıra getirirler (pek az zikrederler)’ (Nisa: 4/142) âyetini indirdi” (Ebû Ca’fer Muhammed b. Ya’kub b. İshak el-Kuleynî, Usûl-i Kâfî, c.2, s.799. an Ahmed b. Muhammed b. Hâlid an İsmail b. Mihran an Seyfi b. Amire an Süleyman b. Amr an ebu’l Meğra el-Hassaf senedi ile tahrîc etti)

    İbn-i Faddal, merfû olarak rivâyet eder: “Allah Azze Celle, İsâ’ya (aleyhisselâm) şöyle vahyetti: Ey İsâ! Beni içinde zikret, Bende seni içimde zikredeyim. Beni topluluğunda zikret, Ben de seni Âdemoğullarından daha hayırlı bir toplulukta zikredeyim. Ey İsâ! Kalbini Benim için yumuşat ve yalnızken Beni çokça zikret. Bil ki, Bana yalvarılmasından hoşlanırım. Bu hususta diri ol, ölü olma!” (Ebû Ca’fer Muhammed b. Ya’kub b. İshak el-Kuleynî, Usûl-i Kâfî, c.2, s.800. an Ahmed b. Muhammed b. Hâlid an ibn. Faddal senedi ile tahric etti)

Ebû Bâsir rivâyet eder: “Ebû Abdullah (Ca’fer es-Sâdık aleyhisselâm) buyurdu: Bizim şiamız yalnız kaldıklarında Allah’ı çokça zikreden kimselerdir.” (Ebû Ca’fer Muhammed b. Ya’kub b. İshak el-Kuleynî, Usûl-i Kâfî, c.2, s.798)

 

Prof.Dr. Haydar BAŞ   Dua ve Zikir Kitabı sayfa : 819 /827

Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir