Felaketin nedeni kötü yapılaşma ve yanlış zemin.....

Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu, Antakya ve İskenderun'un fay hattı üzerinde olmadığını belirterek, "Buradaki hasarların çoğunluğu zemin ve kötü yapılaşma. Yani sıvılaşma, yanal yayılma, yapının zemine uygun dizayn edilmemesinden kaynaklıdır. Hatay Hassa, Gaziantep'in İslahiye ve Nurdağı ilçelerinin tamamı fay üzerine oturuyor, bu ilçeleri fay kesiyor. Fayın kestiği bölgelerde ayakta duran tek bir yapı yok” dedi.

<Felaketin nedeni kötü yapılaşma ve yanlış zemin.....

Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu, deprem bölgesindeki incelemelerinde fayın kestiği bölgelerde ayakta duran tek bir yapı olmadığını gördüğünü belirterek, "İyi yapılmış, kötü yapılmış, bina yüksekmiş, alçakmış, tek katlıymış, bütün yapıları fay parçalamış. Fay konusunda bir yasaya ihtiyacımız var. Fayın üzerine yapılaşmayı engellemeliyiz" dedi. Depremin Kahramanmaraş Pazarcık fayında kırılıp 7.7'lik bir deprem ürettiğini, devamında artçıların yaşandığını belirten Gökçeoğlu, 9 saat sonra da Sürgü fayı üzerinde 7.6 büyüklüğündeki depremin oluştuğunu hatırlattı.

Amanos fayı da kırıldı

Yaklaşık 150 kilometre ötede meydana gelen Kahramanmaraş depreminin Hatay ve İskenderun'u da şiddetli şekilde etkilediğini belirten Prof. Dr. Gökçeoğlu, burada en büyük sorulardan birinin, "Amik Ovasını batıdan sınırlayan Amanos fayının kırılıp kırılmadığı" olduğunu söyledi. Gökçeoğlu, "Saha gözlemlerimiz sonucunda Amanos fayı da kırılmış. Bunu sahada çok net gördük. Üç büyük fay bu depremde kırılmış oldu. İlk depremde Pazarcık fayı, birkaç dakika Amanos fayı kırılıyor. Bunlar beraber hareket ediyorlar. Asıl büyük deprem Pazarcık'ta meydana geldiği için biz Hatay'ı kaçırıyoruz yani Amanoslardaki depremi kaçırıyoruz. Amanos fayını Gaziantep Nurdağı'nın devamı İslahiye, Hatay Hassa ve Kırıkhan'da gördük. Amik Ovası doğu hattı boyunca yer yer yamaçlarda ve doğu hattı boyunca izleyebildik" diye konuştu.

Artçılar hasarlı binaları yıkabilir

Gökçeoğlu, yaklaşık 200 yıl boyunca bu boyutta bir depremin olmayacağını, 1 yıl boyunca büyüklükleri 6'yı geçen artçıların yaşanacağını ve bunun da orta hasarlı binalarda yıkım etkisi yapabileceğini aktardı. Gökçeoğlu, en çok hasarın, Kahramanmaraş Pazarcık, Gaziantep Nurdağı, İslahiye, Hatay Hassa, Kırıkhan, İskenderun ve Antakya'da görüldüğünü bildirdi.

Antakya ve İskenderun'da facianın nedeni kötü yapılaşma

Antakya ve İskenderun'un fay hattı üzerinde olmadığını belirten Gökçeoğlu, şöyle devam etti: "Buradaki hasarların çoğunluğu zemin ve kötü yapılaşma. Yani sıvılaşma, yanal yayılma, yapının zemine uygun dizayn edilmemesinden kaynaklıdır.
Hatay Hassa, Gaziantep'in İslahiye ve Nurdağı ilçelerinin tamamı fay üzerine oturuyor, bu ilçeleri fay kesiyor. Fayın kestiği bölgelerde ayakta duran tek bir yapı yok. İyi yapılmış, kötü yapılmış, bina yüksekmiş, alçakmış, tek katlıymış, bütün yapıları fay parçalamış. Fay konusunda bir yasaya ihtiyacımız var. Fayın üzerine yapılaşmayı engellemeliyiz. Bu bölgede sıvılaşmaya uygun bir zemin var. Sahadaki incelemelerde, Amik Ovasının Hatay'a doğru olan bölümünde ve İskenderun kıyılarında sıvılaşmayı gördük. İstediğiniz kadar kuvvetli olsun yapı, sıvılaşan yapı üzerinde eviniz varsa ya yıkılır ya da ağır hasar alır."
Prof. Dr. Gökçeoğlu, Hatay Havalimanının terminal binasının kazıklı temel üzerine inşa edildiği için sağlam olduğunu ve tek bir camının bile çatlamadığını ama yanındaki zeminin bir metre oturduğunu belirterek, "Zemin parametrelerini doğru tarifleyip, inşaat mühendislerinin buna uygun tasarım yapması ve inşaat yapılırken kurallara uyulması sonucunda büyük hasarlar görmeyeceğiz, fayın üzerine yapının oturtulmaması şartıyla" dedi. Prof. Dr. Gökçeoğlu, geçen gece ekibiyle birlikte sahada incelemelerde bulunurken Amanos fayının izini sürdürdüklerini, çalışmalar sırasında 2 katlı binası yıkılan bir depremzedenin kendisine şunları söylediğini aktardı: "Vatandaş bize 'Hocam bunun temeline 17 ton demir gömdüm. Nasıl yıkıldı?' diye sordu. Tam fayın üzerinde jilet gibi doğramış ve evi paramparça etmiş. 17 değil 170 ton demir koysan yine yıkılır. Çok net fay geliyor ve evi kesiyor, gidiyor. Fayı kayalık alanda tespit edebilirsiniz ama kil, kum varsa tespiti zor olabiliyor. Dolayısıyla fay hattı bölgelerini tespit edip, burada yapılaşmadan sakınılması gerekiyor. Tarihin tekerrür etmemesi için buna dikkat edilmesi lazım."

En kritik soru

"Bu depremde, 10 binlerle ifade edilen binamız neden yıkıldı?" sorusunun sorulması gerektiğini vurgulayan Gökçeoğlu, böyle bir deprem silsilesinin pek çok ülkede yıkıma sebep olacağını ama böylesine büyük boyutlara ulaşmayabileceğini kaydetti. Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu, "Bu kadar büyük hasar olmamalıydı. On binlerce canımızı kaybetmemeliydik" değerlendirmesini yaptı.

İnşaat yeri doğru seçilmeli

Depremden etkilenen şehirlerde bundan sonra iyi mühendislik hizmetleri alınmasını, bunun da önceliğinin yapı yerinin doğru seçilmesinden geçtiğini ifade eden Gökçeoğlu, şunları söyledi: "Dağ yamaçlarındaki heyelanlar, taşkının yerinin olacağı yerlerden uzaklaşılmalı, sahada olabilecek olayları tespit ederek, bunların içerisinde en uygununu belirlemek ve 'yerleşim yeri budur' dememiz lazım. Bir şehri planlarken, bütün doğal tehlikeleri bir arada değerlendirerek, en optimum yeri seçmemiz gerekiyor. Doğal tehlikeler sel, taşkın, heyelan, deprem gibi bunların tamamından bağımsız bir yer yok. Zemin şartları doğru tariflenir, inşaat mühendisleri oturur, o zemin şartlarına uygun yapıları tasarlarlar. Bunlar yapılırsa bir gecede 20 bin insanımızı kaybetmeyiz. Bunları yapmıyoruz, sonra harcayacağımız paranın 7 katını harcıyoruz."


Bu kadarını da beklemiyorduk

Her deprem olduğunda yer bilimcilere depremin beklenip beklenmediğinin sorulduğunu ifade eden Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu, şöyle konuştu: "(Evet bekliyorduk) derler. Bana sorsaydınız her an Pazarcık fayının kırılacağını bekliyorduk, 7.3'ün üzerinde deprem olacağını biliyorduk. Ama Pazarcık kırılınca beraberinde Amanos'u da kıracağını, 9 saat sonra gidip Sürgü fayını da kıracağını bekliyor muydum, asla beklemiyordum. Bunu söyleyen yalan söyler. 3 fayın birbirini tetikleyeceğini beklemiyorduk. 40 yıldır bu alanda çok çalıştım. Hayatım arazide geçer. Böyle bir şeyi hiç düşünmedik. Son derece sıra dışı ve ciddi. O kadar büyük ki 10 il aynı anda etkilendi."


550 aktif fayımız var

Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu, bundan sonraki süreçte, Amik Ovasının batısında yer alan Kızıldeniz'e giden bölgede 10 ila 30 yıllık süreç içerisinde bir deprem beklendiğini, bu depremden kısmen Türkiye'nin ama daha çok Suriye, Lübnan, İsrail, Ürdün'ün etkileneceğini kaydetti. Türkiye'de 550 aktif fay bulunduğunu da söyleyen Gökçeoğlu, "550 aktif fayınız varken tedbir almak zorundasınız. İnsanların eşyalarını kurtarmak için bile bu binalara girmemeleri gerekiyor. Evet, mal canın yongası ama tehlike büyük" diye konuştu.