Emekçilerin buruk bayramı.....

Bugün 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü. 1 Mayıs'lar işçilerin bayramı olarak ifade edilse de, uzun süredir bayram olmaktan uzaklaşıp bir hak arama mücadelesine dönüşmüş durumda. Ülkemizde milyonlarca emekçi, üst üste zamların yaşandığı bir ekonomik ortamda, açlık sınırının altında konumlanan bir asgari ücretle geçinmeye zorlanıyor

<Emekçilerin buruk bayramı.....

MURAT ÇABAS / HABER ANALİZ

Bugün, işçilerin bayramı olarak ifade edilen ama hak arama mücadelesine dönüşen 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü. Tüm emekçilerimizin bayramını kutluyoruz. Ülkemizde yaşanan maliyet enflasyonu sebebiyle ürün ve hizmetlere üst üste fahiş zamların yaşandığı bir ekonomik ortamda emekçiler açlık sınırının altında bir maaşa talim etmek zorunda kalıyor. Her 1 Mayıs'ta yetkililere sesini duyurmaya çalışıyor ama çoğu zaman buna da imkan bulamıyor, birçok engellerle karşılaşıyor.

Sendikalardan 'katılım' çağrısı

Türkiye'nin başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere birçok ilinde bugün 1 Mayıs'la ilgili organizasyonlar yapılacak. İstanbul'daki 1 Mayıs mitingi Maltepe Meydanı'nda gerçekleşecek. Daha önce Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipler Birliği (TTB) ve Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB), Beşiktaş Barbaros Meydanı'nda "1 Mayıs Tertip Komitesi" olarak toplanarak basın açıklamasında bulunmuştu ve tüm emekçileri 1 Mayıs mitingine davet etmişti. "Bugün Türkiye'nin en büyük sorunu işsizliktir, yoksulluktur, açlıktır" diyen DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, "Tüm zorluklara, baskılara rağmen gelecek güzel günlere olan inancımız ve kararlılığımız ile omuz omuza olacağız" ifadelerini kullanmıştı. DİSK'ten daha sonra yapılan davet açıklamasında, "Ülkemizde geçim giderek zorlanmaktadır. Halk işsizlik, açlıkla mücadele ederken AKP iktidarı bir avuç zümreye para aktarıyor. Halk demokrasi, hukuka da aç. Herkes bu düzenin hukuk dışı zorbalıkları ile karşı karşıya kalıyor. Bu düzen mağdur ettiği milyonları bölüp parçalayarak ayakta kalıyor. Halkı güvencesizliğe mahkum eden bu düzen, 20 yıldır ülkeyi yönetenler, tüm yetkileri kendinde toplayan irade artık bu gerçeklerden kaçamaz. 84 milyonun insanca yaşayacağı bir düzeni kurmaya gücümüz var. Bu gücü alan herkesi 1 Mayıs'ta meydanlarda buluşmaya bekliyoruz" denildi.

Emekçilerin hali perişan

En temel ihtiyaçlarda bile fiyatların katlanarak arttığı zorlu piyasa şartlarında zaten oldukça dip seviyelerde olan emekçilerin maaşları açlık sınırının altına düştü ve bu maaşla açlık sınırı arasındaki makas da sürekli artmaya devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mart ayında yıllık resmi enflasyonu yüzde 61.14 olarak açıklamıştı. Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAG) açıkladığı enflasyon ise yüzde 142.63. TÜİK'in açıkladığı sadece gıda enflasyonu ise yüzde 70. TÜİK'in enflasyonu bile baz alınsa, asgari ücrete yılbaşında yapılan zammı silip götürdüğü açıkça görülüyor. ENAG'ın enflasyonuna göre ise emekçilerin maaşı eridikçe erimiş vaziyette. Emekçileri Asgari Ücret Komisyonu'nda temsil eden, hükümetin muhatap kabul ettiği Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Nisan itibarıyla 4 kişilik bir ailenin açlık sınırını 5 bin 323 TL, yoksulluk sınırını ise 17 bin 340 TL olarak açıkladı. Bugün 4 bin 253 TL bir asgari ücret alan milyonlarca emekçi ailesinin aylık geliri Türk-İş'in açıkladığı açlık sınırının 1070 TL altına düşmüş durumda. Halbuki bir işçi ailesinin aylık gelirinin en az yoksulluk sınırı kadar, yani 17 bin 340 TL olması gerekiyor. Diğer bir ifadeyle bugün emekçiler almaları gereken maaşın sadece 4'te 1'ini alabiliyorlar.  

Emekçilerin hakları korunmalı

Emekçileri temsil eden sendikaların temsilcileri bir taraftan emekçilerin bayramını tebrik ederken, diğer taraftan sorunları dile getirdiler. Özellikle son dönemlerde ekonomide yaşanan dalgalanma ile tüm kamu çalışanlarının olduğu gibi sağlık emekçilerinin de alım gücünün düştüğünü belirten Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, "Burada asıl olan tüm emekçi kesimini enflasyon canavarına ezdirmeyecek adımların atılmasıdır" ifadelerini kullandı. Döner sermaye sisteminin mevcut haliyle çalışma barışını bozduğunu savunan Durmuş, "adaletsizlik üzerine kurulu bu sistemden" bir an önce dönülerek adil bir ücret politikası oluşturulması gerektiğini kaydetti. Çalışanların emekleri konusunda hakkı gözeterek saygılı davranılması gerektiğini belirten Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Başkanı Fevzi Apaydın, "Emek en kutsal değerdir. Bu değerin karşılığını bulması için işçi ve emekçinin haklarını korumalı, kar etme düşüncesi ile emekçinin haklarını sekteye uğratmamalıyız" dedi. Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkanı Emre Kartaloğlu ise, çalışanların hakları ve emeklerinin üzerinde titizlikle durulması ve saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladı; iş sağlığı, güvenliği ile çalışma koşullarının iyileştirilmesi konusunda toplumun tüm kesimlerinin birlikte göstereceği gayret ve dayanışmanın önemine işaret etti.

Emekçinin aradığı çözüm Milli Ekonomi Modeli'nde

Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş, asgari ücretin yoksulluk sınırının üstüne çıkartılması gerektiğini vurgulayarak, "Ekonomik refahı sağlayamamış Türkiye'de işçilere daha fazla maaş ve hak verilmesine imkân da bulunmuyor. Kapitalist düzenin esiri Türkiye, dünyanın uygulamaya başladığı Milli Ekonomi Modeli'ni (MEM) hayata geçirmeden ne işçisine, ne memuruna, ne emeklisine bugünkünden fazlasını veremez. Hak aramak için meydanlara çıkan işçilere şunu diyoruz: Aradığınız hakkı, sizi esir mertebesinde gören kapitalist sistemin içinde bulmanıza imkân yoktur" demişti. Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş ise şunları belirtti: "İşçinin de işverenin de aradığı, özlediği çözüm, parti programımız olan merhum genel başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'dir. 1 Mayıs İşçi bayramı vesilesiyle bir kez daha ifade ediyoruz ki, Milli Ekonomi Modeli'nin uygulandığı bir ülkede asgari işçi ücreti 10 bin lira rahatlıkla olur. BTP olarak bu modele ve bu modeli hayata geçirecek donanımlı kadrolara sahibiz. İşçilerin 1 Mayıs'ı gerçekten de bayram gibi kutladığı, haklarını doyasıya elde ettiği gün, BTP'nin bu ülkede iktidar olduğu gündür."