‘Düşünen kimse basiret kazanır’

İmam Ali (a.s.) buyurdu ki: "Kişi kendi sırrını, en iyi kendisi korur. Pek çok çalışan kimse nasıl bir zarara doğru koştuğunu bilmez. Çok konuşan saçmalar; düşünen kimse basiret kazanır. Hayırlılarla arkadaşlık et ki onlardan biri sayılasın. Şerlilerden sakın ki onlardan sayılmayasın"

<‘Düşünen kimse basiret kazanır’

TÜRK-AZ HABER / EHL-İ BEYT

İmam Ali (a.s.) vasiyetinde İmam Hasan'a şöyle buyurdu:

"Sessiz kalışınla kaybettiklerini telafi etmen, konuşmanla kaybettiklerini telafi etmenden daha kolaydır. Kabın içindekini korumak, ağzını sıkı kapamakla mümkündür. Elinde bulunanı korumak, başkasının elinde- kini istemekten daha sevimlidir bana. Ümitsizliğin acısı, insanlardan bir şey istemekten; iffetli olarak çalışıp geçinmek, günahla dolu zenginlikten daha hayırlıdır. Kişi kendi sırrını, en iyi kendisi korur. Pek çok çalışan kimse nasıl bir zarara doğru koştuğunu bilmez. Çok konuşan saçmalar; düşünen kimse basiret kazanır. Hayırlılarla arkadaşlık et ki onlardan biri sayılasın. Şerlilerden sakın ki onlardan sayılmayasın. Yiyeceklerin en kötüsü haram yemektir! Zulmün en kınanmışı, zayıflara yapılandır. Yumuşaklık, sertlik sayıldığı zaman, sertlik de yumuşaklık sayılır. Bazen ilaç, ölüme sebep olur; bazen de hastalık ilaç olur. Bazen kendisinden nasihat beklenmeyen kimse güzel nasihat eder, bazen de nasihat eden kimse ihanet eder. Arzulara kapılıp bel bağlamaktan sakın çünkü arzular, ahmakların sermayesidir. Akıl, tecrübeleri korumaktır. En hayırlı tecrübe, sana öğüt veren tecrübedir.

Sıkıntıya düşmeden fırsatları değerlendir. Her isteyen isteğine kavuşamaz, her giden de geri dönmez. Azığı yitirmek ve ahireti bozmak fesattandır. Her işin bir sonucu vardır; senin için nasıl takdir edilmişse öyle gelecektir. Ticaretle uğraşan tehlikededir. Nice az şey, çok olan şeyden daha verimlidir.

Aşağılık dostta ve itham edilen yardımcıda sana hayır yoktur. Zaman sana teslim oldukça sıkıcı olma, fazla kar elde etmek için tehlikeli şeylere atılma. Sürekli inatçı bineğinin dizginlerini koparmasından sakın. Kardeşin senden ayrılınca ona bağlan, yüz çevirince lütuf ve yakınlık göster, cimrilik edince cömert davran, uzaklaşınca yaklaş, şiddetlenince yumuşa, suç işleyince özrünü kabul et. Böylece sen onun kölesi, o ise senin nimet sahibin gibi olsun. Bunu gerekmeyen yerlerde ve ehli olmayan kimselere yapma. Dostunun düşmanım dost sayma; dostunla düşman olmana sebep olur. Ona ister iyi gelsin, ister kötü, kardeşine öğüt ver, ihlâs ile söyle. Öfkeni yut; ben, onu yutmak kadar sonucu tatlı, akıbeti haz verici başka bir yudum görmedim. Sana sertlik gösterene karşı yumuşak davran, belki o da yumuşar. Düşmanına iyilik ve lütufla muamele et; bu, iki zaferin (intikam veya affın) en tatlısıdır. Dostundan ayrılmak istersen, barışmak için açık kapı bırak ki bir gün dönmek istediğinde döne bilsin, insanlar senin hakkında iyi zanda bulunursa sen de iyi işlerinle onların zannını doğrula. Zira bir hakkını zayi ettiğin kimse artık dostun olmayacaktır. Yakınların, senden en nasipsiz kalan kimseler olmasın, senden uzak duran kişiye rağbet etme. Dostunun dostluğu kesmesindeki delili, senin dostluğu sürdürmendeki delilinden daha güçlü olmasın. Sana iyilik etmekten çok kötülük etme düşüncesinde olmasın. Sana zulmedenin zulmünü gözünde büyütme çünkü o kendisinin zararına, senin faydana çalışmaktadır. Seni sevindirenin mükâfatı kötü davranman değildir."

(devam edecek...)