Dünyanızı onarıp ahiretinizi bozmayın

Birisinin, “Neden biz ölümü sevmiyoruz?” sorusuna İmam Hasan (a.s.) şu cevabı verdiler: “Bunun sebebi, dünyanızı onarıp ahiretinizi bozduğunuzdan dolayıdır. İşte bundan dolayı onarılmış bir yerden virane bir yere gitmek istemiyorsunuz”

<Dünyanızı onarıp ahiretinizi bozmayın

İmam Hasan (a.s.)'ın şakacı bir dostu vardı. Bir müddet İmam (a.s.)'ın yanına gelmedi. Bir gün İmam (a.s.)'ın yanına geldiğinde İmam (a.s.) ona, "Nasıl sabahladın?" diye sordu.

Adam cevaben şöyle dedi: "Ey Resûlullah'ın oğlu! Kendimin, Allah'ın ve şeytanın isteğine aykırı olarak sabahladım."

İmam (a.s.) gülerek, "Nasıl olur? İzah et" diye buyurdu.

Adam cevaben şöyle dedi: "Çünkü Allah-u Teâlâ, Kendisine itaat edip isyan etmememi istiyor; oysa ben öyle değilim. Şeytan da Allah'a isyan etmemi ve O'na itaatte bulunmamamı istiyor; oysa ben öyle de değilim. Kendim de ölmememi ve sürekli dünyada kalmamı istiyorum; oysa durum böyle de değildir; nihayet bir gün bu dünyadan göçüp gideceğim."

Bu sırada bir adam ayağa kalkarak şöyle dedi: "Ey Resûlullah'ın oğlu! Neden biz ölümü sevmiyoruz?"

İmam (a.s.) cevabında buyurdular ki: "Bunun sebebi, dünyanızı onarıp ahiretinizi bozduğunuzdan dolayıdır. İşte bundan dolayı onarılmış bir yerden virane bir yere gitmek istemiyorsunuz." (Bihar, c.44, s.110).

Sa'd-i İskaf şöyle diyor: İmam Muhammed Bâkır (a.s.)'ın huzuruna vardım. içeriye girmek için izin istediğimde İmam (a.s.) şöyle buyurdu: "Acele etme! Kardeşlerinizden bir grup kimseler yanımdadır, sözleri vardır."

Ben kapının dışında durdum. Çok geçmeksizin Hindistanlılara benzer sarıklı bir grup kimse dışarı çıktı. Birbirlerine çok benziyorlardı. Sanki bir anne babadandılar. Özel elbiseler giyinmişlerdi. Bana selam verdiler, ben de selamlarının cevabını verdim. Daha sonra İmam (a.s.)'ın yanına giderek şöyle dedim: "Fedan olayım! Huzurunuzdan çıkan bu şahısları tanımadım. Bunlar kimlerdi?"

İmam (a.s.) şöyle buyurdular: "Cin taifesinden olan sizin din kardeşlerinizdir."

Dedim ki: "Cinler de mi sizin yanınıza geliyorlar?"

İmam (a.s.), "Evet, onlar da sizin gibi gelip helal, haram ve dini meseleleriyle ilgili sorular soruyorlar" buyurdu. (Bihar, c.27, s.19; c.47, s.158; c.63, s.103).