Cahil baş gözü ile bakar, akıllı kişi akıl gözü ile görür.....

Burada dur, fazla ileri gitme. Hakk’ın hikmetli işlerine itiraz etme. Bunda hikmetler vardır

<Cahil baş gözü ile bakar, akıllı kişi akıl gözü ile görür.....

TÜRK-AZ HABER / DİNİ

Burada dur, fazla ileri gitme. Hakk'ın hikmetli işlerine itiraz etme. Bunda hikmetler vardır. Bu işte tekrarlar ve kaçmalar olur. Bunu bilmek ve sebat etmek gerek. Sen ve başkaları için hüküm müşterek olur. Bir şeyler bilmek istersen has ilimle yetişmen gerek.

Sizden biriniz zahir ilimle amel ederse Peygamber (s.a.v) Efendimiz ona batın ilmini gayret beklemeden verir.

Kuş yavrusunu beslediği gibi Peygamber de (s.a.v) o şahsın iç âlemini hikmetleri ile besler.

Kul, Peygamber'in sözünü doğrular ve getirdiği ile işler tutarsa, Peygamber de ona hikmetler kaynağını açar.

Zaten kulun hikmet âlemine geçip nasip almasına Peygamber (s.a.v) Efendimiz'in zahirdeki kelamı, yani şeriatı ile iş tutması (amel etmesi) sebep olur.

Âdemoğlu bir defa ruh sıhhatine ererse artık sıhhat vereni olmaz. O bir defa safa âlemine geçerse başka safa âlemi olmaz ve bir defa Hakk'a yaklaşınca artık ona kimse yakınlık vaadinde bulunmaz.

Cahil baş gözü ile bakar. Akıllı kişi akıl gözü ile görür. İrfan sahibi ise kalp gözü ile…

O, cevher ve âlimdir. Halkı tümü ile bir lokma gibi yutar. Halkın cümlesini içi âlemine gömer.

O irfan sahibinin katında Hak'tan gayri her şey yok olur. O anda o kul şöyle der: "Evveli O, âhiri O, zahiri O, batını yine O!"

Hak, onun zahiri, batını, evveli ve âhiri olur. O kulun yanında O'ndan başkası olmaz. Böyle olunca da dünya ve âhiret O'nun sevgisini benliğinde devam ettirir.

Bütün hâlde ona uyar. O'nun hoşnutluğunu diler, başkaları ona darılsa da aldırmaz. O kulu hiçbir kınayıcı yolundan alamaz.

Bazı büyükler der: "Halkı Hakk'a uyar kılmaya bak. Hakk'ı kullara uyar kılmaya çalışma."

Şeytandan nefisten ve şahsî şeylerden hangisi olursa olsun, yıkmak isteyeni yık. Kahra uğratmak isteyenlere kuvvetini göster.

Düşmanların... Onlardan çok sakın, onlar seni helake atmasınlar...

İlme çalış, öyle bir ilme çalış ki, düşmana nasıl karşı konacağını bilesin... Onlardan sakınma şekline aklın ere... Ve Rabb'ine ibadet nasıl edilir, onu bilesin...

Çünkü cahilin ibadeti makbul olmaz. Peygamber (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurur: "Cehalet hâli ile ibadet edenin, ifsadı ıslahından çok olur."

Cahilin işi, hiçbir şeye denk gelmez. O tam manasıyla fesat içindedir. Baştan sona karanlık içindedir. İlimsiz yapılan ibadet böyle olur. İlim sahibi de amel etmezse onun da hâli perişandır.

Ayrıca yapılan amelin ihlâsı olmayınca, onun da hayrı yoktur. Hangi iş olursa olsun, ihlâs olmayınca ne faydası olur ne de kabul olur. Ve bilip de amel etmezsen, o bilgi boynuna yük olur. Peygamber (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurur: "Cahil bir defa azap çeker, âlim ise yedi."

Cahile, niçin öğrenmediği sorulur, âlime ise bilgisi ile niçin amel etmediği...

Öğren, amel et ve öğret... Senin için hayır böyle toplanır. Bir kelime öğrenir, onunla amel eder ve öğretirsen, iki yoldan mükâfat alırsın. Biri öğrendiğin, öbürü de öğrettiğin için..." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethur'r Rabbani eserinden)