Büyük Ortadoğu Projesinin Türkiye ayağı

           ABD 2. Dünya Savaşı'nın ardından, kendileri tarafından geliştirilen soğuk savaş planı ile bizim coğrafyamıza girmiştir. ABD'nin stratejisi olan Soğuk Savaş planını 1947'de devreye koydular. Planın ilk hedefi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ni parçalayarak dağıtmaktı ve bu hayata geçti.

Büyük Ortadoğu Projesinin Türkiye ayağı
Mimar Gökhan Demir

Büyük Ortadoğu Projesinin Türkiye ayağı

       ABD 2. Dünya Savaşı'nın ardından, kendileri tarafından geliştirilen soğuk savaş planı ile bizim coğrafyamıza girmiştir. ABD'nin stratejisi olan Soğuk Savaş planını 1947'de devreye koydular. Planın ilk hedefi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ni parçalayarak dağıtmaktı ve bu hayata geçti.ABD'nin, Soğuk Savaş sonrası özellikle Ortadoğu ve Kafkaslar'a yönelik izlemiş olduğu yeni stratejisi 'Ilımlı İslam' projesidir. ABD'nin bölgesel politikalarının başarılı olabilmesi için, özellikle Türkiye gibi Batı ile iktisadi ve politik ilişkileri ileri düzeyde bir ülkede, devlet yönetiminin 'Ilımlı İslamcı'lara bırakılması proje olarak her zaman yedekte tutulmaktaydı.


   Graham Fuller; "Türkiye, bugün İslami düşünce ve eğilimler konusunda daha esnek olmalı. İran gibi olun demiyorum, ama İslam'ın özel yaşam ve kamu yaşamındaki rolü konusunda ılımlı olunmalıdır. İslam'ın Türkiye'nin kültürel ve entelektüel mirasının önemli bir parçası olduğunu, bastırılması gerektiğini kabul etmek, katılaşmayı önlemek için kendisini ifade etmesine olanak sağlamak mümkündür." (Aktaran Lütfi Kaleli, İrtica ve ABD Kıskacında Türkiye, Sy: 79, Alev yay. 2003)


 ABD'nin masaya yatırdığı 'Büyük Ortadoğu Projesi'nin en önemli temel taşlarından biri Türkiye'dir. ABD kıtasal stratejik planı ekseninde' Ortadoğu ülkelerini yeniden biçimlendirmek ve haritalarını yeniden çizmek istedi. Türkiye gibi bölgesel alanda gücü olan bir ülkeyi gelişmelere bağlı olarak hem askeri hem de politik olarak kullanmak istediler.


  ABD'nin politik stratejisinde, gerektiğinde 'demokrasiyle yönetilen ılımlı İslam' ülke modeline Türkiye'yi hazırlamak için çalışıyorlar. Ancak, hükümet de özellikle ordu, üniversiteler gibi geleneksel devlet kurumlarıyla yaşadığı sorunları ve çelişkileri, ABD'yi ve AB'yi arkasına alarak çözmeye ve aynı zamanda İslamcı politikalarda bir kısım revizyonlar yaparak uygulamaya çalışacaklardı.
İktidar partisinin özellikle bölgesel alanda savunmuş olduğu İslamcı etiketli politikalarında bir kısım revizyonlara gitmesi, ABD'nin ve AB'nin bölgesel planıyla nispeten uyuşmaktadır. ABD merkezli AB destekli Büyük Ortadoğu Projesi, bölge genelinde geliştirmeye çalıştığı 'Ilımlı İslam' politikasına dayanmaktadır. Türkiye'yi de bu sürecin bir parçası olarak görmektedir. Bu nedenle 'Ilımlı İslam' politikasını da, Türkiye'nin siyasal ve toplumsal koşullarına göre biçimlendirileceği anlaşılıyor.


  2004 yılının Temmuz ayında ABD'de yapılan G-8 zirvesine, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Türkiye'nin davet edilmesi, Türkiye'nin bu politikanın uygulayıcı devleti olarak görülmesindendir. Bir ay sonra İstanbul'da toplanan İslam Konferansı Örgütü'nün Genel Sekreterliğine ilk kez bir Türk adayının seçilmesi, 'Büyük Ortadoğu Projesi' kapsamında Türkiye'nin oynayacağı rolü ortaya koymaktaydı.
Bugün gelinen son noktada Büyük Ortadoğu Projesi uğrunda ABD Irak'ı işgal etti ve böldü. Kusey Irakta Yahudi asıllı Barzani Irak devletini bölerek Kürdistan kurdu. Suriye'ye IŞİD'i sokarak ona destek verenler de aynı odak tarafından yapılmaktaydı. Türkiye Cumhuriyeti'nin ordusunun yıpratılması, yargısının etkisizleştirilmesi, tek adam dönemi getirilmesinin istenmesi hepsi bu stratejinin bir parçasıydı.


   Büyük Ortadoğu Projesi, Büyük İsrail projesidir. Yahudilerin Arz-ı Mev'ud projesi kendilerince vaad edilen topraklar demektir. ''Recep Tayip Erdoğan  iktidar olmadan evvel BOP,  Büyük İsrail projesidir diyordu. İktidar olunca BOP'un eş başkanı oldu. Şimdi yeni yaptığı açıklamada İsrailin gözünü Türkiye'ye çevirdiğini söyledi. Sen Büyük İsrail projesinin gerçekleşmesi için kurulan BOP projesinin eş başkanı değimiydin.'' Adım, adım Türkiye bir Irak ve Suriye olma yoluna soktunuz..  ''Bir zamanlar Erdoğan'a  terörist başı Öcalanı asması için ip atan Devlet Bahçeli terörist başı Öcalan hainini meclise davet ediyor. Bu oyun kuzey Irakta kurulan kürt devletinin ardından Suriyede kurulacak olan YPG kürt devletini Türkiyenin tanıması tezgahıdır. Bazı sözüm ona aklı evveller Bahçelinin Gazi meclisimiz de Cumhuriyet tarihinde eşine rastlanmayan vahim açıklamasına işte devlet aklı diye açıklamalar yapıyorlar evet bu bir devlet aklı ama bu devlet ABD dir.'' Yok efendim Bahçeli çok zeki PKK'yı ABD'nin elinden kurtarmak için hamle yaptı gibi cümleler parti tabanlarının gazının alınması için yapılan savunmadır. Aynen Beka uydurması gibi.

   CHP genel başkanı Özgür Özel 'ne kadar özgürse artık' Bahçeliyle sanki kumar masasında poker oynuyormuş gibi görüyorum ve bir el daha arttırıyorum diyor.  Bu haramzadeler  devletin ve milletin talihi ile kumar oynuyorlarken milletimiz arkası yarın dizilere bakıyormuş gibi seyrediyor. 


1990'lı yıllarda Haftanın Sohbeti programında konuşan Sayın Prof. Dr. Haydar Baş, "Körfez Savaşı Kuveyt veya Irak'a karşı değil, Türkiye'ye karşı yapılmaktadır" demişti. "Türkiye Irak'ın bölünmesine müsaade ederse Irak'ın kuzeyinde bir devlet kurulacak o devlet de bizi bölecek" demişti. Aradan 34 yıl geçti ve Sayın Baş ne kadar da haklıymış bunu gördük.
Sayın Baş ısrarla bizi ayıktırmaya devam etmişti. Hükümetin bu uyarı ve ikazları dikkate alması lazım, aksi halde bize bu sonu hazırlayan güçlerin kucağına mahkûm oluruz demişti.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey yazdığı "Aman dikkat!" başlıklı makalesinde şu sözlerle yine ikaz etti: "Aksi halde ABD'nin PYD'ye 1200 TIR mühimmat sevkiyatının yalnızca Kürtlere yardım maksadıyla verildiğini düşünmek saflık olacaktır. Siyasilere düşen bu ikazları dikkate alarak Rusya, Suriye ve İran'la beraber, ABD-İsrail yayılmacılığına karşı bir set oluşturmaya çalışmak olmalıdır. Siz hem 'stratejik ortağım' diyeceksiniz, hem hiçbir irade beyanınız dikkate alınmayacak. Siz hem açıkça ilan ettikleri planın son halkası sayılacaksınız, hem onların yanında planın gerçekleşmesine hizmet edeceksiniz. Sizin hem bugüne kadar Suriye'de muhaliflere desteğiniz yabancı basında yer alacak, hem de halen 'dostumuz var' diyebileceksiniz. Türk siyasetini anlamak imkânsız."
Aklı olan, düşünme kabiliyeti ve basireti olan herkes, mevcut iktidar ve ona dışardan destekleyen sözüm ona ana muhalefet'in artık devrinin kapandığını görmesi gerekmektedir.

Bağımsız Türkiye Partisi Genel başkanı Hüseyin Baş tepkisini şu paylaşımla dile getirdi:

"Türk siyasi tarihinde terörü bitirmek bahanesiyle teröristi muhatap almak konusunda hiç bu kadar ittifak olmamıştı. Meclis'in tamamı ne yazık ki millet aleyhine iş yapıyor."

BTP liderinden bu siyasileri her şeye rağmen destek veren milletimize de bir uyarı var: "Biri ne derse desin %10 oy alıyor bir diğeri ne yaparsa yapsın %30 alıyor, ötekinin %50'si zaten cepte. Bu düzen böyle devam ettikçe biz daha çooook hayal kırıklığı yaşarız."

Türkiye Cumhuriyetin'de Milli olan tek parti Bağımsız Türkiye Partisidir. Artık milletimizin bunu görmesi ve ona ihanet eden, sürekli bahaneler öne sürerek aldatan partilerinden istifa etmelidir. Ben yüce Milletimii  Bağımsız Türkiye Partisine üye olmaya davet ediyorum.....