’Bu kez silahla değil, parayla gelin’.....

İngiliz The Guardian gazetesinin kadın yazarı Emma Graham-Harrison'a konuşan Helmand Eyaleti Valisi Talib Mevlevi, dünyaya şu mesajı verdi: "Savaş bitti. Önce Afganistan'ın meşru yöneticileri olarak Taliban'ı tanıyın. Sonra yine buraya gelin ancak bu kez silahlarla değil, parayla!"

<’Bu kez silahla değil, parayla gelin’.....

RECEP BAHAR / TURK-AZ ÇEVİRİ-YORUM

Taliban'ın yönetimi ele geçirmesiyle birlikte dünya medyasının Afganistan'a ilgisi arttı. Başkent Kabil'e yurtdışından doğrudan uçuş olmadığı için medya mensupları Pakistan üzerinden Afganistan'a gidiyor. Elbette bu kolay olmuyor. Her şeyden önce çok masraflı bir yol... Özel araç tutacaksınız, tercüman ayarlayacaksınız, güvenliğinizi sağlamak için yerel yetkilerle temasa geçeceksiniz. İngiliz The Guardian gazetesinin kadın yazarı Emma Graham-Harrison da Afganistan'a giden habercilerden biri. Graham-Harrison, Helmand Eyaleti Valisi Talib Mevlevi ile konuştu. Helmand, İngiliz askerlerinin NATO bünyesinde 

20 yıl görev yaptığı bölge olma açısından İngilizler için önemli. Tam 457 İngiliz askeri burada ölmüş! Kuyruk acıları büyük! Uzun yıllar İngilizlere karşı komutan olarak savaşan Vali Mevlevi'nin Graham-Harrison'a önündeki masada bulunan tüfeğiyle verdiği poz da epey anlamlı! Mevlevi, İngilizlere ve NATO'ya şu mesajı vermiş: "Savaş bitti. Önce Afganistan'ın meşru yöneticileri olarak Taliban'ı tanıyın. Sonra yine buraya gelin ancak silahlarla değil, parayla! Savaşta birbirimizi gayet güzel tanıdık. Oysa normal zamanlarda tanışamadık. Şimdi bu hükümeti tanırsanız, kalplerimizi kazanabilir ve bizi mutlu edersiniz. NATO ülkelerine bir mesajım var: Onlara yardımcı olduk. Ülkeyi savaşmadan terketmelerine imkân tanıdığımız için bize müteşekkir olmalılar. İsteseydik onları durdurabilirdik. O takdirde savaşmadan çıkamazlardı Afganistan'dan... Şimdi hükümetimizi tanısınlar." 

 

 

Savaşçılar komando kıyafeti giydi

 

Helmand eyaletinin merkez şehri Leşker Gar... Taliban savaşçıları geleneksel kıyafetlerini çıkarmış, askeri kıyafetlerini giymiş halde caddelerde devriye geziyor. Kabil'den fotoğraflarda benzer. Ancak tüm Afgan şehirlerinde olduğu gibi Helmand da ekonomik olarak çöküşü yaşıyor. Haliyle Taliban yöneticileri bu noktada tüm ülkelere çağrıda bulunuyorlar. 

Vali Mevlevi'nin şu ifadeleri de anlamlı: "Yabancı ülkelerin hepsi ülkemizi işgal ederek, kadınlarımızı, çocuklarımızı ve yaşlılarımızı katletti. Her şeyi viraneye çevirdiler. Ancak şimdi uluslararası toplum bize insani yardımda bulunmalı; eğitim, iş ve ticareti geliştirmeye odaklanmalı. Uluslararası toplum sivillerin desteğini alan ülkelere yardım eder. Biz Afganistan'a güvenlik getirdik. Halkımızın desteği arkamızda... Şimdi dünya bizi tanısın ve bize yardım etsin." Güvenlik iyi güzel de Afgan halkı, Taliban'ın 1996-2001 yılları arasındaki yönetim devrinde yaptığı gibi özel hayatlarına karışılmasını pek istemiyor. Kim ister ki! O dönemde Taliban sakalın uzunluğuna bile müdahale etmişti. 

 

Taliban için en zoru başladı

 

Vali Mevlevi'nin bu ifadeleri Afganistan'da başlayan yeni döneme ilişkin ipuçları veriyor. O da şu: Bir ülkeyi savaş sonrası yönetmek, savaşmaktan daha zordur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1923'teki İzmir İktisat Kongresi'nde yaptığı açılış konuşmasında meselenin özünü şu ifadeyle dile getirmişti: "Türkiye'mizi layık olduğumuz düzeye eriştirebilmemiz için mutlaka ekonomimize birinci derecede önem vermek zorundayız. Çünkü zamanımız tamamen bir ekonomi devresinden başka bir şey değildir. Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar ekonomik zaferlerle taçlandırılmamışlarsa, meydana gelen zaferler devamlı olamaz. Ekonomi demek, her şey demektir, yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne lazımsa onların hepsi demektir. Ziraat demektir, ticaret demektir, çalışmak demektir, her şey demektir." Atatürk'ten çağları ve mekânları aşan bir tespit!

 

Afganistan'ın yaşamadığı bela yok

 

Şimdi Taliban'ın önünde 1979'dan bu yana savaşın tahrip ettiği Afganistan'ı onarmak gibi zorlu bir süreç var. Benzer bir süreci petrol zengini Irak tüm zorluklarıyla, acılarıyla yaşıyor. Irak'ı sadece ABD işgal etti, ülke iç savaş yaşamadı ancak etnik ve mezhepsel fay hatlarıyla bölündü. Afganistan ise hem Sovyetler Birliği, hem de ABD tarafından işgal edildi, 1989'dan 2001'e kadar da iç savaşı yaşadı. Ülke etnik ve mezhepsel fay hatlarıyla paramparça durumda! Afganistan'da görevi kaçarak terkeden eski hükümet, aylardır memurların ve kamu işçilerinin maaşlarını ödememişti. Yabancı sivil toplum kuruluşları adına Afganistan'da bulunanlar ise yürüttükleri projeleri bırakarak ülkeyi terkettiler. Lokantalar yarı boş, işler güç bela ilerliyor. Ülkede çok sayıda çok çocuklu dul kadın var. Bunların bir bölümü askerlerin eşleri... Eski hükümet bunlara maaş bağlamıştı. Taliban yönetimi o maaşları ödeyecek mi? O çocuklar ne yiyecek? 

 

 

Taliban kadın testinde

 

Taliban dünyadan yardım almayı umuyorsa kadın konusunda son derece esnek olmalı. Batı ya da Doğu farketmez, bir kaç istisna hariç tüm ülkeler Taliban'ın kadınlara yaklaşımını test ediyor. Bu testten sınıfta kalırsa hem tanınmaları zor, hem de dünyadan yardım almaları! Kadınlar eğitim hayatına farklı sınıflarda da olsa devam ediyorlar, Kabil havalimanında da işe başladılar. Ancak üniversitede eğitim görenlerin başlarını örtmesi gerekiyor. Kızlar okula gidiyor. Ancak başkent Kabil'den gelen bu görüntüler ülkenin diğer bölgelerinden geliyor mu? Yabancı habercilerin bulunduğu Kabil'deki kızlar okula giderken, mesela Helmand'dakiler gidebiliyor mu? Taliban yönetimi ülkedeki tüm ilkokulların kapılarını açmasını istedi. The Guardian gazetesinin kadın yazarı Emma Graham-Harrison, Helmand'ın merkez şehri Leşker Gah'ta önceden haber vermeden ziyaret ettiği bir ilkokulda kızların sıralarında olduğunu yazdı. Bu mesajlar dünya için anlamlı. Neticede bu test uzun sürecek. Taliban'ın dünya ülkeleri tarafından tanınması da haliyle gecikecek. Bu konuda Taliban'ın en büyük destekçisi Çin bile harekete geçmek istemiyor çünkü Çinliler sosyal medya mesajlarında "kadınlara kötü davranan bir ülkeyi tanıyamazsınız" diyorlar.