BTP’den Erdoğan’a ’hamdolsun gündeme gelmedi’ tepkisi.....

BTP Sözcüsü Emre Polat: Daha bir gün önce 24 Nisan'ın hesabını soracağız deyip, ertesi günü 'hamdolsun gündeme gelmedi' demek de nedir? Hani hesap soracaktınız, bu neyin hamdı!

<BTP’den Erdoğan’a ’hamdolsun gündeme gelmedi’ tepkisi.....

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Sözcüsü Emre Polat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesini değerlendirdi. Basın açıklaması düzenleyen Polat, "Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın NATO zirvesi için gittiği Brüksel’de ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşme Türkiye’nin dış politikadaki acziyetini, teslim alınmışlığını maalesef bir kez daha tescilledi" dedi.

"Sayın Cumhurbaşkanını büyük bir şaşkınlıkla dinledik"

Büyük bir şaşkınlıkla Sayın Cumhurbaşkanının görüşme sonrası yaptığı basın açıklamasını dinlediğini belirten Polat, önce Biden'in 24 Nisan mesajında kullandığı ifadeleri hatırlattı.
Polat, "Hepinizin bildiği gibi Biden 24 Nisan mesajında 1915 olayları için soykırım ifadesini kullanmış, dahası İstanbul’dan da Bizans dönemindeki ismi olan Konstantinopolis diye bahsetmişti. Milletimiz üzerinde 100 yıldır sürdürülen sözde soykırım yalanıyla sıkıştırma projesine Konstantinopolis emelini de ekleyen Biden, bugüne kadarki ABD başkanları arasında en pervasızı çıktı. Öyle ki bugüne kadar yapılan 24 Nisan açıklamaları olabildiğince cılız iken bu yıl ilk defa “soykırım” ifadesi kullanılmış ve üstüne de İstanbul’a Konstantinopolis denmişti. Hepimiz bu süreçte iktidardan stratejik ortak olarak tanımladıkları ABD’ye somut bir tepki vermesini bekledik ama benzer olaylarda ortaya konan silik tavır yine tekrarlandı ve ABD’nin ağır hakareti adeta yutuldu" dedi.

“Hani hesap soracaktınız, bu neyin hamdı?”

Açıklamasında, iktidar kanadının "Biden'e neden tepki vermiyorsunuz" diyenlere "Haziran’da Biden ile yapacağımız toplantıda bunun hesabı sorulacak" şeklinde cevap verdiğini ifade eden BTP Sözcüsü Polat şöyle devam etti:
"Ve o gün de geldi. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan görüşme için Brüksel’e giderken 24 Nisan mesajının hesabını soracağını ifade etti. Hatta yandaş gazetelerin manşetleri '24 Nisan’ın hesabı sorulacak' şeklindeydi. Ancak toplantıdan sonra bizzat Sayın Cumhurbaşkanının yaptığı açıklama ile derin bir şaşkınlık ve hayal kırıklığı yaşadık. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı, '24 Nisan konusu gündeme geldi mi' sorusuna 'hamdolsun gelmedi' şeklinde cevap verdi. Sayın Cumhurbaşkanım, neden seviniyoruz bu konunun gündeme gelmemesine. Ayrıca bu konuyu birilerinin gündeme getirmesini beklemiyorduk ki, konuyu gündeme siz getirecektiniz ve şunları diyecektiniz; 'Sayın Biden, 24 Nisan’da yayınladığınız mesajınızı kabul etmiyoruz, reddediyoruz. Türk milletine soykırımcı diyemezsiniz. Tarihi gerçekler, iddia ettiklerinizin tam tersi yönde cereyan etmiştir. Hele hele 1453 yılında bu milletin olan İstanbul için inkarcı ve işgalci emelleri yansıtan Konstantinopolis ifadenizi de asla kabul etmiyoruz. Eğer soykırım yapmış bir millet arıyorsanız, kendi tarihinize bakın ve Kızılderililer başta olmak üzere yok ettiğiniz Maya, Aztek ve İnka medeniyetlerini hatırlatırız.' Sizden bunları söylemenizi beklerken, daha bir gün önce hesabını soracağız deyip, ertesi günü 'hamdolsun gündeme gelmedi' demek de nedir? Şimdi sormak istiyoruz, hani hesap soracaktınız, bu neyin hamdı! Türk milleti tarihine hakaret eden ABD Başkanına karşı sessiz kalınmasına mı şükredecek? Bu acziyet tablosu elbette ekonominin içinde bulunduğu tabloyla doğrudan ilişkili."

"Türk milleti bu silik tavrı hak etmiyor"

"Ekonominin çöktüğü bir düzlemde ağır hakaretlerin yutulmak zorunda kalınacağı aşikar" diyen Emre Polat açıklamasını şu ifadelerle noktaladı: "Joe Biden başkan yardımcılığı döneminde 'Türkiye ile el ve eldiven gibiyiz' demişti. Türkiye’nin kaderi ABD’nin eline eldiven olmak mıdır? Aziz Türk milleti bu tavrı ve bu tavra karşı sergilenen silik tavrı hak etmiyor. Bunun için tam bağımsızlık şart. Tam bağımsızlığın ön şartı da bağımsız Milli Ekonomi Modeli. Hüseyin Baş liderliğindeki BTP, bağımsız Türkiye’nin anahtarıdır. Bağımsız bir Türkiye için, onurlu bir dış politika için tek çarenin Bağımsız Türkiye Partisi olduğu gerçeğini bir kez daha yüce milletimize ilan ediyorum."