‘Boş emellere dalıp kafanı yorma, hırsını azalt’

Ey evlat! Nefis ıslah olmayınca kötülük yapar. Onun karşısında daima muhalif kal. Kurtuluş istersen bunu yap, Hakk'a uy. Nefse muhalif ol. Nefsi Hak Teâlâ'ya itaat etmesi için yola getir. Hakk'a isyan edecek olursa hemen karşısına dur

<‘Boş emellere dalıp kafanı yorma, hırsını azalt’

TÜRK-AZ HABER / DİNİ

Ey evlat! Nefis ıslah olmayınca kötülük yapar. Onun karşısında daima muhalif kal. Kurtuluş istersen bunu yap, Hakk'a uy. Nefse muhalif ol. Nefsi Hak Teâlâ'ya itaat etmesi için yola getir. Hakk'a isyan edecek olursa hemen karşısına dur.

Nefsin kötü hâllerine kapılırsan, halka karışamazsın ve onların hâlini bilemezsin. Şayet yalnız halkı görür, öteye geçemezsen, Halik'ı bilemezsin. Nefis oldukça, Hakk'a karşı irfanlı olamazsın.

Halka taptıkça ilâhî marifet sırrına ermen kabil değildir. Dünyaya daldıkça, âhireti unutursun. Âhireti düşünüp kaldıkça, onu yaratandan gafil olursun.

Mülk ve mal sahibi bir arada kalamaz. Nasıl ki, dünya ile âhiret bir arada sevilemez. Aynı şekilde Yaratan ile yaratılmış bir tutulamaz.

Nefis daima kötülüğü emreder. Bu huy onun cibilliyetinde vardır. Hilelerini Hak yoldan açar, o kendini o kadar iyi tanıtır ki, kalbe dahi zaman zaman hükmeden odur. Herhâlde onunla cihad et.

Bir âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: "Hak Teâlâ, ona kötülüğünü ve iyiliğini ilham etti." (Şems, 8)

Bazı yoldan sapanlar: "İyiliği de kötülüğü de nefse Allah yaptırıyor." derler.

Bu söz nefis tarafından gelir. Bu kelâmı hüccet olarak alma. Hak Teâlâ kuvvet ve kudretin sahibidir. İşler kimin elinden çıkarsa, sorumlu odur.

Nefsini cihad potasında erit. O, ancak varlığı eridikten sonra kalbin arzularına boyun eğer. Maddî duyguları atar. Manevî âleme geçer. Sonra sır âlemine...

İşte topluluğun manevî şarabı buradadır. Her şey nefsin ıslah olabilmesinde... O ıslah olursa şu fermanı kalp canibinden duyarsın: "Nefsinizi öldürmeyiniz; Allah size rahmeti ile tecelli eder." (Nisâ, 29)

Bu hitap, nefis kirden beri olunca gelir. Nefsin şerrinden kurtulan her zat, bu hitabı can kulağı ile dinler.

Hak Teâlâ'yı anmak, kalbin kuvvet yağıdır. Tâat ve ibadet yolları tutulursa kalbe kuvvet gelir, nefsi alt eder. İbadet ve tâat yoluna giremeyen kimse, Hak yakınlığı dilemesin. Nefsin şerri ve her cins kötülüğü ile nasıl yakınlık olur? Ona yakın olabilmek için, her cins hatalardan beri olmak lazım gelir.

Nefsin boş ümitlerini kes. Onun, arzularına uymasını diliyorsan, bunu yapmaya çalış.

Peygamber (s.a.v) Efendimiz 'in şu Hadis-i şerifini dinle, ona öğüt ver: "Sabaha erdiğinde akşam olacağını nefse hatırlatma. Akşama kavuşunca da ona sabaha çıkmayı hatırlatma; çünkü ismin nasıl çağrılır, bilemezsin."

Nefsine herkesten fazla şefkat göstermen gerekirken onu yıktın. Onun bu yıkılışına acaba kim acıyabilir? Kötü hâlden onu kim esirgeyebilir. Fazla hırsın ve uzun boylu ümitlerin nefsi yıktı, perişan etti.

Boş emellere dalıp kafanı yorma, hırsını azalt. Ölümü düşün. Daima Hak Teâlâ'yı kendine yakın bil. Geçmişteki büyüklerin himmetlerini dilemek suretiyle manevî hastalıklarını tedavi et. Onların temiz kelâmı, saf anlattıkları ile ruhunu tedavi eyle. Geceni gündüzünü sıkıntıdan kurtar. Nefse daima şöyle de: "İyi yapsan da sana, kötü yapsan da sana..."

Kötü iş yaparsan, hiç kimse seninle iş tutmaz, yaptığı işe seni ortak etmez.

Herhâlde çalışmak, nefsi yenmek gerek. Dostların seni kötülükten alıkoyandır; düşmanın ise seni azdıran...

Sen daima kulların kapısında hazır oldun. Hakk'ın kapısından kendini uzak tutmaktasın. Nefsin hakkını mümkün olduğu kadar ödüyorsun. Kullara borcunu veriyorsun.

Ama Hakk'a olan borçların aklına gelmiyor. O'nun nimetini alırken şükrü başkalarına yapar oldun. Bugün içinde gezindiğin nimeti sana kim verdi? Hak'tan başkaları mı verdi ki, onlara taparsın?

Elindeki nimetleri Hak'tan biliyorsan, hani şükür ve hani ibadet? Seni yaratanın O olduğuna iman ettinse, nerede O'na kulluk ve emirlerini tutmak? Hani yasaklardan kaçmak ve O'nun gönderdiği güçlüğü hoş karşılamak?

Doğruyu bulmak istiyorsan nefsinle cihad et. Allah Teâlâ şöyle buyurdu: "Yolumuzda çalışanlara hidayet yollarımızı uçarız."

Yine buyurdu: "İlâhî emirlerin yerine getirilmesine yardımcı olursanız, Allah da size yardımcı olur ve dizlerinize kuvvet verir." (Muhammed, 7) (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethur'r Rabbani eserinden)