BEŞ VAKİT NAMAZIN FARZİYETİ - III

(dünden devam…)

Prof. Dr. Haydar Baş'ın, 'Büyük İslam İlmihal-Namaz' eserinde namazın farziyyeti hususunu aktarmaya devam ediyoruz:  Cenab-ı Hakk, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor: "Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabahakavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur." (Rum: 17,18). 

BEŞ VAKİT NAMAZIN FARZİYETİ - III
Mimar Gökhan Demir

BEŞ VAKİT NAMAZIN FARZİYETİ - III

Abdullah b. Abbâs (r.a.)'dan gelen rivâyete göre; bu âyet, beş vakit namazı içine almaktadır. Bu sebeple ekseri âlimler beş vakit namazın Mekke'de farz kılındığı kanaatindedir. Hz. Peygamber (s.a.a.), bir hadis-i şerifte, büyük sevap kazanmak isteyenlere bu âyeti okumalarını tavsiye etmiştir.

Ebû Rezîn (r.a.)'dan rivayetle;

Nâfi' b. el-Ezrak, İbn Abbâs'la tartışarak, "Allah'ın Kitabı'nda beş vakit (namazı) görebiliyor musun?" dedi. İbn Abbas, "Evet" deyip şu âyeti okudu: "Akşamlarken, sabahlarken, öğle ve ikindi vaktinde, -ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur- tesbih edin, namaz kılın!" (Rum: 317,18). 'Akşamlarken' buyruğundan akşam namazı; 'sabahlarken' buyruğundan sabah namazı; 'öğle vakti' derken öğle namazı; 'ikindi vakti'nden de ikindi namazı anlaşılmaktadır. Diğer bir yerdeki 'Ve min ba'di salâti'l-işâi'den (Nûr: 58.) ise yatsı namazı anlaşılmaktadır." (Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr'de; Heysemi Mecma' VII, 89).

Beş vakit namazın farziyetine Kur'an-ı Kerim'den diğer delillere gelince; "Gündüzün iki ucunda, gecenin de ilk saatlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri (günahları) giderir. Bu, öğüt almak isteyenlere bir hatırlatmadır." (Hud: 114).

"Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl; bir de sabah namazını. Çünkü sabah namazı şahitlidir." (İsra: 78).

"(Resûlüm!) Sen, onların söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de Rabbini övgü ile tesbih et; gecenin bir kısım saatleri ile gündüzün etrafında (iki ucunda) da tesbih et ki, hoşnutluğa eresin." (Taha: 130).

Beş vakit namazların farz oluşunun sünnetteki deliline gelince; bu hususta tevatür derecesinde birçok hadis-i şerif mevcut olup bunlara birkaç örnek vermekle yetineceğiz:

Ubâde b. es-Sâmit (r.a.)'dan rivayetle;

Allah Resûlü (s.a.a.) şöyle buyurdu: "Allah, kullarına beş vakit namazı farz kılmıştır. Küçümsemeden her kim bu namazları tam kılarsa, Allah ona kıyamet gününde cennete koyacağına dair kesin söz vermiş olur. Kim de onları hafife olarak eksik bir şekilde yapıp gelirse, Allah katında ona verilmiş bir söz olmaz. Dilerse ona azap eder, dilerse bağışlar." (Mâlik, Salâtu'l-leyl No. 14, s. 123; Ebû Dâvud, No. 1420; Nesâî, Salât 6, I, 230; Muh. b. Yahyâ b. Habbân an İbn Muhayrîz ani'l-Muhdecî an Ubâde asl-ı senedi ile tahrîc ettiler).

Enes (r.a.)'dan rivayetle;

Bir adam Allah Resûlü (s.a.a.)'e sordu: "Allah kullarına kaç vakit namaz farz kıldı?"

"Allah, kullarına beş vakit namazı farz kıldı" buyurdu.

Bunun üzerine adam bunlardan ne bir fazla ve ne de bir eksik yapmayacağına dair yemin etti. Allah Resûlü (s.a.a.) şöyle buyurdu: "Bu adam, bu sözünde doğru ise (ve dediğini de yaparsa) mutlaka cennete girer." (Ahmed, II,I, 267; Nesâî, Salât 4/2, I, 228; Ebû Ya'lâ No. 2939; İbn Hibbân, No. 1444, 2407; Dârekutnî I, 229; el-Hâkim, I, 201; Nûh b. Kays an Hâlid b. Kays an Katâde an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler).

Muâz (r.a.) şöyle demiştir: Allah'ın Resûlü, beni Yemen'e emir gönderirken şöyle buyurdu: "Sen, Ehl-i Kitap'tan olan bir kavme gidiyorsun, onları önce, 'Allah'tan başka ilâh yoktur' diye şehâdet getirmeye ve Benim de Allah'ın Resûlü olduğuma inanmaya çağır. Eğer bu daveti kabul edip inanırlarsa, Allah'ın onlara her gün ve her gece beş vakit namaz farz ettiğini bildir. Bunu da kabul ederlerse, Allah'ın onlara, zenginlerden alınıp fakirlere verilen zekâtı da farz bildir. Bunu da kabul ederlerse, onların kıymetli mallarına dokunma. Haksızlığa uğramış kimsenin duasından sakın; çünkü onun duası ile Allah arasında perde yoktur." (Nevevi, Riyazü's-Salihin, Buhari ve Müslim'den).

Cerîr (r.a.)'dan rivayetle;

Allah Resûlü (s.a.a.)'in yanındaydık. Mehtaplı bir gecede Ay'a bir baktı ve şöyle buyurdu: "Rabbinizi Ay'ı perdesiz ve birbirlerinizi itip kakmadan gördüğünüz gibi ayan (beyan) göreceksiniz. Güneş doğmadan ve batmadan namaz kılmaya gücünüz yetiyorsa yapın!" Sonra, "Güneş doğmadan ve batmadan önce Rabbini hamdiyle tesbih et" meâlindeki âyeti (Tâhâ: 130.) okudu. (Buhârî, Mevâkîtu's-Salât 26, I, 143; tefsîr Kâf 4, VI, 48; tevhîd 24/1-2, VIII, 179; Müslim, mecâcid 211, s. 439; Ebû Dâvud 4729; Tirmizî 2551) Allah Resûlü (s.a.a.), "İnne Kur'âne'l-fecri kâne meşhûdâ/Sabah namazı şahitlidir" âyetini (İsrâ: 78) şöyle yorumladı: "Yani, gündüz melekleri ile gece melekleri sabah namazında buluşurlar." (Tirmizî 3135; İbn Mâce 670)."