Beni ateşe mi atmak istiyorsun!

Allah'a and olsun, deve dikenlerinin üzerinde gecelemem ve elim kolum bağlanarak zincirlerle sürüklenmem; kıyamet günü dünya malından bir kırıntı bile olsa gasp etmiş olarak Allah'a ve Resulüne kavuşmamdan daha sevimlidir bana

<Beni ateşe mi atmak istiyorsun!

TÜRK-AZ HABER / EHL-İ BEYT

İmam Ali (a.s.) buyurdu ki:

"Allah'a and olsun, deve dikenlerinin üzerinde gecelemem ve elim kolum bağlanarak zincirlerle sürüklenmem; kıyamet günü kullarından bazılarına zulmetmiş ve dünya malından bir kırıntı bile olsa gasp etmiş olarak Allah'a ve Resulüne kavuşmamdan daha sevimlidir bana. Çabucak imtihan yerine dönecek ve uzun zaman toprak altında kalacak nefis için, bir kula nasıl zulmederim!

Vallahi (kardeşim) Âkil'i gördüm; yokluk içine düşmüş olarak bana geldi, sizin buğdayınızdan az bir miktar vermemi ısrarla istedi. Çocuklarını perişan, toza toprağa bulanmış gördüm. Açlıktan yüzleri kararmıştı. Gelip gidip, istediğinde ısrar ediyordu. Onu o kadar dinledim ki, sözüne uyup dinimi satacağımı, yolumu bırakıp onun yoluna uyacağımı zannettim. Bir demir parçasını kızdırdım, ibret alması için bedenine yaklaştırdım; acısından bir hastanın acıdan inleyişi gibi inlemeye başladı. Demiri iyice yaklaştırdım, neredeyse dağlanacaktı. Sonra ona şöyle dedim:

"Yaslı anneler yasında ağlasın ey Akil! Şakacıktan vücuduna yaklaştırdığım bir demir nedeniyle bu kadar inliyorsun da beni Allah'ın gazabıyla alevlenen ateşe mi atmak istiyorsun! Sen bu kadarcık ezadan feryat ediyorsun da ben cehennemden feryat etmez miyim?" Bundan daha da ilginç şey oldu: Bir gece yarısı, birisi (Eşaş b. Kays el-Kindi ki dinden döndüğü, sonradan Harici olduğu rivayet edilir.) kapalı bir kap içinde helva getirdi. O helvadan tiksindim. Adeta yılan kusmuğu veya zehiriydi. "Bu hediye midir, yoksa zekât veya sadaka mıdır?" diye sordum. "Eğer sadaka veya zekât ise bu biz Ehl-i Beyt'e haram kılınmıştır." dedim. "Bu ne zekâttır ve ne de sadakadır; bu bir hediyedir" dedi. "Anan, ağlasın sana! Allah'ın diniyle gelip beni tuzağa mı düşüreceksin? Aklını mı kaybettin, şeytan mı çarptı, yoksa sayıklıyor musun!" dedim. Vallahi, karıncanın ağzındaki arpanın kabuğunu alarak Allah'a isyan etmem için bana yedi iklim ve göklerin altındakiler verilse gene de kabul etmem. Benim nazarımda dünyanız, bir çekirgenin ağzıyla çiğnediği yapraktan daha değersizdir. Ali'nin fani olacak nimetler ve baki olmayan lezzetlerle işi ne! Akıllarının gaflet için de olmasıyla günaha düşerek ayakların kaymasından Allah'a sığınır, O'nun yardımını dileriz."