Dünden devam eden
Ubeyde Utbe’nin, Hamza Şeybe’nin, Ali ise Velit’in karşısına çıktı. Ve çarpışma başladı. Kısa bir sürede Hamza ve Ali rakiplerini saf dışı bıraktılar. Ancak Ubeyde ve Utbe arasında karşılıklı saldırılar devam ediyor, biri diğerini yenemiyordu. Ali ve Hamza rakiplerini saf dışı ettikten sonra Ubeyde’nin yardımına koşup Utbe’yi öldürdüler. (İbn-i Hişâm Sîretü’n-Nebeviyye, c. 2, s. 277; İbn Esîr, el-Kâmil-u Fi’t-Tarih, c. 2, s. 125)
03-12-2021
Daha sonra şiddetli bir savaş başladı. Müşriklerden 70 kişi esir alındı, bazı rivayetlere göre 72 kişi de öldürüldü. Kaynaklar, bunların büyük bir kısmını Hz. Ali’nin öldürdüğünü yazar. En az 24 kişiyi öldürmüş, 18 kişinin de öldürülmesine yardımcı olmuştur. Hz. Ali’nin öldürdüğü kişiler Kureyş’in büyükleriydi. (el-İrşâd, Şeyh Müfîd, s. 64; Keşfu’l-Gumme, c. 1, s. 182)
Hz. Ali, daha sonraları Muaviye’ye yazdığı bir mektupta, Bedir Savaşı’na şöyle değinmiştir: “Bir savaşta dedene, dayına ve kardeşine indirdiğim kılıç şimdi yanımdadır.” (Nehcü’l-Belâğa, s. 64) Bedir Savaşı’nda İslam ordusunun, kendisinden kat kat güçlü düşman ordusuna karşı elde ettiği büyük zaferde Hz. Ali’nin rolü çok büyüktür. Hz. Ali Bedir’de, savaşın belirleyici faktörü olmuştur. Aynı zamanda Hz. Ali Resulûllah’ın bayraktarlığını da yapıyordu. (el-İstiâb, İbn Abdulbirr Mâlikî, c. 3, s. 333; Tarih-i Dimaşk, İbn Asâkîr, c. 1, s. 142)
Rivayet edilir ki, Kinaneoğulları’ndan bir zât Muaviye b. Ebu Süfyan’ın yanına girer, Muaviye ona şöyle der: “Bedir Savaşı’nı gördün mü?” Adam, “Evet” deyince, Muaviye, “Gördüğün olayları bana anlat” der.
Adam şöyle anlatır:
“Ali b. Ebi Tâlib’i gördüm. Genç bir adamdı. Etrafına dehşet saçan bir arslan gibiydi. Safları yara yara ilerliyordu. Önüne çıkan herkesi öldürüyordu. Vurduğunu deviriyordu. İnsanlar içinde ona denk olabilecek, onun çevikliğiyle hareket edecek birine hiç rastlamadım. Savaşta kurnaz bir tilki gibiydi. Sanki ensesinde de iki gözü vardı. Sıçradığı zaman yabani hayvanların çevikliği ve çabukluğuyla sıçrardı.” (Hilyetü’l-Evliya, Ebu Nuaym, c. 9, s. 145; Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s. 285)
Prof.Dr. Haydar BAŞ Rahmeten li’l-Alemin cilt 1 Kitabı sayfa : 419 /426
Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir