Batı Ukrayna’yı harcıyor mu?

Ukrayna’yı da NATO’ya alacağız sinyali vererek, Rusya’yı kışkırtmaya çalışan Batılı ülkeler, ardından Ukrayna’ya silah verilmesinin önünü açarak gerilimi daha da artırmanın adımlarını attılar. Fakat Ukrayna’ya ABD’den sonra İngiltere’nin de son kullanma tarihi geçmiş silahları gönderdiğinin çıkması “Batı Ukrayna’yı harcıyor mu?” sorusunu akla getirdi. Batılıların, son yıllarda dünyada etkin olan Rusya’yı bölgesindeki sorunlarla meşgul etme politikaları devam ediyor.

<Batı Ukrayna’yı harcıyor mu?

MURAT ÇABAS / ANALİZ HABER

Başını ABD'nin çektiği Batılı ülkelerin, diğer ülkelerle ekonomik, siyasi ya da askeri olarak mücadele etmek zorlaştığında en çok müracaat ettikleri yöntem; bu ülkeleri, bulundukları bölgelerdeki gerilimleri kaşıyarak kendi coğrafyalarında meşgul etmek oluyor. Çin konusunda, Tayvan ve Doğu Türkistan meselelerini alevlendiriyorlar; Hindistan konusunda, Keşmir bölgesini kaşıyorlar; Rusya konusunda da Ukrayna ve Gürcistan'ı kışkırtıyorlar. Dikkat ederseniz, kapitalist sistemini kaybettiği için dünya genelinde birçok bilek güreşini kaybeden Batı, güç dengesinin merkezi haline gelen BRICS birliğinin devletlerine odaklanmış vaziyette. Bu tuzağı gören BRICS devletleri de kendilerine sunulan yemlere aldanmayarak, diplomatik yöntemlerle, uluslar arası hukuka riayet ederek hamleler belirlemeye çalışıyorlar. Batılı ülkeler bu stratejiyi uygularken, sadece kendi çıkarlarını düşünüyorlar, yem olarak kullandıkları ülkeleri harcamaktan da geri durmuyorlar. Örneğin, bir taraftan Ukrayna'yı Rusya'ya karşı kışkırtırken, diğer taraftan yaşanması muhtemel bir savaş için gönderdikleri silahların ömrü tamamlanmış çıktı.

Miadı dolmuş silah göndermişler

Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU) eski çalışanı Vladimir Mulik, İngiltere'nin Rusya'ya karşı Ukrayna'ya yaptığı askeri teçhizat sevkıyatında hizmet ömrünün sonuna yaklaşan silahlar bulunduğunu söyledi. ABD'nin daha önce birçok kez hizmet ömrü dolmuş silahlar göndermesi hafızalardaki yerini korurken, bu kez Londra'nın aynı yola başvurduğu basına yansıdı. 'Pervıy Nezavisimıy' televizyonunda katıldığı, canlı yayınlanan bir programda konuşan Mulik, Kiev'e sevk edilen tanksavar silahlarına dikkat çekerek, "Bu tanksavar silahının hizmet ömrü 20 yıl. Yani aslında, bize hizmet ömrü bu yıl dolacak olan silahları göndermişler" dedi. Mulik, İngiltere'den gelen silahların çok kısa bir süre kullanılabileceğinin, ardından ıskartaya çıkarılması gerektiğinin altını çizdi. Miadı dolmuş silahlarla Batı, Ukrayna'yı rahatlıkla harcamaya hazırlanırken, Rusya temkinli bir tutum izlemeye devam ediyor. Rusya, Batı'nın ve Ukrayna'nın 'saldırgan eylemler' ile ilgili suçlamalarını defalarca reddederek, hiç kimseyi tehdit etmediğini ve kimseye saldırmayacağını açıklamış, 'Rus saldırganlığı' ile ilgili açıklamalarının ise NATO'nun Rusya sınırlarının yakınına daha fazla askeri teçhizat konuşlandırmak için bir bahane olarak kullandığını vurgulamıştı. Kremlin Sözcüsü Peskov, Rusya'nın kendi topraklarında askeri birliklerini uygun gördüğü şekilde konuşlandırdığını, bunun hiç kimse için tehdit oluşturmadığını açıklamıştı.

Rusya, Donetsk ve Lugansk'ın bağımsızlığını tanımaya hazırlanıyor

Ukrayna'da yaşanan gerilimin temelinde, Kırım'ın referandumla Rusya'ya bağlanması; Ukrayna içinde bulunan ve Rus kökenli nüfusun ağırlıklı olduğu diğer bölgelerin de aynı adımı atmak istemleri yatıyor. Bu bölgelerin aynı yöntemi uygulamaları kaçınılmaz görülüyor. Zaten tek taraflı olarak Donetsk Halk Cumhuriyeti (DHC) ve Lugansk Halk Cumhuriyeti adıyla bağımsızlıklarını ilan ettiler. Ukrayna bu bölgeleri de kaybetmemek için buralara sürekli operasyonlar yapıyor, baskı uyguluyor, çatışmalar yaşanıyor. Baskı politikaları bu bölgelerin de Kırım gibi davranmasını kolaylaştırıyor. Batılı ülkeler bu sonucu iyi biliyor ama sırf Rusya'yı bölgesinde meşgul etmek için Ukrayna üzerinden bir senaryoyu devreye koyuyorlar. Birkaç gün önce Rusya Federasyonu Komünist Partisi (RFKP) milletvekilleri, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e, Ukrayna'dan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Donetsk Halk Cumhuriyeti (DHC) ve Lugansk Halk Cumhuriyeti'nin (LHC) bağımsızlığını tanıma çağrısını içeren karar tasarısını parlamentonun alt kanadı Duma'ya sundu. Tasarı metninde, "Bu cumhuriyetlerde, geçtiğimiz yıllar içinde, halkın iradesi temelinde, demokratik yapılar ve meşru iktidarın tüm niteliklerine sahip devletler inşa edildi" ifadelerine yer verildi.