Atatürk aynasında deşifre olanlar.....

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran ve Türk milletini haçlı esaretinden kurtaran Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e planlı ve programlı bir şekilde saldırmaya, iftiralar atmaya devam ediyorlar. Prof. Dr. Haydar Baş, bugüne kadar yazılmamış Hoş Geldin Atatürk eseri ve Türkiye genelinde birçok ilde gerçekleştirdiği Atatürk Vatandır sempozyumlarıyla Atatürk aleyhindeki bütün bu atılan ve atılacak olan iftiraları bertaraf etti, hepsini boşa çıkardı.

<Atatürk aynasında deşifre olanlar.....

Bu dönemden sonra artık Ata'mıza iftira atanlar kendi kimliklerini deşifre etmekten başka bir iş yapmış olmuyorlar. Ne diyorlarsa, kendilerine.

Malum, 28 Mayıs Cuma günü Ayasofya Camii'nde imam, "Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze haline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kafir kim olabilir… Ya Rabbi bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma" sözleriyle Atatürk'e hakaret etmişti.

Türk milletinin tepkisini çeken bu sözlerden hemen sonra, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş, sosyal medya hesabından şu dikkat çekici mesajı paylaştı:

"Ayasofya Cami imamları üzerinden denenen şeyin farkındayız! Bu ucuz oyunlarla Türk Milleti ile üzerinde özgürce ibadetimizi yaptığımız bu toprakları bize bırakan Atatürk'ümüzün arasını açamayacaksınız. O oyuncağı Prof. Dr. Haydar Baş elinizden aldı."

Evet, "zalim" ve "kafir" denilerek iftira atılan Atatürk'ün gerçek kimliğini Prof. Dr. Baş, belgeriyle önümüze koydu. "Eğer Atatürk olmasaydı, namusumuzu, haysiyetimizi, şerefimizi koruyamazdık, bu vatan topraklarında ibadetlerimizi yapamazdık" dedi.

"Atatürk vatandır, Atatürk bayraktır, Atatürk birleştirici harçtır, Atatürk bu milletin imanıdır" dedi. Atatürk'ün hafız ve Kur'an aşığı olduğunu, Kur'an'ı çok iyi bilen bir müfessir olduğunu, hem anne hem de baba tarafından Ehl-i Beyt soyundan, yani Hz. Peygamber'in torunu olduğunu belgeleriyle ortaya koydu.

Hoş Geldin Atatürk eserinde, Anadolu'nun haçlılar tarafından işgali sırasında tahrip edilen, yıkılan camilerin bizzat Atatürk'ün talimatıyla tamir edildiğini belgeleriyle anlattı.

Milli Mücadele'nin Hacı Bektaş dergahında dua ile başladığını, savaşın her aşamasında dualarla Allah'a sığınıldığını anlattı. İlk Meclis'in dualarla, tekbirlerle, salat u selamlarla açıldığını ve ilk milletvekillerinin çoğunlukla hocalar, müftüler olduğunu vurguladı.

Prof. Dr. Baş, ilk Kur'an mealinin ve tefsirinin Elmalılı Hamdi Yazır'a bizzat Atatürk tarafından yazdırıldığını anlattı. Atatürk'ün maneviyat ehli olduğunu, Ahmet Kayhan hazretlerinin ifadesiyle evliya olduğunu, Nutuk'ta bizzat Ata'mızın ifadesiyle Kutbu'l-Aktab olduğunu belgeleriyle önümüze koydu. Prof. Dr. Baş, bütün bu gerçeklerden sonra, Atatürk'e ziyaret edenlerin abdestli olarak ziyaret etmeleri gerektiğini ifade etti.

Prof. Dr. Baş, "dindar Atatürk"ü hiç kimsenin inkar edemeyeceği delillerle anlatarak, BTP Lideri Hüseyin Baş'ın ifade ettiği gibi birilerinin "dinsiz Atatürk" oyuncağını ellerinden aldı. 

Prof. Dr. Haydar Baş, gazetemizin 15 Kasım 2014 tarihli "Delilleriyle Atatürk'ün soyağacı" başlıklı makalesinde şu önemli tespitleri yapmaktadır:

"Atatürk bir Osmanlı paşasıdır. Bugün kafasından Osmanlı fesini eksik etmeyerek Osmanlı'ya saygı gösterdiğini iddia edenler; anası namussuz bir hayat yaşayan, babası belli olmayan bir çocuğun Osmanlı paşası olmasını neyle izah etmekteler? 

Anasının namussuzluğunu dillerine dolayarak ona halen Osmanlı paşası demeleri aslında saygı duyduklarını iddia ettikleri Osmanlı'ya ciddi bir hakarettir. Son dönemde bizim üzerimizden Atatürk'e ve nesebine saldıranların internet ortamında delil diye yazdıklarının hiçbir delil hükmü yoktur. Dikkat edildiğinde hepsinin İngiliz ve Yunan istihbaratına ait kanıtlar olduğu, sitelerde siyon yıldızlarının da yer aldığı görülür. 

Bugün merhum Gazi'yi 'dinsizdir' diye dillerine dolayanların destekçileri İngiliz ve Yunanlı ise, şunu demek gerekir ki, bu kişiler ya direkt İngiliz veya Yunan istihbaratından ajanlardır ya da onların pasaportunu da taşıyan, adlarına iş götüren paralı piyonlardır. Bizler dindar Atatürk'ten kaçanların siyasette sığındıkları en büyük liman olan, 'dindar millet, dinsiz devlete karşı' söylemlerini bozduk. Cumhuriyet tarihinin en büyük yalanını ifşa ettik."

BTP Sözcüsü Emre Polat ise basın açıklamasında konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

"Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan her ay maaşını tıkır tıkır alan bir hadsiz, çıkmış yine Atatürk'ün işgalden kurtarıp bizlere armağan ettiği Ayasofya kürsüsünden içindeki kini kusuyor, Mustafa Kemal Atatürk'e lanet okuyor."

 "Başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, Meclis Başkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Diyanet İşleri Başkanı'nın bu hezeyana şahitlik edip sessiz kalmasını asla kabul etmiyoruz."

"Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet ile İslam dünyasına kazandırılmış ama Birinci Dünya Savaşı ile tekrar Haçlı tarafından işgal edilmiştir. Ayasofya ile beraber tüm yurdu düşman işgalinden kurtaran Fatih, Mustafa Kemal Atatürk'tür. Ayasofya'yı zincirlerinden kurtaran lider Mustafa Kemal Atatürk'tür."

"Ölçümüz gayet nettir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e kafir diyen kafirdir. Hem dini hem de milli bilincimize göre kafirdir. Bunu biz söylemiyoruz, Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) söylüyor. Şöyle diyor: "Bir adam din kardeşine, ey kâfir derse, bu söz ikisinden birine döner. Eğer böyle denilen kişi söylenildiği gibi ise söz doğrudur; yerini bulmuş olur. Aksi takdirde bu söz söyleyene geri döner." (Buhari, Müslim, İman 111. Tirmizî, İman 16)