‘Allah, zamanla sınırlandırılamaz’

Hz. Ali (a.s.) buyurdu: “Allah tektir, sayı ile değil; ebedidir, zamanla sınırlanmadan ve kaimdir, dayanak olmaksızın. Zihinler O’nu duyu organları olmaksızın kavrar. Vehimler O’nu kuşatamaz. O, vehimlere/düşüncelere azametiyle tecelli etmiştir”

<‘Allah, zamanla sınırlandırılamaz’

TÜRK-AZ HABER / EHL-İ BEYT

İmam Ali (a.s.) bir hutbesinde şöyle buyurdu:

"Duyu organlarının derk edemediği, mekânların kapsamadığı, bakanların göremediği, örtülerin örtemediği; mahlûkatı yaratmayı ezeliyetine ve varlığına, mahlûkatın benzerliğini ise hiçbir şeye benzemediğine delil kılan Allah'a hamd olsun.

Vaadinde sadık olan, kullarından zulmü kaldıran, yarattıkları arasında adaleti ikame eden ve hükmünde herkese adil davranan Allah, eşyanın yaratılışını ezeliyetine, acziyetini kudretine, yokluğa mahkûmluğunu da ebediyetine şahit kılmıştır.

Tektir, sayı ile değil; ebedidir, zamanla sınırlanmadan ve kaimdir, dayanak olmaksızın. Zihinler O'nu duyu organları olmaksızın kavrar, yarattıkları huzurda görmeden O'na tanıklık eder.

Vehimler O'nu kuşatmaz.

O, vehimlere/düşüncelere azametiyle tecelli etmiş; onlara kavranamayacağını göstermiş ve bu konuda da onları hâkim karar kılmıştır. Büyüklüğü boyutlarla değildir ki cisim açısından büyük sayılsın. Yüceliği de ebatla değildir ki cüsse açısından yüce sayılsın.

Hayır, o böyle değildir! O, şanı büyüktür ve saltanatı çok yücedir.

Ve şahadet ederim ki, Muhammed (s.a.a) Allah'ın kulu ve seçilmiş, en güvenilir, kendisinden razı olunmuş elçisidir. Allah O'nu ikna edici deliller, apaçık bir zafer ve apaydın bir yolla göndermiştir.

O da risaleti açıkça tebliğ etmiş, delillere dayanarak insanları risalete sevk etmeyi üstlenmiş, hidayet yolunun sancağını dikmiş, aydınlık (yolun) meşalesini yakmış ve İslam'ın iplerini ve imanın kulplarını güvenli kılmıştır.

Eğer insanlar, Allah'ın yüce kudretini ve büyük nimetlerini düşünselerdi (İslami) yola gelirler ve (cehennemdeki) yakıcı azaptan çekinirlerdi. Fakat kalpler hasta, gönüller yıkık! Allah'ın yaratmış olduğu şu küçük yaratıklara bakmıyorlar mı? Nasıl da Allah, oluşumunu, terkiplerini sapasağlam yapmış, ona göz ve kulak vermiş, kemik ve deriyle düzmüştür."

(Nehcü'l-Belağa'dan...)