Allah, bilgice asla kuşatılamaz.....

Ebu’l-Hasan İmam Rıza (aleyhisselâm) buyurdu ki: “Rivayetler Kur'ân ile çeliştiği zaman onları yalanlarım. Müslümanlar şu hususta ittifak etmişlerdir. Allah, bilgice kuşatılmaz, gözler O'nu görmez ve O'nun gibi bir şey yoktur'

<Allah, bilgice asla kuşatılamaz.....

Yakub b. İshak şöyle rivayet etmiştir:

Ebu Muhammed (Hasan b. Ali el-Askerî aleyhisselâm)'a bir mektup yazarak şu soruyu sordum: "Kul, Rabbini görmeden ona nasıl ibadet edebilir?"

Mektubuma şu cevabı verdi: "Ey Ebu Yusuf! Efendim, mevlâm, bana ve atalarıma nimetler bahşeden Rabbim, görülmekten münezzehtir."

Ona bir de şu soruyu sordum: "Resûlullah Rabbini gördü mü?"

Bana şu cevabı gönderdi: "Allah Tebareke ve Teâlâ, Peygamberinin kalbine azametinin nurundan istediğini göstermiştir."

Safvan b. Yahya şöyle rivayet etmiştir:

Muhaddis Ebu Karra, kendisini Ebul-Hasan er-Rıza (Ali b. Musa aleyhisselâm)'ın huzuruna götürmemi istedi.. Ben de onun için izin istedim, İmam bana izin verdi. Ebu Karra İmam'ın huzuruna girdi, ona helâl, haram ve çeşitli hükümlerle ilgili birtakım sorular sordu. Derken sorular tevhidle ilgili olmaya başladılar. Ebu Karradedi ki: "Biz, Allah'ın görünmesini ve konuşmasını peygamberler arasında taksim ettiğini, konuşmayı Musa'ya ve görünmeyi de Muhammed'e ayırdığını rivayet ediyoruz." Ebu'l-Hasan (Ali b. Musa aleyhisselâm) dedi ki: "Gözler O'nu göremez (En'am, 103). Bilgice O'nu kuşatamazlar. (Taha, 110). O'nun gibi hiçbir şey yoktur (Şura, 11). diye Allah adına insanlara ve cinlere duyuran kimdir? Muhammed (s.a.a.) değil midir?"

Dedi ki: "Evet, O'dur." "Nasıl olur da bir insan, bütün insanlara gelir ve onlara Allah tarafından gönderildiğini, onları Allah'ın emriyle Allah'a ibadet etmeye davet ettiğini bildirir. 'Gözler O'nu göremez' (Enam, 103), 'Bilgice O'nu kuşatamazlar' (Taha, 110), 'O'nun gibi hiçbir şey yoktur' (Şura, 11) der, ardından 'Ben, O'nu gözümle gördüm, bilgice algıladım ve O, beşer suretindedir' iddiasında bulunur. Böyle bir iddiayı ileri sürmekten utanmıyor musunuz? Dinsizler bile O'nu bu şekilde itham etmemişlerdi. Allah, katından bir şey getiriyor sonra bu getirdiğinin aksini söylüyor diye suçlamamışlardı!"

Ebu Karra dedi ki: "Ama O, şöyle de diyor: 'And olsun ki onu, inerken bir kere daha gördü.' (Necm, 13)."

Ebu'l-Hasan (aleyhisselâm) dedi ki: "Aynı surede onun neyi gördüğünü gösteren bir ayet vardır: 'Gönlü gördüğünü yalanlamadı.' (Necm, 11). Muhammed (sallallahu aleyhi ve âlihi)'nin kalbi, O'nun gözlerinin gördüğünü yalanlamadı. Sonra gözlerinin neyi gördüğünü haber veriyor ve diyor ki: 'And olsun o, Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü.' (Necm, 18). Allah'ın ayetleri Allah değildir. Çünkü Allah, 'Bilgice O'nu kuşatamazlar' (Taha, 110) buyurmuştur. Gözler O'nu gördüğü zaman bilgice de kuşatılmış, algılanmış, tanımlanmış olur."

Bunun üzerine Ebu Karra dedi ki: "Sen, rivayetleri yalanlıyor musun?"

Ebu'l-Hasan (İmam Rıza aleyhisselâm) dedi ki: "Rivayetler Kur'ân ile çeliştiği zaman onları yalanlarım. Müslümanlar şu hususta ittifak etmişlerdir: Allah, bilgice kuşatılmaz, gözler Onu görmez ve Onun gibi bir şey yoktur."