‘Ahireti dünyadan öne alırsan ikisini birden kazanırsın’.....

İlk başta dış hâline gerekenleri öğren; sonra onu bırak. İç âlemine lâzım olanları belle. Dış emirleri yerine getir; Hakk’a yakın olursun.

<‘Ahireti dünyadan öne alırsan ikisini birden kazanırsın’.....

Allah, dilerse güçlüğü olmayan rahatlık verir. Gariplik bilmeyen ünsiyet verir. O'nun verdiği nimette yokluk yoktur. Öfkesiz ferahlık vardır. Acısız tatlı bulunur. Yokluğa varmayan mülk bulunur. Allah dilerse her şey olur. "İşte bu makamda (ve bu hâlde) nusret ve hâkimiyet hak olan Allah'ındır. O, sevapça da hayırlı, akıbetçe de hayırlıdır." (18/44)
 
Bulunduğun dünya hâlinde rahatlığı pek bulamazsın. Çünkü orası keder ve üzüntü yuvasıdır. Ondan oldukça uzak ol. Derhal kalbini ondan çek. Mânevi elini ondan uzak tut. Gücün yetmezse yalnız öz varlığına nüfuz edeni bırak; kuvvet bulunca da hepsini...
 
Evet, neyin varsa ihtiyaç sahiplerine dağıt. Zavallılara ver. Kimsesizlere yağma et. Senin için olan, seni bırakıp bir yana gitmez, üzülme.
 
Daireyi, kalbin ve sırrın sıhhati için çevir. Onların temizliği için bir sınır kur. Unutma ki, onlar bilgi ve amelle düzelir. Amelde ihlâs şarttır. Hakk'ı aramakta doğru olmak başta gelir. Aziz ve Celil olan Hak doğrulukla aranır.
 
Ey evlat! Söylerler ki: "Her şeyi incelikleri ile öğren; sonra ayrıl."
 
İlk başta dış hâline gerekenleri öğren; sonra onu bırak. İç âlemine lâzım olanları belle. Dış emirleri yerine getir; Hakk'a yakın olursun. Zahirde beyan olunan emirleri yapmak dış âleme nur verir. İç âlemine ait olanı yapmak ise ruhu aydınlatır. Teferruatı öğrenmeye hacet yoktur. Bir temel kurulunca gerekenler onu takip eder.
 
İç âlemini süsle, dış hâlinde yaptığın ibâdet, içini aydınlık kılar. Bu aydınlık Rabbinle, senin aranda olur. Her ne zaman bildiğinle amel edersen, hak yola girmiş olursun. Seninle, O'nun arasında kapılar açılır, perdeler kalkar. Çünkü seni zatına seçmiştir.
 
"Rabbimiz, bize dünyada iyilik ver; âhirette iyilik ver. Ateş azabından cümlemizi koru..." (Bakara/201)
 
Ey evlat! Âhireti dünyadan öne al; böyle yap, ikisini birden kazanırsın. Dünyayı âhiretten öne alacak olursan ikisini de kaybedersin. Ve bu, sana bir ceza olur.
 
Emir almadan nasıl dünya ile uğraşırsın?.. Dünya ile kalbini meşgul etmezsen Allah, sana yardımcı olur. Başarı ihsanı sana gelir. Bir şey alacak olursan içinde bereket bulunur.
 
İman sahibi hem dünyası hem de âhireti için çalışır; dünyası ile yalnız sözle olur. İhtiyacı kadar bağlanır ve o kadar alır.
 
Kanaat sahibidir. Bir yolcu ne kadar azık alabilirse, o da o kadar alır. Çok almaz, çünkü yolculuğa mâni olacağına inanır. Cahilin, bilgi yoksulu adamın, bütün derdi dünyadır. Bilgi sahibinin, bütün cehdi öbür âlemdir; sonra Mevlâ... ama bu hepsinden üstün...
 
Önünde bulunan bir parça ekmek, nasıl yeniyor ve nereden geliyor? Nefsin, ona nasıl bakıyor? Onu almak için gayret sarf ediyor mu? Vermeyecek olsan seni yıkıyor mu? Bunlara dikkat et. Nefsini kırmaya güçlü olmalısın. Hak canibine onu böyle vardırman kabil olur." (Abdülkadir Geylani Hazretleri, Fethur'r Rabbani eserinden) H: Akın Aydın