PEYGAMBER EFENDİMİZİN ETTİĞİ DUALAR IX…..

Dünden devam eden

      Ukbe b. Âmir’den (radiyallahu anh); “Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi), bana her namazın ardından Muavvizât’ı (Felak ve Nâs sûrelerini) okumamı emretti.” (Ebû Dâvud, 1523; Tirmizî, 2903 ve Nesâî, Sehv 80, III, 68; Alî b. Rebâh an Ukbe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler)

<  PEYGAMBER EFENDİMİZİN ETTİĞİ DUALAR IX…..

  Enes’den (radiyallahu anh); “Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) selâm verdiği zaman şöyle derdi: Allah’ım! Ömrümün sonunu hayırlı eyle! Amelimin sonlarından hoşnut ol! Allah’ım, Sana kavuşacağım günü, en iyi günüm eyle!” (Taberânî, el-Mu’cemu’l-Evsat’ta zayıf bir senedle)

   İbn Abbâs’dan (radiyallahu anh); “Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi), gece teheccüde kalktığı zaman şöyle dua ederdi: Allahümme Rabbanâ leke’l-hamd. Ente kayyimü’s-semavâti ve’l-ardi ve men fîhinne. Ve leke’l-hamdü ente nûru’s-semâvâti ve’l-ardi ve men-fîhinne. Ve lekel-hamdü ente meliküssemavâti vel-ardi vemen fîhinne. Ve leke’l-hamdü ente’l- Hakku ve va’duke hakkun ve likâuke hakkun ve kavlüke hakkun. Vel-Cennetü hakkun ve’n-nâru hakkun ve’n-nebiyyûne hakkun ve Muhammedün hakkun, ve’s-sâatu hakkun. Allahümme leke eslemtü ve bike âmentu ve aleyke tevekkeltü ve ileyke enebtü ve bike hâsemtu ve ileyke hâkemtu. Fağfirlî mâ kaddemtü vemâ ahhartu vemâ esrertu vemâ a’lentü vemâ ente a’lemü bihi minnî, entel- Mukaddimu ve ente’l-Muahhiru, Lâ ilâhe illâ ente (veya şöyle dedi) Lâ ilâhe gayrüke/Allah’ım, Rabb’imiz! Hamd Sana özgüdür. Sen yer ve göklerin ve içinde bulunanların ayakta tutanısın. Hamd yalnız Sana özgüdür. Sen göklerin ve yerin ve içinde bulunanların nurusun. Hamd yalnız Sana özgüdür. Sen Hak’sın, vaadin de haktır. Sana kavuşmak haktır. Sözün haktır. Cennet haktır, Cehennem de haktır. Peygamberler haktır, Muhammed de (s.a.a.) haktır. Kıyâmet de haktır. Allah’ım! Sana teslim oldum. Sana inandım. Sana güvendim.Sana yöneldim. Hasmıma karşı Senin ile mücadele ettim. Hakkımı aramada Senin hâkimliğine başvurdum. Önden gönderdiğim ve arkada bıraktığım hataları affet! Gizli işlediğim, açıktan yaptığım,Benim bilmeyip Senin daha iyi bildiğin hatalarımı da affet! Mukaddim’sin, Muahhir’sin. Senden başka ilah yoktur.” (Mâlik, Kur’ân 34, s. 215-6; Buhârî, Teheccüd 1, II, 41-2; Da’vât 10/2, VII, 148; Tevhîd 8/2, VIII, 167; 24/7, VIII, 184; Müslim, Müsâfirîn 199, s. 532-4; Ebû Dâvud, 771; Tirmizî, 3418 ve Nesâî, Kıyâmu’l-leyl 9, III, 209-10; Tâvus an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler)

     Âişe’den (radiyallahu anhâ); “Peygamber gece kalktığı zaman namazına şöyle diyerek başlardı: Allahümme Rabbe Cibrîle ve Mîkâîle ve İsrâfîle. Fâtire’s-semavâti ve’l-ardi. Âlime’l-gaybi veş-şehâdeti. Ente tahkümü beyne ibâdike fîmâ kânû fîhî yehtelifûn. İhdinî lime’htülife fîhi minelhakki bi-iznike. İnneke tehdî men teşâu ilâ sırâtin müstakîm/Allah’ım! Ey Cibrîl, Mîkâîl ve İsrâfîl’in Rabbi! Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Ey gizliyi ve âşikârı bilen! İhtilâf ettikleri meselelerde kulların arasında Sen hüküm vereceksin. Beni, kendisinde ihtilâfa düşülen hakka izninle hidâyet et! Şüphesiz Sen dosdoğru yol üzerindesin.” (Ahmed, VI, 156; Müslim, Müsâfirîn 200, s. 534; Ebû Dâvud, 767-8; Tirmizî, 3420; Nesâî, Kıyâmu’l-leyl 12, III, 212 ve İbn Mâce, 1357; İkrime b. Ammâr an Yahyâ b. e. Kesîr an Ebî Seleme an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler)

     Şurayk el-Hevzenî’den (radiyallahu anh); “O, Âişe’ye, ‘Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) gecenin bir kısmında uyandığı zaman (ibâdete) ne ile başlardı?’ diye sordu. Âişe de şöyle dedi: ‘Bana bugüne kadar hiç kimsenin sormadığını sordun. On kere Allahüekber, on kere Subhâne’l-Meliki’l-Kuddûs’, on kere Estağfirullah, on kere Lâ ilâhe illallah derdi. Sonra on kere de Allahümme innî eûzü bike min dıykı’d-dünyâ ve dıykı yevmil-kıyâmet/Allah’ım! Sana dünya ve âhiret sıkıntısından sığınırım, derdi. Ondan sonra namaza (teheccüde) başlardı.’” (Ebû Dâvud, 5085; Kesîr b. Ubeyd an Bakiyye b. el-Velîd an Ömer b. Cu’sum ani’l-Ezher b. Abdillah an Şarayk el-Hevzenî senedi ile tahrîc etti)

                                                 Helâlinden rızık için ettiği dualar:

     Muâz’dan (radiyallahu anh); “Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi), kendisini Cuma günü göremeyince namaz kıldıktan sonra Muâz’a giderek şöyle buyurdu:’Ey Muâz! Bugün seni neden görmedim?’ Şu cevabı verdi: ‘Ey Allah Resûlü! Bir yahudiye bir ukiye altın borcum var, onun için çıkamadım.’ Şöyle buyurdu: ‘Ey Muâz! Sana bir dua öğreteceğim, eğer o duayı edersen -Yemen’de bir dağ olan- Subeyr kadar borcun bile olsa ödemende mutlaka Allah sana yardım eder. Ey Muâz! dua ederek şöyle de: Allah’ım! Sen mülkün yegâne sahibisin. O, dilediğini hesapsız olarak rızıklandırır.'' (Ali İmran, 3/26-27)

   

Prof.Dr. Haydar BAŞ   Dua ve Zikir Kitabı sayfa : 915 /963

Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir

 

Devam edecek