Bazı Sünnî eserlerde Yezid’in, Rasulüllah’ın ciğer paresi İmam Hüseyin (a.s.)’ın şehadeti için üzüntü duyduğundan ve İbn-i Ziyad’ı kınadığından bahsedilmektedir. Mesela M. Asım Köksal’ın “Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası” isimli eserinde; s. 228’de Yezid’in üzüntü ve pişmanlık duyması, s. 229’da Yezid’in Hz. Hüseyin için yas tutmasını karısına emretmesi, s. 234’de Hz. Hüseyin (a.s.) için üç gün mâtem tutulmasını emretmesi, s. 235’de Yezid’in Ali ve Ömer b. Hüseyin olmadan yemek yememesi gibi konular yer almaktadır...
07-04-2021Ancak tarihe mâl olmuş bir cinayeti işleyenlerin ve bu cinayete azmettirenlerin böyle bir pişmanlık duymasına imkan yoktur. Yezid’in yaptığı taammüden işlenen bir soykırımdır ki, bunda pişmanlık söz konusu olamaz. Dolayısıyla, Asım Hoca’nın eserinde yer alan bu bölümlerin gerçeği yansıtmadığını düşünmekteyiz. Bazı Sünnî eserlerde de Yezid’in gerçek karakterine ve yaptıklarına uygun izahlara da rastlanılmaktadır. Sünnî bir yazar olan Mesudî’nin “Müruc’uz-Zeheb” isimli eserinde şu bilgi vardır: “… Kerbela Olayı’ndan sora Ubeydullah, Yezid ile birlikte onun sarayında bir içiki âleminde bulunmuştur. Bu esnada Yezid, sakisine, kendisine verdiği içkinin aynısından sırdaşı ve yakın arkadaşı olan Ubeydullah’a da vermesini emretmiştir. Sonra da muğanniyelere, şarkılar söylemesini emretmiştir.” (Mesudî, Müruc’uz-Zeheb, c. 3, s. 77)
Yezid’e getirilen Mübarek BAŞLAR
Şam’a Yezid’in yanına getirilen başlar şöyledir:
Hz. Hüseyin b. Ali (a.s.)
Ali b. Hüseyin (a.s.)
Abdullah b. Hüseyin (a.s.)
Abbas b. Ali (a.s.)
Câfer b. Ali (a.s.)
Osman b. Ali (a.s.)
Muhammed b. Ali (a.s.)
Ebu Bekir b. Ali (a.s.)
Abdullah b. Ali (a.s.)
Ebubekir bin Hasan (a.s.)
Kâsım bin Hasan (a.s.)
Abdullah bin Hasan (a.s.)
Abdullah bin Akil (a.s.)
Câfer bin Akil (a.s.)
Abdurrahman bin Akil (a.s.)
Muhammed b. Ebu Said b. Akil (a.s.)
Muhammed b. Abdullah b. Câfer (a.s.)
Avn b. Abdullah bin Câfer (a.s.)
Bu mübarek başlar, Şam’da asılarak teşhir edilmiştir. (İbn-i Habib, Kitabu’l Muhabber, s. 490-491)
Bütün bu olanlardan sonra yezid’in üzüntü duyduğu doğrultusunda ki açıklamaları ancak Allah (c.c) düşmanları dillendirir. Katlettiği, soykırım yaptığı insanlar o zamanın en büyük Allah (c.c) dostları ve Allah’ın seçtiği İmam ve evlatlarıdır. Pişman olan adam Bu mübarek başları şamda astırarak sergiler mi? Müslüman bir insan tarafını açıkça belli eder. Sen Allah’ın Resulü Muhammed Mustafa (s.a.a)’den Bedir’in intikamını almak için Resulullah’ın evladı İmam-ı Hüseyini ve Evlatlarını katleden yezid’in nasıl tarafında olursun. İşte tamam ama pişman oldu diyerek savunursun. Sen bilmezmisin ‘’Günahsız bir müslümanı katledenin yeri ebedi kalacağı cehennem dir’’ (Nisa 93) Yezid’in babası Muaviye, onun babası Ebu Süfyan anası ise Hint, hint’in babası kâfir ve Bedir’de öldürülen Utbe Bin Rebia dır. Nesil bu katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsine tükürdüğüm cinsine çeker. Değerli Müslüman kardeşlerim Müslüman ferasetli akıllı olur aptal olmaz. Müslüman insan Allah’a O’nun Resulüne, Kitabına ve Resulünün ilan ettiği Velayete iman edendir. Allah’ın habibullah’ına ve O’nun Velayet İmam-ı olarak seçilmiş evlatlarına kıyanlara Müslüman denir mi? Hangi akılla Allah’ın seçtiklerine savaş açarak Allah’a resmen düşman olanlar savunulur, onlara hazret denir. Yüz yıllardır saraylara köpeklik yapan sözüm ona din adamı, İslam âlimi geçinenlerin uydurduğu emevi süfyan dinini İslam diye Müslümanlara dayattılar. Allah’ın Resulünün ve Velayetinde başı olan Ehl-i Beytinin olmadığı bir din İslam dini değildir. Git istediğin kadar din uydur. Allah (c.c) bu uydurduklarınızı kabul etmeyecektir. (Ali-imran 85)
Bu Kâfirleri aklamakta, savunmakta ki ısrarı anlamış değilim. Allah’ın seçtiği insanlara karşı bu kadar tefaruatlı işlenmiş vahşeti, cinayeti ancak faili gibi olanlar savunur.