YAKÎN II.....

           Yakîn hâlini elde etmek için Hz. Âdem de dua etmiştir: “Peygamber Efendimiz buyurdu ki: Allah, Âdem’i yeryüzüne indirdiği zaman Kâbe’ye doğru durdu ve iki rekât namaz kıldı. Allah ona şu duayı ilham etti: ‘Allah’ım! Sen benim gizlimi ve açığımı biliyorsun. Mazeretimi kabul et! Hâcetimi biliyorsun, dileğimi ver! İçimdekini de biliyorsun, günahımı bağışla! Allah’ım! Senden kalbimi dolduracak iman, sâdık bir yakîn dilerim, ki böylece benim için yazıp takdir ettiğin şeyin isabet edeceğini bileyim. Benim için taksim ettiğin şeye de razı olayım.’ Allah ona şunu vahyetti:

<YAKÎN II.....

Ey Âdem! Tevbeni kabul ettim, günahını bağışladım. Önemli bir işinde kim bu duayı ederse onu mutlaka kabul ederim, onu bağışlarım ve ona kâfi gelirim. Şeytan’ı ondan uzaklaştırırım. Her tacirin ardından onu kazançlı kılarım. Dünya ona  ister istemez yönelir.” (Taberânî, el-Mu’cemu’l-Evsat; Heysemî, Mecma’ X, 183) “Peygamber’in (sallallahu aleyhi ve âlihi) ashabına şu duayı etmeden, bir meclisten kalktığı az görülürdü: Allah’ım! Sana karşı işlenecek günahlarla aramızda perde olacak korkundan, bizi Cennet’ine ulaştıracak taatından, dünya musibetlerine tahammülü kolaylaştıracak olan yakînden bir parça bize nasip et! Bizi yaşattıkça, kulaklarımız, gözlerimiz ve gücümüzden bizi faydalandır! Aynı şeyi gelecek olan soyumuza da nasip et! Bize zulmedenlere karşı intikamımızı aldır! Düşmanlarımıza karşı bize yardım et! Musibetimizi dinimizde kılma! Dünyayı en büyük gayemiz eyleme! İlmimizi de onunla sınırlandırma! Bize acımayanları üzerimize musallat etme!” 993

    Peygamberler bu şekilde dua etmişlerdir. Çünkü yakîn imanın doruk noktası, Allah’tan razı olmanın en üst seviyede yaşandığı hâli, kulun O’na her şeyiyle teslim olduğu gerçek mânâda tevekkül ettiği hâldir. Bu imanın doruk noktasına Hakk’ın sevdiği, seçtiği O’nu çokça zikreden kullar erişebilir. “Geylani Tefsiri” adlı eserde, Ahzab Sûresi 41 ve 42. âyetlerinin tefsirinde de beyan edildiği şekilde bu hâle Allah’ı çokça zikretmekle ulaşılır. Arş’ın gölgesinde gölgelenmek Cenâb-ı Hakk’a en yakın olunan makamdır. Bir hadis-i şerifte, Cenâb-ı Hakk tarafından Arş’ın gölgesinde gölgelendirilen yedi bölükten birinin Allah’ı zikredenler olduğu bildirilmiştir.

   “Yedi bölük insan vardır ki, Allah onları hiçbir gölgenin bulunmadığı günde, Arş’ın gölgesinde gölgelendirir. O yedi bölük şunlardır:  Âdil devlet başkanı, Allah’a ibâdet ederek büyüyen genç, kalbi mescidlere bağlı kimse, Allah için sevişen ve bu sevgi ile buluşup ayrılan iki kişi, güzel bir kadın tarafından çağrıldığı hâlde, ‘Ben Allah’tan korkarım’ diyerek bu teklifi reddeden kimse, sağ elinin verdiği sadakayı sol eli bilmeyecek kadar verdiği sadakayı gizli tutan kimse ve tenha yerde Allah’ı zikrederek gözleri yaşla dolan kimse.” (Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn, Buharî ve Müslim’den)

    Yakîn hâline erişen insan-ı kâmilin her hâli, yemesi-içmesi bile ibâdettir. Bunlardan sevap kazanır. Ebu Derda diyor ki: “Akıllı adamların yemeleri de, uykuları da güzeldir. Ahmakların oruçları da, uykusuzlukları da bir anlam taşımaz. Yakîn ve takva sahiplerinin bir zerrecik ibâdeti, ahmakların dağlar kadar ibâdetinden daha değerli ve daha üstündür.” (Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn)

    Onun için, Cenâb-ı Hakk’ı hakka’lyakîn müşahade eden kullarıyla beraber olmalı, onlardan ayrılmamalı, onların hâlleriyle hâllenmeli...

 

 

 

Prof.Dr. Haydar BAŞ   Dua ve Zikir Kitabı sayfa : 597 /602

Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir