Sakife olayı -1

Hz. Ali ve Ben-i Haşim’in ileri gelenleri Peygamberimizin defin işlemleri ile meşgul iken Ensar’dan bir grup Ben-i Saide’nin Sakifesinde toplanmışlardı

<Sakife olayı -1

Hz. Ali ve Ben-i Haşim'in ileri gelenleri Peygamberimizin defin işlemleri ile meşgul iken Ensar'dan bir grup Ben-i Saide'nin Sakifesinde toplanmışlardı.

Maksatları bir durum değerlendirmesi yapmaktı. Ensar'ın Evs ve Hazrec kabileleri arasında önceden beri süregelen bir anlaşmazlık söz konusuydu. Resulüllah'ın vefatıyla boşalan liderlik makamını biri diğerine bırakmak istemiyordu.

Ensar'ın Hazrec kabilesi Sa'd b. Ubade'nin halife olmasını istiyorlardı. Hazrec'in başkanı Sa'd b. Ubade ayağa kalktı ve şöyle dedi:

"Ey Ensar topluluğu! Arap kabilelerinden dinde sizin gibi kıdeme ve İslam'da üstünlüğe sahip bir kabile yoktur!

Muhammed (s.a.v.) kavminin içinde on küsur yıl kalıp onları Rahman'a ibadete, putlardan ayrılmaya davet etti. Kendisine kavminden pek az kimselerden başkası iman etmedi.

İman edenlerse ne Resulüllah'ı (s.a.v.), ne O'nun dininin şerefini, ne de kendilerini zulüm ve işkencelerden koruyabildiler!

Allah sizi üstün kılmayı dileyince, size ikramda bulunup nimetini tahsis etti; kendisine ve Resulü'ne (s.a.v.) inanmayı, Resulüllah (s.a.v.) ile ashabını korumayı, Resulüllah (s.a.v.)'i ve dinini güçlendirmeyi, düşmanları ile savaşmayı size nasip etti!

İnsanlar içinde O'nun düşmanlarına karşı sizden daha şiddetlisi, düşmanları üzerinde sizden daha ağır basanı yoktur!

Araplar ister istemez Yüce Allah'ın emri ile düzeldiler, yola geldiler. En uzaktakiler bile İslamiyet'in hükmüne boyun eğdiler. Nihayet Yüce Allah, Resulü'nü (s.a.v.) yeryüzüne sizin sayenizde hâkim kıldı.

Arapları, Resulü'ne (s.a.v.) sizin kılıcınızla yaklaştırdı. Allah, Resulü'nü (s.a.v.) sizden hoşnut ve gözünün içi güler bir halde vefat ettirdi. Öyleyse bu işe herkesten önce siz el atmalı, siz başlamalısınız. Çünkü bu iş herkesten önce size aittir."

Bu arada Hz. Ömer'e, Ensar ve Muhacirler'den bir grubun Saideoğulları'nın avlusunda toplandığı haberi ulaştı. Olayın bundan sonraki seyri ilginçtir. Taberi Tarih kitabının 2. cildinin 456. sayfasında şöyle yazıyor:

"Ömer, Resulüllah'ın evinin kapısına kadar geldi, içeri girmedi. Ebu Bekir'e kendisiyle bir işinin olduğunu ve hemen dışarı gelmesi gerektiği haberini gönderdi.

Ancak Ebu Bekir cevaben, 'Şu an vaktim yok, gelemeyeceğim' dedi. Ömer tekrar, 'Mühim bir olay olmuş senin bulunman gereklidir' diye haber gönderdi.

Nihayet Ebu Bekir dışarı çıktı, Ömer gizli bir şekilde Ensar'ın Sakife'de toplanma olayını ona bildirdi ve 'Hemen oraya gitmemiz gerekir' dedi.

İkisi oraya giderken yolda mezarcı Ebu Ubeyde'ye rastladılar. Ve üçü beraber Sakife'ye gittiler."

Oraya vardıklarında, toplantı henüz dağılmamıştı. Sad bin Ubade bir sergi üzerinde yastığa dayanmış olarak halka hitap ediyordu.

Kaynakların ifadesine göre, Sa'd'ın amcasının oğlu Beşir, onun halifeliğe geçmesine ramak kaldığını görünce telaşa ve kıskançlığa kapılmıştı.

Ebu Bekir usta bir konuşmacı olarak söze başladı: "Biz, Muhacirler insanlar içinde ilk önce Müslüman olmuş kimseleriz. En üstün soy bizimdir. Yurdumuz da tam ortadadır. İnsanlar içinde seçkin yüzlere sahip bizleriz. Akrabalık bakımından da Resulüllah (s.a.v.)'e en yakın olanlar da biziz.

Siz İslam da bizim kardeşlerimizsiniz. Dinde bizim yardımcılarımızsınız. Yardım ettiniz. Ganimetlerde bizim ortağımızsınız. Allah sizi hayırla mükâfatlandırsın versin. Bizler emirleriz, sizler vezirlersiniz."

Konuşmanın bu bölümünde Ebu Bekir, "Araplar, Kureyş'in bu oymağından başkasına boyun eğmez. Allah'ın verdiği lütuflar hususunda kardeşleriniz olan Muhacirler'le yarışmayın. Sizin için halife olarak şu iki adamdan birine razı oldum" dedi.

Bunu söylerken Ömer b. Hattab ve Ebu Ubeyde b. Cerrah'ı işaret etti. Görüldüğü gibi Hz. Ebu Bekir bu konuşmasında iki esas üzerinde durdu:

1-Muhacirler'in bütün insanlar içinde ilk Müslüman olanlar olması.

2- Muhacirler'in akrabalık olarak Resulüllah'a en yakın kimseler olması.

Dikkat edilirse, bu iki özellik en kâmil ve en hakiki mânâda Hz. Ali'de toplanmıştı. Ancak Sakife'de Hz. Ali'nin hiçbir şekilde adı geçmedi.

Taberi'nin ifadesine göre Ensar'ın Evs ve Hazrec kabileleri arasında yıllardan beri var olan sürtüşmeyi iyi tahlil eden Hz. Ebu Bekir şöyle dedi: "İşte Ömer ve Ebu Ubeyde! Onlardan istediğinize biat edin."

Ebu Bekir ve Sa'd b. Ubade Ensar ve Muhacirler'in üstünlüklerinden söz eden konuşmalar yaptılar.

Ancak kalabalığın biat konusundaki kararında Ensar'dan Beşir İbn Sa'd'ın konuşması etkili oldu.

Beşir İbn Sa'd, Sa'd b. Ubade'nin amcası oğludur. Onun halifelik makamına aday olduğunu duyunca kıskançlığa kapılmış ve yaptığı konuşma ile Ensar'dan hilafet konusundaki iddialarından vazgeçmelerini istemiştir.

"Ey Ensar topluluğu! Vallahi şayet biz müşriklerle cihad konusunda ve dinde bunlardan öncelikli olma konusunda üstün olmamız ancak Rabbimizin rızasını ve Nebimizin taatını istememizden dolayıdır."

Daha sora şöyle devam etti: "Dikkat edin! Hz. Resulüllah (s.a.v.) Kureyş'tendir. Ve Kureyş de, bizden daha çok hak sahibidir ve önceliklidir. Allah'a kasem olsun ki benim, onlarla hiçbir zaman çekişeceğimi ve tartışacağımı görmeyeceksiniz. Allah'tan korkun ve onlara karşı gelmekten sakının ve onlarla tartışmayın."

Ardından ayağa kalkarak Ebu Bekir'e biat etti. Habbab ibn Münzir de bu biata şöyle karşılık vermekte ve ona hitaben şöyle demektedir:

"Ey Beşir ibn Sa'd! Ey isyankâr asi. Yaptığın şeye seni hangi ihtiyaç götürdü. Amcan oğluna başkanlığı mı kıskandın?"

Bu esnada Useyd b. Hudayr söze girdi:

"Ey Evsoğulları! Allah yemin ederim ki, eğer bir kere Sa'd'ı başınıza emir olarak tayin ederseniz, kıyamete kadar Hazrecliler bundan dolayı sizden üstün olacaklardır. Bu hususta ebediyen size bir pay vermezler."

Bundan sonrasını 'Hidayet Önderleri' isimli eserden aktaralım: (devam edecek) (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)