SAHABENİN ZİKRİ I.....

                 Peygamber Efendimiz bizzat kendi müstakil bir ibâdet olarak Allah’ı zikrettiği gibi, bunu sahabesine de her fırsatta tavsiye etmiştir. Asr-ı Saadet’e Resûlullah’ın ve ashabının hayatına bakıldığında, bu özel zikrin sayısız örneklerine rastlamak mümküdür. Peygamber Efendimiz’in ashaba vird tarif ettiği hadis kitaplarında mevcuttur. Bu hadis-i şeriflerden birkaçını aktarmakla yetinelim zira bu mevzuda nakledilen hadislerin sayısı oldukça fazladır.

<SAHABENİN ZİKRİ I.....

  Müslim b. el-Hâris’ten (radiyallahu anh); “Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) kulağına eğilip gizlice şöyle buyurmuş: Akşam namazını kıldıktan sonra hiç kimseyle konuşmadan yedi kere ‘Allahümme ecirnî minen-nâr/Allah’ım, beni ateşten kurtar’ de! Çünkü bunu deyip de o gece ölürsen, mutlaka Cehennemden kurtulursun. Sabah namazından sonra da aynı şeyi söyle! Zira o gün ölürsen ateşten kurtulmak senin için mukadder olur.”  (Sahabinin oğlu) el-Hâris b. Müslim dedi ki: “Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) ona bunu gizlice söylediği için kardeşlerimiz arasında buna özel bir değer verirdik.” (Ebû Dâvud, 5079; İsh. b. İbr. ed-Dimaşkî an Muh. b. Şuayb an AbdirRahmân b. Hassân el-Filistinî ani’l-Hâris b. Müslim an ebîhî senedi ile tahrîc etti)

   Hz. Ali’den (radiyallahu anh); “Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) bana dedi ki: ‘Söylediğin zaman, Allah’ın seni bağışlayacağı birkaç kelime öğreteyim mi? Şöyle de: Lâ ilâhe illallahü’l-Aliyyü’l-Azîm. Lâ ilâhe illallahül-Hâlîmü’l-Kerim. Lâ ilâhe illallahü Rabbü’l-Arşi’lAzîm.” (Tirmizî, 3504; el-Hüseyn b. Vâkıd an Ebî İshâk ani’l-Hâris an Alî asl-ı senedi ile tahrîc etti)

  Hz. Ali’den (radiyallahu anh); O, İbn A’bed’e, “Sana kendimden ve Fâtıma’dan bahsedeyim mi?” dedi. “Evet” dedim.

  Bunun üzerine şunları anlattı: “Fâtıma, el değirmeni döndürdü eli nasırlaştı. Sırtında kırba ile su taşıdı boynunda iz bıraktı. Evi süpürdü üstübaşı toz içinde kaldı. Bu arada Peygamber’e (sallallahu aleyhi ve âlihi) hizmetçiler gelmişti. Dedim ki: ‘Babana gitsen de O’ndan bir hizmetçi istesen olmaz mı?’

  Bunun üzerine gitti, yanında erkeklerin olduğunu görünce geri döndü. Ertesi gün Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) ona gelip sordu: ‘İhtiyacın ne idi?’ Cevap vermeyip sustu. Dedim ki: ‘Ey Allah Resûlü! Ben Sana anlatayım; eli nasır oluncaya kadar el değirmeni çevirdi, boynunda iz bırakıncaya dek sırtında kırba taşıdı, elbisesi tozlanıncaya dek evi süpürdü. Hizmetçiler gelince, Sana gelip bir hizmetçi vermen için kendisine emrettim, belki o hizmetçi yükünü biraz hafifletirdi, diye düşündüm.’

  Bunun üzerine, ‘Ey Fâtıma! Allah’tan kork, Rabbinin farzını yerine getir! Ailenin işini yap; yatağına yattığında, otuz üç kere subhanallah; otuzüç kere elhamdülillah ve otuzdört kere Allahuekber de ki, bu tam yüz yapar, işte bu, senin için bir hizmetçiden daha hayırlıdır’ buyurdu. (Fâtıma) cevabı verdi: ‘Allah’tan ve O’nun Resûlünden hoşnut oldum.’ Allah Resûlü, böylece ona hizmetçi vermedi.” (Tayâlisî, no. 93; Ahmed, I, 95, 136; Buhârî, Fardu’l-Humus 6, IV, 48; Fadâilu’l-Ashâb 9/5, IV, 208; At’ime 6, VI, 192; Da’vât 11, VII, 148; Müslim, Zikr ve’d-Duâ 80, s. 2091; Ebû Dâvud, no. 5062; İbn Hibbân, no. 5499, 6882 ve Beyhakî, VII, 293; el-Hakem an İbn e. Leylâ an Ali asl-ı senedi ile tahrîc ettiler)

  Diğer rivâyet: “Tesbih (sübhanallah) otuz dört kere idi. Ali dedi ki: “Onu Peygamber’den (sallallahu aleyhi ve âlihi) duyduğum günden beri hiç bırakmadım.” Denildi ki: “Sıffîn gecesi de mi bırakmadın?” “Sıffîn gecesi de bırakmadım” dedi. (Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud ve Tirmizî)

  Sa’d’den (radiyallahu anh); “O, Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) ile bir kadının yanına girdi. Kadının elinde tesbih çektiği bir taş ya da bir çekirdek vardı. Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) ona dedi ki: ‘Sana bundan daha kolay ve üstün olan bir şey söyleyeyim mi?’ Kadın, ‘Annem babam Sana feda olsun ey Allah Resûlü, evet’ dedi. Bunun üzerine Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve âlihi): ‘Gökteki yarattıkları sayısınca subhanallah (Allah’ı tenzîh ederim). Yerdeki yarattıkları sayısınca subhanallah. Gökle yer arasındaki yarattıkları sayısınca subhanallah. Yaratacağı şeyler sayısınca subhanallah. Bunun misli Allahüekber, bunun misli elhamdülillah ve bunun misli lâ havle ve-lâ kuvvete illâ billah de!’ buyurdu.” (Ebû Dâvud, 1500 ve Tirmizî, 3568; İbn Vehb an Amr b. el-Hâris an Saîd b. e. Hilâl an Huzeyme an Âişe bint-i Sa’d an ebîhâ asl-ı senedi ile tahrîc ettiler)

 

   Prof.Dr. Haydar BAŞ   Dua ve Zikir Kitabı sayfa : 531 /540

     Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir