ŞABAN AYI.....

             Mübarek üç ayların ikincisi olan Şaban ayına bizleri ulaştıran Cenab-ı Hakk'a sonsuz hamdü senalar olsun. "Şaban benim ayımdır" buyuruyor Hz. Peygamber (sav). "Recep Allah'ın ayıdır, Ramazan ümmetimin ayıdır." Hayır, kapıları bu ayda açılır. 

< ŞABAN AYI.....

   Bu ayda, kullara bereketler, uğurlar iner. Bu ayda hatalar bir yana atılır. Şaban ayında günahlar silinir. Yaradılmışların en hayırlısı Resulullah Efendimize çok salavat-ı şerife okunacak günlerden geçiyoruz.  Şaban ayı hakkında Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurur: "Şaban ayı Recep ile Ramazan arasındadır. Çoğu kimseler onu unutur. Hâlbuki ameller, âlemlerin Rabbi olan Allah'a o ayda arz edilir."  

   Şaban ayında tutulan orucun mahiyeti hakkında Hz. Aişe'den gelen rivayet şöyledir: "Hz. Peygamber buyurdu:  Ya Aişe, bu ay öyle bir aydır ki; ölüm meleğine gelecek sene içinde ölecek kimselerin isimleri Şaban ayında yazılıp verilir. İstiyorum ki ismim ölüm meleğine verilecek ise ancak oruçlu olduğum halde verilsin." 

   Resul-i Ekrem'in Şaban ayında çok oruç tutmasıyla ilgili bir rivayet de Ümmü Seleme annemizdendir: "Ebu Nasr, Muhammed ve babası, Ata b. Yesar'dan naklen Ümmü Seleme şöyle demiştir: Resulullah (sav) Efendimiz Ramazan ayı dışında Şaban ayında tuttuğu kadar oruç tutmamıştır." 

   Peygamber Efendimiz'in (sav) Hz. Ömer'in oğlu Abdullah'a yaptığı öğüt aslında ümmetedir: Beş şeyden evvel beş şeyin kıymetini bil... ‘‘1) İhtiyarlığından evvel gençliğinin,2) Hastalıktan evvel sağlığının,  3) Fakirlikten önce zenginliğinin, 4) Meşguliyetten evvel boş zamanının,  5) Ölmeden evvel hayatının kıymetini bil." 

   Dünyaya geliş gayemiz Cenab-ı Hakk'a kulluk ve Peygamberi Muhammed Mustafa'ya (sav) ümmet olmaktır. Şaban ayı da Receb ayı gibi yapılanların feyiz ve bereket vesilesi olduğu, rahmetin müminlere sağanak sağanak eriştiği kutlu bir dönem. Günahların affına vesile, tövbelerin kabul edildiği gecelerle dolu özel bir zaman... 

    Etrafımıza baktığımızda üç ayların eski hürmeti yitirdiğini üzülerek gözlemliyoruz. Hatta Ramazan-ı Şerif dahi eski önemini kaybetmiş durumda. İslam'ın sancaktarı olan Türk milleti, İslam ve Ehl-i Beyt hamuru ile yoğrularak Müslüman Türk olmuş ve bugünlere gelmiştir. Birliğimizin, devletimizin devamının, toplum olarak huzurun teminatı inancımızı yaşamaktır.  Gözyaşları içinde Hakk'a açılan ellerimiz, secdedeki başlarımız bu kıymetli günlerde ve gecelerde dualarımızın kabulüne vesile olacaktır.