RECEP AYININ FAZİLETİ.....

 Bugün mübarek üç aylar başladı. Bu mübarek ayların Türk ve İslam Alemine Hayırlar getirmesini yüce Allah'tan niyaz ederim.

RECEP AYININ FAZİLETİ.....
Mimar Gökhan Demir

RECEP AYININ FAZİLETİ.....

Prof. Dr. Haydar Baş, "Büyük İslam İlmihali" eserinde Receb ayı hakkında şu bilgileri veriyor: 

"Allah Resûlü (s.a.a.) buyurdu: "Receb büyük bir aydır. Allah o ayda sevapları katlar." (Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr'de metrûk bir râvi kanalıyla Abdülazîz b. Saîd' den, o da babasından mürsel olarak Osmân b. Matar'a göre adı geçen Saîd sahabîdir).

Receb, lügatta mübârek, muhterem demektir. Receb ayı, Hz. Âdem (a.s.)'dan beri kıymetli bir aydır. Receb ayı Resûlullah'tan önce de "haram aylar" diye bilinen dört aydan birisi olarak da ayrıca kıymetli bir ay idi.

Allah rahmet eylesin; Zünnun-u Mısri şöyle demiştir: "Receb ekim, Şaban sulama, Ramazan ise harman ayıdır. Her ekilen biçilir; her yapılan işin karşılığı görülür. Bir kimse, ekim zamanını boşa geçirir ise harman zamanı nedamet duyar; ahirette kötülük göreceğinden dünyada beslediği ümitler de hiç olur." (Hz. Abdulkadir Geylani, Gunyetü't-Talibin, s.543).

Half b. Abdillah Sağani, Malik b. Enes'ten naklen, Humeyd Tavil, Resûlullah Efendimizin şöyle buyurduğunu anlattı: "Receb Allah'ın ayıdır, Şaban Benim ayım, Ramazan ise ümmetimin ayıdır." 

Resûlullah Efendimize soruldu: "Ya Resûlallah, Receb ayı için, 'Allah'ın ayıdır' diye anlatmanızın sebebi nedir?"

Şöyle buyurdu: "Çünkü bu ayda özellikle mağfiret boldur. Bu ayda, halkın kan dökmesine mâni vardır. Bu ayda, Allah-ü Teâlâ, peygamberlerinin tevbelerini kabul buyurmuştur. Allah-ü Teâlâ bu ayda, peygamberlerini düşmanlarından korumuştur." (Hz. Abdulkadir Geylani, Gunyetü't-Talibin, s.550.).

Gavsü'l-Azam Abdulkadir Geylani Hazretleri, Gunyetü't-Tâlibîn adlı eserinde, Receb ayında kılınan namaz ile ilgili olarak Resulullah (s.a.a.)'in hadis-i şerifi şu şekilde aktarılıyor: "Bize, Şeyh İmam Hibbetullah Sakati haber verdi. Onun anlattığına göre, kendisine Muhammed b. Ahmed Mehamili anlatmıştır:

Selman (r.a.)şöyle dedi: "Ya Resûlallah, bu namazı nasıl kılacağımı ve ne zaman kılacağımı bana bildir."

Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurdu: "Ya Selman! Receb ayının ilk on günlüğünde on rekât kılarsın. Her rekâtında bir kere Fatiha sûresini okuduktan sonra, üç kere Kâfirûn sûresini okursun. Üç kere de İhlas sûresini okursun. Namazı bu şekilde kılıp bitirdikten sonra, iki elini semaya açar şöyle dua edersin: 'Allah'tan başka ilah yoktur, birdir. Ortağı yoktur. Mülk O'nundur, hamd O'na mahsustur. O öldürür, diriltir, ölmez, diridir. Hayır O'nun elindedir. O her şeye kadirdir. Allah'ın verdiğine kimse engel olamaz. Engel olduğuna kimse bir şey veremez. Hiçbir iyilik sahibi kendiliğinden faydalı olamaz, zira iyilik Sendendir.' Bu duayı bitirdikten sonra, elini yüzüne sürersin. 

Receb ayının ortasında dahi, on rekât namaz kıl. Her rekâtında dahi bir kere Fatiha sûresini okuduktan sonra, üç kere  Kâfirûn sûresini oku. Üç kere de İhlas sûresini okursun. Namazı bitirip selam verdikten sonra, iki elini semaya kaldır ve şu duayı oku: 'Allah'tan başka ilah yoktur,birdir. Şeriki yoktur. Mülk O'nundur, hamd O'na mahsustur. Diriltir, öldürür, kendisi ölmez, diridir. Hayır O'nun elindedir. O her şeye kadirdir. Vahid, Ehad, Samed, Ferd, Vitr ilahtır. Kadın tutmamıştır, çocuğu yoktur.' Bu duayı da okuduktan sonra, ellerini yüzüne sürersin. 

Receb ayının son on günü içinde dahi, on rekât namaz kılarsın. Her rekâtında bir kere Fatiha sûresini okuduktan sonra, üç kere  Kâfirûn sûresini okursun. Üç kere de İhlas sûresini okursun. Selam verdikten sonra, ellerini semaya kaldır ve şu duayı oku: 'Allah'tan başka ilah yoktur, birdir. Şeriki yoktur. Mülk O'nundur, hamd O'na mahsustur. Öldürür, diriltir. Hayır O'nun elindedir. Allah-ü Teâlâ, Efendimiz Muhammed'e, O'nun temiz âline salât eylesin. Güç ve kuvvet ancak yüce Azim Allah'ındır.' 

Bundan sonra, ne gibi bir dileğin varsa dile. Duan makbul olur. Cehennemle aranda dahi yetmiş hendek açar. Her hendeğin eni boyu yerle sema arası uzunluktadır. Senin için ayrıca bir milyon rekât namaz sevabı yazılır. Yine senin için cehennemden berat fermanı yazılır. Sırat'tan geçmene yol verilir."

Resûlullah (s.a.a.) bu gece pek çok ruhanî ahval ve ikrama kavuşmuş olmakla Cenab-ı Hakk'a şükür için on iki rekât namaz kılmıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.a.)'in bu Regâib gecesinde ana rahmine düşmüş olduğuna dair olan bir rivâyet de vardır. Regâib; istenilen, değeri çok olan, bağış, ihsan, ikram ve nefis şeyler demektir ve "rağibe" kelimesinin çoğuludur. Bu geceyi ibadetle geçirmenin sevabı çok büyüktür. 

Resûlullah (s.a.a.) buyurdu:"Bir kimse, Receb ayını oruçlu geçirir ise Allah-ü Teâlâ üç şeyi onun için gerekli kılar: Geçmiş günahalarının tümünü bağışlar, kalan ömrünün temiz geçmesini temin eder, büyük huzura çıkılan kıyamet gününün susuzluğundan da onu emin kılar." Bu arada yaşlı biri kalktı; Resûlullah Efendimize halini şöyle anlattı: "Ya Resûlallah, ben Receb ayının tümünü oruçlu geçiremem. Buna gücüm yetmez."Bunun üzerine Resûlullah Efendimiz şöyle buyurdu: "O halde,ilkinden bir gün,ortasından bir gün, sonundan da bir gün tutarsın.Böyle ettiğin takdirde, ayın tümünü oruçlu geçirmiş olursun. Zira yapılan iyilikler on misli sevap getirir. Ancak siz, Receb ayının ilk cuma gecesini gaflet içinde geçirmeyesiniz. O öyle bir gecedir ki; melekler o geceyi, 'regâib' diye anlatırlar. Şöyle ki: O gecenin üçte biri geçtiği zaman; semalarda ve yerlerde ne kadar melek var ise, hemen hepsi, Kâbe ve civarında toplanır. Allah-ü Teâlâ onların hallerine muttali olur ve şöyle buyurur: 'Ey meleklerim, ne dileğiniz var ise Benden dileyin.' Şöyle derler: 'Rabbımız, Senden dileğimiz odur k; Receb ayında oruç tutanları bağışlayasın.' Onların bu dileği üzerine Allah-ü Teâlâ şöyle buyurur: 'Bu dileğinizi yerine getirdim.'

Receb ayının ilk perşembe günü oruç tutulmalıdır. O günün akşamı cuma gecesi, akşamla yatsı arasında on iki rekât namaz kılınmalıdır." (Hz. Abdulkadir Geylani, Gunyetü't-Talibin, s.551).

Enes (r.a.)'dan rivayetle;

Peygamber (s.a.a.) Regâib namazından söz etti ve onun Receb ayının ilk cuma gecesi kılınacağını söyledi. Kişi o namazı akşam ile yatsı arasında altı selâmla ve on iki rekât olarak kılar. Her rekâtında bir kere Fâtiha, üç kere Kadir sûresini, on iki kere İhlas sûresini okur. Namazını bitirdikten sonra şöyle der: "Allahümme salli alâ Muhammedini'n-Nebiyyi'l-Ümmiyyi ve alâ âlihi." Bunu, selâm verdikten sonra yetmiş kere söyler. Sonra tekrar secde eder ve secdesinde yetmiş kere şunu der: "Subbûhun, Kuddûsun Rabbu'l-melâiketi ve'r-rûh." Sonra başını kaldırıp yetmiş kere şöyle der: "Rabbiğfir verham ve tecâvez ammâ ta'lem/Rabbim bağışla, merhamet et! Hakkımda bildiklerinden geçiver." Sonra secdeye varır, birinci secdede söylediği gibi söyler. Sonra secde halindeyken Allah'tan hâcetini niyaz eder. Şüphesiz Allah böyle bir dilekte bulunanı geri çevirmez." (Rezîn).

Resûlullah (s.a.a.) Efendimiz şöyle buyurdu: "Allah'ın herhangi kadın veya erkek kulu bu namazı kılar ise, Allah-ü Teâlâ onun bütün günahlarını bağışlar. İsterse onun günahları deniz köpüğü kadar, kumların sayısı, dağların ağırlığı, yağmurların damlaları, ağaçların yaprakları kadar olsun. Ve o kimse kendi yakınlarından yedi yüz kişiye kıyamet günü şefaatçi olur. Kabrine girdiğinin ilk gecesi, bu namazın sevabı kendisine gelir. Tatlı dilli güler yüzlüdür. Ona şöyle der: 'Ey dostum, seni müjdelerim, bütün zorluklardan kurtuldun.' O kimse bu gelene sorar: 'Sen kimsin? Vallahi senin yüzünden daha güzel yüzlü birini hiç görmedim. Senden daha tatlı konuşanı da hiç dinlemedim. Senin kokundan daha güzel kokulu birini de koklamadım.' Şu cevabı alır: 'Ey dostum! Ben senin bir namazının sevabıyım. Falan sene Receb ayının şu gecesinde o namazı kılmıştın. Bu gece sana geldim ki, arkadaşın olayım, yalnızlığını gidereyim, her ne işin varsa onu göreyim. Kıyamet günü Sûr'a üflendiği zaman dahi, kıyamet günü toplanılan meydanda sana başının üstünde gölgelik edeceğim. Seni müjdelerim, yüce Mevlân'dan sana gelecek hayır hiç eksik olmayacak.'" (Gavs'ül-Azam Abdulkadir Geylani, Gunyet'üt-Talibin,, s.502)."