Onları cehennem ateşi yakmaz.....

Muhterem Hocam! İbadetler farklı farklıdır. Bunlardan biri de zikir ibadetidir. Bazıları zikri, ibadetlerde bir fazlalık, bir lüks zannediyorlar: Zikrullah'ın ibadetler içindeki yeri nedir?

<Onları cehennem ateşi yakmaz.....

Esasen bütün ibadetler zikirdir. Namazı, Allah'ı hatırlamak için kılıyoruz. Orucu, Cenab-ı Hakk'ı hatırlamak, bilmek için tutuyoruz. Haccı, Cenab-ı Hakk 'ı hatırlamak, O'nun beytini tavaf etmek, ziyaret etmek için yapıyoruz.
 
Yani ibadetlerin temelinde olan nükte Allah 'ı hatırlamaktır, unutmamaktır. "Beni zikir için namaz kıl" (Ta- Ha 14) buyuruyor Cenab-ı Hak. Yani namazdaki murat, maksat Allah 'ı zikirdir. Onun için gaflet halinde kılınan namaz da, namaz değildir. Gaflet halinde kılınan namaz huylarını, davranışını, tabiatını etkilemiyor.
 

 
Ayet-i kerimede Cenab-ı Hak "Onlara yazıklar olsun" buyuruyor. Kime? "Ne yaptığını bilmeden namaz kılanlara".
Demek ki ibadetlerde temel husus, insanın Allah'ı unutmaması, devamlı Cenab-ı Hak ile beraber olmasıdır. Bu, namazda da böyledir. Oruçta da böyledir. Allah 'ı unutmamak içindir bütün bunlar. Sürekli Cenab-ı Hakk'ı yaşamak, O'nunla beraber olmaktır.
 
Bir de müstakil olarak insan, Cenabı Hakk'ı diliyle, kalbiyle zikreder. İsimleriyle Cenab-ı Hakk'ı anar ise o zaman, o insan uyku halinde de Allah' ı hatırlar, uyanık halde de Rabbiyle beraber olur. O'nu unutması mümkün olmaz.
 
O müstakil ibadete işaretle Cenab-ı Vacibü ' l Vücud Hazretleri, "Beni çok zikredin" (Ahzab 41) buyuruyor.
 

 
Yine Cenab-ı Hak: "Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah'ın zikriyle sükunete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur." ( Ra'd 28) buyuruyor. Allah' ı zikretmeden insanın mutmain olması, kalbinin huzur ve sürur içinde olması hiç ama hiç mümkün değildir.
 
Başta ne söyledik? "Kalp, Beytullah'tır" dedik. Allah'ın evi kalp olursa, o evin neye ihtiyacı olur? Allah'a ihtiyacı olur. Sen şimdi Allah'a ihtiyacı olan kalbe başka sevgileri, başka hatıraları, hatıratları dolduruyorsun. O tatmin olmuyor, doymuyor ki.
 

 
Benzinle beraber çalışan otomobile su koysan çalıştıramazsın. Efendim, benzin de sıvıdır. Su da sıvıdır. Ama birisi benzindir, birisi sudur. Ben zikredeyim de, neyi zikredersem edeyim" diyemezsin. Senin zikrettiğin sadece Vacibü' I Vücud olan Allah olacak ki, o zikir gıdası kalbini doyurmuş olabilsin. Aksi taktirde Allah'ın zikrinin dışındaki zikirler insanı mutmain etmez.
 
Müstakil olarak zikrin ehemmiyetini Allah nasip etti, biz, "İslam' da Zikir" adlı eserimizde ortaya koyduk. Kıymetli okuyucularıma mutlaka okumalarını hassaten tavsiye ediyorum. Zikir çok büyük bir ibadettir.
 
İsterseniz burada bir hadis-i şerifi ifadeyle, sadece 'Kelime-i Tevhidin' faziletini, yüceliğini beyan etmiş olalım. Hz. Fahr-i Alem Efendimiz, semada, Miraç Gecesi bir alem seyrediyor. Öyle muazzam, öyle mutantan, öyle mükemmel ki, şu üzerinde yaşadığımız dünyadan yüz binlerce defa büyüktür.
 
Allah'ın Sevgilisi tasvir ediyor ve soruyor
 

 
"Ya Rabbi! Sen bunu hangi ulu'l azim peygamberin için hazırladım?" Cenab-ı Hak'tan: " Dünya hayatında Kelime-i Tevhit ile Beni zikreden kullarıma hazırladım" cevabını alıyor.
 
Yani zikrin, sadece kalbe, ruha, nefis dünyamıza değil, ukbaya da çok büyük faydaları var. Eğer bir insan Kelime-i Tevhid'e inanarak zikre devam ederse, hem vallahi hem billahi, (Ben kendi adıma yemin etmiyorum Resulullah'ın beyanı bu) onu cehennemin ateşi yakmaz. Bunda kimsenin şek ve şüphesi olmasın.
 
O bakımdan kardeşlerimize hassaten tavsiye ediyorum. Dilleri durmadan " La ilahe illallah" desin, "Allah" desin. Öyle kazançlı çıkacaklar ki, bu kazanç onların ebedi hayatını kazanmalarına ve de masivayı unutup, Allah 'la beraber olmalarına, saadete ermelerine sebep ve büyük sevap olacak. İnşallah bu sayede Rabbimiz bizler in de günahlarını mağfiret edecektir." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hikmetin sırları eserinden) H; AknAydn