MAHLÛKATIN ZİKRİ I…..

  Bütün kâinat zikrediyor. Bu Allah’ın beyânıdır: “Göklerde ve yerde bulunan her şey Allah’ı tesbih etmektedir. O, Azîz’dir, Hakîm’dir.” (Hadîd: 57/1 ayrıca Haşr: 59/1 ve Saf: 61/1)

<MAHLÛKATIN ZİKRİ I…..

  Bir başka âyet-i kerimede ise; “Allah’ın yarattığı herhangi bir şeyi görmediler mi? Onun gölgeleri, küçülerek ve Allah’a secde ederek sağa sola döner” (Nahl: 16/48) buyuruluyor.

  Mevlid-i Şerif’te Süleyman Çelebi, Resûlullah’ın (s.a.a.) Mirac’ından bahisle; “Kimi kıyamda kimi kılmış rükû Kimi Hakk’a secde eder ba huşû Kimi ise aşı Hakk almış durur Valehuhayran mest kalmış durur Hep gök ehli cümle karşı geldiler Mustafa’ya izzet ikram kıldılar…” diye devam ediyor. Resûlullah(s.a.a.) Mi’rac’da öyle bir âleme rastladı ki, baktı âlemde bütün melekler kıyamda Allah’ı zikrediyorlar. Kimisi rükûda Allah’ı zikrediyor, kimisi secdede Allah’ı zikrediyor. Yani kâinatın tamamında, gerek kıyamda, gerek rükûda, gerek secdede Allah’ı zikreden bir taife var. Kim bunlar? Bunlar; meleklerdir. Mahlûkatın tamamı Allah’ı zikreder. Hayvanlar rükû hâlinde Allah’ı zikrederler, dağlar kıyam hâlinde zikrederler, bitkiler secde hâlinde Allah’ı zikrederler. İnanan insanların Allah’ı çokça zikretmesi, bir emr-i İlahîdir. Tüm mahlûkat, yer ve gök arasında bulunan herşey kendi lisânı ile Allah’ı zikretmiştir, zikrediyor ve zikredecektir de. Bu, âyetlerle de Cenâb-ı Hakk’ın beyanıdır. Cenâb-ı Hakk; “Göklerde ve yerde bulunan her şey Allah’ı tesbihetmektedir. O, Azîz’dir, Hakîm’dir” (Hadîd: 57/1, ayrıca Haşr: 59/1 ve Saf: 61/1) buyurdu. 

 Abdulkadir Geylani Hazretleri,“Geylani Tefsiri” adlı eserinde, Hadid Sûresi’ndeki bu âyetin tefsirinde şöyle buyuruyor; “Bir olan, tek olan, hiçbir şeye ihtiyaç duymayan, sonsuza kadar tek başına yapmaya devam edecek olan, daimi olarak aynı kalacak olan, ilah olmayı ve Rabb olmayı hak eden ve diri olan Allah’ı yücelerde ve aşağılarda yaratılmış olanların, gizli ve âşikâredilenlerin hepsi tesbih ederler. Allah’ı vahdeti zâtına uymayacak olan noksanlıklardan kesin olarak tenzih ederler. Her şey kendi kabiliyet ve istidatına uygun olarak, kendi dili ile Allah’ın Rabbolduğunu itiraf eder ve O’na kulluk etmekle meşgul olur. Hem de bunları gönül rızasıyla ve isteyerek yaparlar. Çünkü Allah nimet vermeye de, intikam almaya da gücü yetendir. İzzet sahibidir. Yarattıklarını ve var ettiklerini, kendi irade ve isteğine göre en iyi biçimde yapandır.” (Kutbu’r-Rabbânî Seyyid Şerif Şeyh Abdülkâdir Geylani, Geylani Tefsiri, c. 6, s. 6)

 Cenâb-ı Hak, başka âyet-i kerimelerde mahlûkatın zikrettiğini ve zikredeceğini bildirdi: “Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O’nu tesbih eder. O’nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz, onların tesbihini anlamazsınız. O, Hâlîm’dir, bağışlayıcıdır.” (İsrâ: 17/44)

 “Göklerde ve yerde olanların hepsi, mülkün sahibi, eksiklikten münezzeh, Azîz ve Hakîm olan Allah’ı tesbih eder.” (Cuma: 62/1) 

  “Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. Mülk O’nundur, hamd O’nadır. O her şeye kâdirdir.” (Tegâbûn: 64/1)

 “O, yaratan, var eden, şekil veren Allah’tır. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanlar O’nun şânınıyüceltmektedir, tesbih etmektedir. O, gâliptir, hikmet sahibidir.” (Haşr: 59/24)

   “Göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kuşların Allah’ı tesbihettiklerini görmez misin? Her biri kendi duasını ve tesbihini(öğrenmiş) bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilir.” (Nur: 24/41)

  “Böylece bunu (bu fetvayı) Süleyman’a Biz anlatmıştık. Biz, onların her birine hüküm (hükümdarlık, peygamberlik) ve ilim verdik. Kuşları ve tesbih eden dağları da Davud’a boyun eğdirdik. (Bunları) Biz yapmaktayız.” (Enbiyâ: 21/79)

   “Doğrusu Biz akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları,toplu hâlde kuşları onun emri altına vermiştik. Hepsi O’na yönelmiştir.” (Sa’d: 38/18,19)

   

 

 

Prof.Dr. Haydar BAŞ   Dua ve Zikir Kitabı sayfa : 513 /525

Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir