MAHLÛKATIN LİSÂN-I HÂLİ II…..

     Câbir’den (radiyallahu anh); “Hayber’de bir Yahudi kadın kızartılmış koyuna zehir kattı. Sonra getirip onu Hz. Peygamber’e (sallallahu aleyhi ve âlihi) ikrâm etti.

<MAHLÛKATIN LİSÂN-I HÂLİ II…..

Onun budunu alıp yedi, ashâbı da ondan yediler. Sonra (âniden) şöyle buyurdu: ‘Ellerinizi çekin (yemeyin)!’ Ardından (Yahudi) kadını çağırttı, kadın geldi; ona sordu: ‘Bu koyunu zehirledin değil mi?’ ‘Sana bunu kim söyledi?’ ‘Elimdeki but söyledi.’ ‘Evet zehirledim.’ ‘Peki seni buna iten nedir?’ ‘İçimden dedim ki: Eğer bu gerçek bir peygamber ise zâten O’na bu (zehirli) et zarar vermez; değilse O’ndan kurtulmuş oluruz’ diyerek suçunu itiraf etti. Bunun üzerine Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) onu affedip cezalandırmadı. Buna karşılık O’nunla beraber etten yiyen sahabîler derhal öldüler. Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) de yediği etten dolayı omuzundan kan aldırdı.” (Ebû Dâvud, 4511; Vehb b. Bakiyye an Hâlid an Muh. b. Amr an Ebî Seleme mürselsenedi ile tahrîc etti)

  İmam Ali’den (radiyallahu anh); “Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) ile Mekke’deydik. Bazı yerleri gezmeye çıktık, yanından geçtiğimiz her ağaç, her dağ O’na şöyle diyordu: Esselâmü aleykeyâ Resûlallah!” (Tirmizî, 3626)

  Câbir b. Semure’den (radiyallahu anh); “Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Mekke’de bir taş var ki, peygamberlik geldiği zaman geceler boyu Bana selâm verdi. O taşı şimdi bile tanıyorum.” (Müslim, Fedâil 2, s. 1782 ve Tirmizî, 3624; Simâk b. Harb an Câbir asl-ı senedi ile tahrîc ettiler)

  İbn Abbâs’dan (radiyallahu anh); 

“Bir bedevî Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi)’e gelip şöyle dedi: 

‘Senin, Allah Resûlü olduğunu nerden bileyim?’ 

Bun üzerine Hz. Peygamber;

‘Bak şimdi şu hurma salkımını çağıracağım ve Benim Allah Resûlü olduğumu söyleyecek ve şehâdette bulunacaktır’ dedi ve hurma salkımını çağırdı. 

Hurma salkımı ağaçtan inmeye başladı; gelip Allah Resûlü’nün(sallallahu aleyhi ve âlihi) önüne düştü ve şöyle dedi:  ‘Esselâmualeyke yâ Resûlallah!’ 

Sonra ona, ‘Haydi yerine dön!’ dedi. 

Salkım gidip yerine döndü ve eski yerine kaynadı. Bunun üzerine bedevî derhal Müslüman oldu.” (Tirmizî, 3628; Muh. b. İsm. anMuh. b. Saîd an Şerîk an Simâk an Ebî Zıbyân an İbn Abbâs senedi ile tahrîc etti)

  İbn Mes’ûd’dan (radiyallahu anh); “Ona sordular: ‘O gece cinlerin Kur’ân dinlediklerini Peygamber’e (sallallahu aleyhi ve âlihi) kim haber verdi?’ ‘Onların geldiğini bir ağaç haber verdi’ cevabını verdi.” (Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr, 32/1, IV, 240 ve Müslim, Salât 153, s. 333; Ebû Usâme an Mis’ar an Ma’n b. Abdirrahmân an Ebîhî an Mesrûk an İbn Mes’ûd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler)

    Câbir’den (radiyallahu anh); “Ensâr’dan bir kadın Hz. Peygamber’e (sallallahu aleyhi ve âlihi) şöyle dedi: ‘Sana bir şey yaptırayım da üzerinde otur, istemez misin? Marangoz bir kölem var.’ ‘İstersen yaptır’ buyurdu. Bunun üzerine ona bir minber yaptırdı. Cuma günü Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) kadının yaptığı minberin üstünde oturdu ve hutbe okudu. (Daha önce) üzerinde hutbe okuduğu hurma kütüğü öyle bir çığlık attı ki, nerdeyse ikiye bölünecekti.” (Buhârî, Salât 64/2, I, 116; Buyû’ 32/2, III, 14; Menâkıb 25/14, IV, 173; Abdülvâhid b. Eymen an Ebîhî an Câbir asl-ı senedi ile tahrîc etti)

   Diğer bir rivâyet ise şöyledir: “Çocuğun ağlaması gibi ağladı, Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) minberden indi ve onu alıp kucakladı. Sakinleşinceye kadar çocuk inlemesi gibi inleyip durdu. Sonra Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) şöyle buyurdu: O, yanında yapılan zikrullah sebebiyle ağladı.” (Buhârî, Salât 64/2, I, 116; buyû’ 32/2, III, 14; Menâkıb 25/14, IV, 173; Abdülvâhid b. Eymen an Ebîhî an Câbir asl-ı senedi ile tahrîc etti)

 Diğer rivâyette de şu nakledilmektedir: “Peygamber (sallallahualeyhi ve âlihi) hutbe okuduğu zaman mescidin sütunlarından bir hurma kütüğüne dayanırdı. Kendisine minber yapılıp onun üstüne çıkınca o kütük tıpkı deve gibi inlemeye başladı. Öyle ki, mesciddekilerin hepsi duydu. Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) aşağıya inip onu kucakladı.” (Nesâî, Cum’a 17, III, 102; Amr b. Sevâd an İbn Vehb an İbn Cüreyc an Ebî’z-Zübeyr an Câbir senedi ile tahrîc etti)

  

   Prof.Dr. Haydar BAŞ   Dua ve Zikir Kitabı sayfa : 499 /512

    Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir