İmam Ali’ye göre bürokratlar ve danışmanlar.....

İnsan doğduğu gün ağlar; o esnada başkaları gülüyordur. Öyle yaşamalısın ki öldüğün gün, gülen sen ol, ağlayan halk olsun.

<İmam Ali’ye göre bürokratlar ve danışmanlar.....

"Devlete taalluk eden işlerde ve yapacağın yardımın tahakkuk ve tasarrufunda dikkatli olman ve gaflete düşmemen gerekir.
 
Ülkede görev yapan kâtiplerin durumunu iyi takip etmen ve bu tür görevlere iş yapanın, beceriklisini getirmen gerekir. Kâtiplerin nitelikleri konusunda Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
 
'Aranızda bir yazıcı (onu) adaletle yazsın. Yazıcı Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın yazsın.' (Bakara, 282)
 
Özellikle gizli mektuplarını, amillerin mektuplarını getirip götürmekte kusur ve ihmal etmesin, tarafınızdan verilecek cevapları doğru yazsın.
 
Ey Mâlik! Kâtipler arasında iletişimde özür ve bahane aramayan, ifadesi güzel olan ve hâkim karşısında gevşeklik göstermeyen becerikli bir kâtibi seçip gizli ve şifreli mektuplarını ona yazdırmalısın. Sana gösterdiği bağlılığı karşılıksız bırakmamalısın.
 
Onların taşıdığı sorumluluktan doğan problemlerin çözümünde acizlik göstermemelisin. Önem arz eden işlerde kendi değerini bilmelisin. Zira kendi kıymetini bilmeyen, başkasının değerini bilmez.
 

 
Kâtipleri seçerken yalnız dış görünüşlerine bakmamalısın. Bunlar hakkındaki iyi niyetin yeterli olmamalıdır.
 
Zira bunlardan bir kısmı yapmacık hareketlerde bulunarak güzel hizmet ettikleri görüntüsünü vermeye çalışırlar. Görünüşe önem veren valileri etkiler ve aldatırlar. Halbuki işin ardında samimiyet yoktur.
 
Bazı devlet ricali dostluğunu gizler ve yapmacık hareketlerin peşinden koşar. Bir kısım memurlar da iyi çalışıyor görünümünü vererek güvenilir valilerin gözüne girer ve onları aldatırlar.
 
Bu tür davranışın ardında dürüstlük aramak beyhudedir. Bu bakımdan, senden önceki valilere hizmet etmiş ve halk arasında isim yapmış tecrübeli elemanları bulup değerlendirmelisin.
 
Halkın huzurlu yaşaması için gösterdiğin ihtimam ve titizlik, Cenab-ı Allah'a ve emîrü'l-müminîn'e karşı samimiyetini gösterir.
 
Artan iş yoğunluğunu çözmek için belli iş alanlarını sınıflandırarak her sınıfın başına kâtiplerden birini başkan olarak tayin etmelisin. Ara sıra devlet memurlarını denetleyerek hata yapan kâtipleri uyarmalısın zira bu tür uyarılar yanlışları azaltır, hatanın tekrarına önler."
 
Danışmanların seçimi
 

 
"Ey Mâlik! Cimrileri önemli işlere bulaştırmamalı ve onlarla görüş alışverişinde bulunmamalısın.
 
Çünkü cimri insanlar, seni iyilik ve yardımdan uzaklaştırır ve sana züğürtlüğü dayatır. Allah buyurur ki, 'Bunlar öyle insanlardır ki, cimrilik ederler ve sana da cimriliği emrederler.' (Nisa, 37)
 
Korkakları da meşveretine almamalısın. Zira onlar işlerine zaaf düşürür ve seni çıkmaza sokarlar.
 
Hırslı ve tamahkâr insanlara da meclisinde yer vermemelisin. Çünkü onlar aç gözlülüğü, zulüm ve haksızlığı hoş göstermeye çalışırlar. Aslına bakılırsa cimrilik, tamahkârlık, şiddet ve hırs tabiat-ı cibilliyedendir.
 
Allah hakkında beslenen kötü zan bu sayılan kötü hasletleri bir araya getirir. Hz, Peygamber şöyle buyurur: 'Allah'ım! Şüphesiz ben acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten sana sığınırım.'
 
Şunu bilmelisin ki, sana danışman olacakların en kötüsü senden önce kötülük yapan kimselere dost olup, onların suçlarına ortak olanlardır. Çünkü bunlar, zalimlerin yardımcısı ve canilerin dostu olmuşlardır.
 
O halde böylelerinden uzak durmalısın. Halefin hayırlısı, selefin aldığı tedbirleri aynen kabul eden ve yaptığı güzel şeylerin benzerini ortaya koyan kimsedir. Buna karşılık selef, halefin beğenilmeyen işleriyle ilgilenmez ve hoşa gitmeyen hareketlerini benimsemez ise kendisine bir sorumluluk gelmez.
 
İnsan doğduğu gün ağlar; o esnada başkaları gülüyordur. Öyle yaşamalısın ki öldüğün gün, gülen sen ol, ağlayan halk olsun.
 

 
İnsanlar arasında zalime zulmünde, günahkâra cürmünde yardım etmeyen hayırlı kişiler bulmalısın.
 
Allah şöyle buyurur: 'İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın.' (Mâide, 2)
 
Bunların yükü daha hafif, sağlayacağı yardımlar daha çoktur. Sana besledikleri sevgi daha gerçek, senin dışındakiler ile ilişkileri daha azdır.
 
Bu gibileri hem özel hem de genel meclislerinde kendine yakın tutmalısın. Bunlar arasından öylesini bul ki; gerçekleri sana rahat bir şekilde söyleyebilsin ve evliyayı kiram için mekruh sayılan yanlış hareketlerin ortaya çıkmasına engel olsun." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali eseri) H: AknAydn
 
(Hz. Ali'nin kendisine "Seyfullah" lakabını verdiği Mâlik b. Eşter'i, Mısır Valisi olarak atadığı zaman yönetimle ilgili görüşlerini ortaya koyduğu bir ahdname yazarak kendisine vermişti. Bu ahdname, Mehmed Celaleddin tarafından "Şerhi Ahd Name-i Ali" adıyla İstanbul'da 1886-1887 tarihinde basılmıştır.)