Sürpriz Antalyaspor beraberliğinin ardından Cimbom’un rakibi, kendinden sonra ilgin en az pozisyon veren ekini Konyaspor’du.

Üstelik Arda, Feghouli ve Marcao gibi 3 önemli eksik vardı.

Terim, “Denize düşen yılana sarılır” misali maça forvette Diagne ile başladı.

Gamsız kral maç 0-0 devam ederken öyle bir gol kaçırdı ki inanın o golü kaçırmak atmaktan daha zor.

İlk yarım saat oyunu sahasında kabul eden Konyaspor, sonrasında baktı ki Galatasaray’ın futbol oynamaya niyeti yok kendi atak yapmaya başladı.

Bunun karşılığını 19 yaşındaki Makedon golcüsü Erdon Daci’nin ayağından bulduğu golle aldı.

Golün birkaç dakika sonrası Diagne karşı karşıya pozisyonda her maç yaptığı ‘topu stadyum dışına atma’ etkinliğini sahneye koydu.

İlk yarının uzatma anlarında Oğulcan’ın ‘al da at’ pasını gole çeviren Diagne, takımının 2. yarıya umutlu başlamasına neden oldu.

Ancak bu umut sadece 47 saniye sürdü. Sonrası kelimenin tam anlamıyla dejavu.

Karagümrük maçında 2. yarının 15. saniyesinde gol yiyen Galatasaray, aynı golü Konya’da da yedi.

Dünyada santradan kontra yiyen tek takım sanırım Galatasaray. Bir yanlışı bir kez yaparsanız hatadır, ikinci kez yaparsanız bunun adı suçtur. Ve bu suçta en az futbolcular kadar teknik heyetin de payı vardır.

Dün Galatasaray’da sahadaki tek iyi isim Oğulcan Çağlayan’dı. Yeteneği nispetinde elinden geleni yaptı. Bu aslında seviyenin vasata indiğinin göstergesi.

Sahanın en kötüsü ise kesinlikle Emre Akbaba’ydı. Beki Sarrachi’ye doğru düzgün yardım etmedi, ettiği 2 pozisyonda da gole neden oldu.

İlk golde ofsaytı bozdu, üçüncü golde de rakibine gölge markaj dahi yapmadı.

Emre Akbaba’yı 90 dakika sahada tutmak nasıl bir akıl tutulmasıdır, onun cevabını da Fatih hoca versin.

Bir de yenik durumdayken 90+6. dakikada oyuncu değiştirmenin mantığı nedir? Madem 2 dakikada skoru değiştirebilecek kabiliyette oyuncularınız var, o zaman neden daha erken oyuna almadınız?

Bu, insanların aklıyla dalga geçmektir.

Gelelim kazanan tarafa.

Konyaspor maçın başlama düdüğünden bitişine kadar her saniye maçı hakeden taraftı.

Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin ardından Galatasaray’ı da üstelik 4 gol atarak yenmek büyük başarı. İsmail hoca ve futbolcularını tebrik ediyorum.